O/22

177 14 15
                                    

|1 Hafta Sonra |

Derin bir nefes aldı.

Odasında ki aynaya bakarken hala boynunda geçmeyen parmak izlerinde gözlerini gezdirdi. Yansıması o kadar kötüydü ki gerçekten böyle gozüküp gözükmediğini merak ediyordu. Gözlerinin altı mosmor, boynunda ki fular kızarıklıkları hâlâ engelleyememişti. Dişlerin yaraladığı dudakları en başında geliyordu ki kabuk tutan yaralarından bahsetmeye gerek bile yoktu. Başı hâlâ ağarırken geçirdiği ölüm gibi bir haftanın etkisindeydi. Odasında ki aynada dudaklarını yalayarak bir nefes daha aldı.

Boğazları acıyordu, konuştuğu zaman hâlâ boğazına batan minik iğneler vardı. Bakışlarını ve bedenini aynadan çekerek sandalyesine geri oturdu, kendine daha fazla bakmak istemiyorud. Masaya ellerini koyarken hâlâ olanlara inanamıyordu, rüya gördüğüne inanamak istiyordu fakat boğazında ki ince parmak izleri ve çatallaşan sesiyle bu çok zordu.

Üstelik artık Melan yoktu.

Masaya kafasını koyarken hâlâ içinde ki anlam veremediği hisleydi. Melan'ın ölümünde kendini suçlu hissetmeden duramıyordu fakat aklından o deli sözler gitmiyordu. Gabriel'i öldürme şüphesi bile onu korkutuyordu ve aklına daha önceden bunu yapıp yapmadığı geliyordu. Aklı ve kalbi daha öncecki dosyalarda olsa da bunu Melan'a asla konduramıyordu. Fakat içi içini yiyordu.

Odaya ilk gelen ve onu yarı baygın bulan kişi Sergio olmuştu. Daha sonra ise tüm kat küçücük odaya girmek için savaş vermişti. Fakat Irayna'nın aklında olan tek şey Sergio'nun 'ne söyledin?' kelimesiydi. Genç adam o koltuğun üzerinde yığılıyken hemen üzerinde ki kadıni almış ve o anın deki cesaretiyle bağırmaya başlamıştı. Bir kaç kez yüzüne vurulan tokattan sonra Melan'ın öldüğünü anlamıştı.

Kendi üzeri boydan boya kırmızıya boyanırken sadece yarı açık gözleriyle Gabriel'e ve elinde ki bıçağa bakıyordu. Bıçağı neredn bulduğunu hala merak ediyordu.

Tüm merak ettikleri o gün Melan ile birlikte gitmişti ve soru soracak tek kişisi bile kalmamıştı. Üstelik Sergio'ya güvenme konusunda endişe duyuyordu. Hastahane çalkalanmış, genç kadın için sayısız kişi gelerek anma töreni yapılmıştı. Irayna ise boğazında ki tırnak ve parmak  izlerini bir hafta boyunca bir fular ile saklamışti ve hâlâ saklıyordu.  Kavgadan, ya da sonucu ölümle sonuçlanan tartışmadan sonra Irayna boynunda ki eller ve tüm hastahanenin gördüğü baygın halinden içi yanarak Gabriel'i suçlu tutmuştu.

Yalvaran gözlerle Gabriel'den her zaman özür dilese de, en azından gittiği hücrede mutlu olacağını ve yaşayacağını biliyordu. Öyle sanıyordu.

Melan sırlarla ölmüştü ve bu sırlar Irayna'yı da öldürecekti.

"Doktor Hanım?" 

Kafasını  korkuyla masadan kaldırırken kapıda ki stajyere baktı. Gülümsemeye çalışırken masadan iyice kendini kaldırarak ayağa kalktı.

"Kapıyı çaldıma ama duymadıniz sanırım, rahatsız ettiysem çok özür  dilerim."

"Hayır lütfen, özür dilemene gerek yok sadece dalgınım. "

"Sharon ve Alissa geldi."

Irayna gülümserken kafasını olumlu anlamda sallayarak yerine geçti.  Boynunu sağa sola hareket rttirirkrn stajyerlerinin bu kadar hazırlıklı olmasını seviyordu. Her hastası onun icin çok özeldi falat Sharon en özeliydi. Yerine otururken tekrar kapi açıldı ve Sharon gülümseyerek içeri girdi. Ardından kapıyı birkaç saniye aralık bırakarak sadece kendisinin gördüğü yakın arkadaşını içeri davet etti.

"Hoş geldiniz,"  Genç kadın  arkasına yaslanırken Sharon'un sıcak gülümsemesiyle masasinın önünde ki koltuğa oturmasını istedi.

"Hoşbulduk!"

Olanaksız |Lanet Serisi 1|  #Wattys2020Where stories live. Discover now