6 x Düşüş

28.9K 1.9K 112
                                    

Koç - Bölüm Altı : Bir düştük başımıza gelmeyen kalmadı...

Masadaki fizik testini önümden ittim ve kitaplığıma koyduğum telefonumu alıp Özgür'ün attığı mesajı yeniden açtım. O sinirle cevap vermemiştim, cevap vermeyi de düşünmüyordum açıkçası. Bildirim gelince oradan çıkıp gelen isteğe baktım. Armağan ve Oğuz'dan gelmişti. İstekleri kabul ettim ve onları geri takip ettim. 

Okulda, senelerdir arkadaşmışız gibi takılmamız birkaç kişiyi şoka sokmuştu. Samimi bir insan olduğum için sınıftaki diğer insanlarla da iyi anlaşmıştım. Yabancılık çekmemiştim, kimsede hissettirmemişti zaten.

Annem bir keresinde, yeni tanıştığın insanla yıllardır tanışıyormuşsum gibi hissedersen gerçek arkadaşını bulmuşsun demektir, demişti. O zaman herkeste aynı şey mi olacak yahu, demiştim ama şuan haklı olabilir gibi hissediyordum. Bursa'daki arkadaşlarımla, benim şapşallar dışında, bu kadar yakın olduğumu hiç hissetmemiştim.

Armağan'dan mesaj gelince hızlıca mesaja tıkladım. Telefon numaramı istemişti. Numarayı yazı göndermemin ardından, WhatsApp'tan yeni grup kurulduğuna dair bir bildirim geldi. Gruba baktığımda, Oğuz'un olduğunu gördüm. Bir gruba daha eklendim, bu da sınıf grubuydu. Gelen birkaç mesaja cevap verdikten sonra Instagram'a geri girdim. Beşiktaş antreman fotoğraflarını atmıştı. Beşiktaş'ın resmi hesaplarını takip ederek babamdan iki yüz almıştım. Tabi sık sık bakıyordu takipten çıkmış mıyım diye. Oda haklıydı, para döküyordu sonuçta.

Atiba, Ozi ve Necip'in fotoğrafı vardı başta. Üçünüde severdim. Fotoğrafı geçip diğerine baktım. Özgür ve Kartal Pinhan'ın konuştuğu bir fotoğraftı. Gözlerim kısılırken, fotoğrafa baktım. Kartal, bir şeyler anlatırken Özgür onu dinliyordu. Bakışlarım Özgür'e döndü. Yüzümde istemsiz oluşan gülümsemeyi hızlıca sildim ve fotoğrafı geçtim. Diğer fotoğraflara baktıktan sonra beğendim ve telefonumu bıraktım. 

Yarım bıraktığım fizik testimi önüme çektim. Bunca çabanın ve okumanın sonunda zengin olmazsam büyük olay çıkardı cidden. 

*   *   

Sabah büyük bir enerji ile uyanmıştım. O yüzen kendime biraz daha özenmiş, ablama iyi davranmış ve babama maçın hangi gün olduğunu sorarak sevindirmiştim. Enerjim yüzünden uykusu ile savaşan Armağan sınıfta beni sıradan atmak ile tehdit etsede Oğuz ile birleşince onda da bir enerji yüklemesi yapmıştık. 

Okul çıkışı Oğuz'ların, Özgür ile ilk antremanları vardı. Armağan ve Oğuz çocukluk arkadaşı olduğu için ve Özgür yüzünden Armağan antremanı izleyecekti. Benimde izlememi istemiş, itiraz edince ısrar etmiş ve sonuç olarak bende izleyecektim. Antremanların kalabalık geçeceğini düşünüyorduk. Çünkü okuldaki tüm kızlar birden Özgür Çalhan hayranı olmuştu.

Bende beğeniyordum falan ama hiç hayranmış gibi davranmamıştım ona. Özellikle gerçek yüzünü görünce benim için sadece yüzünün önemi kalmıştı. Ama beni babası ile buluşturduğu için ufaktan bir sempatim vardı ona. 

"Bana eşit ağırlığa geçmemem için tek bir neden söyleyin." dedi Armağan, öğle arasında otururken. Fizik dersinden çıkmamız, ikimizde de mod düşüklüğüne yol açmıştı. "Çünkü eşit ağırlık sınıflarında yer yok." diyerek ayaklarını uzattı Oğuz. Armağan göz devirdi. "Görende fizik yapamıyor zanneder." diyerek huysuzlandım. "Bana diyene bak, sende yapıyorsun." dedi o da benim gibi. Sonra aynı anda omuz silktiğimizde güldük.

"Siz nasıl bir araya geldiniz lan Özgür ile?" dedi birden Oğuz. Armağan'ın da meraklı bakışları bana dönmüştü. Dudaklarımı yaladım. Gözümün önüne havaalanındaki çarpışmamız gelinde gülümsedim. "Havaalanında çarpıştık. Ben onu tanımadım, oda 'bu da yeni taktik mi' dedi." diyerek Özgür'ü taklit ettim. "Sonra takımdan birilerini gördüm, tabi bu onu tanımadığım için bozuldu. Hep fazla egodan bunlar." dedim omuz silkerek. Egoluydu işte. 

"Aha yaz dizisi." dedi Oğuz alayla. Göz devirdim. "Sus be!" diyerek ona vurdu Armağan ve bana devam etmem için hareket yaptı. Merakla bakıyordu, film izlermiş gibiydi resmen. "Sonra o gidince onu tanıdım ben. Sonra bir baktım tweetimi beğenmiş, sonra yorum falan filan. Alışveriş merkezinde karşılaştık, şapkamı aldı pislik herif." dedim huysuzca. Oğuz sahte bir memnuniyetsizlikle yüzünü buruşturdu. Güldüm. "Sonra?" dedi Armağan heyecanla. "Maçta, stadta karşılaştık. Sonra basketbol oynadık, sonra da okulda işte." dedim hızlıca. Unuttuğum bir şey var mı diye düşünüyordum bir yandan da. Canım şapkam ne çok severdim onu. Ama ablam sakın isteme demişti. 

"Allahım! Kitap gibi!" dedi Armağan aniden yükselerek. İrkildim. "Ne bağrıyon?" dedik Oğuz ile aynı anda. Göz devirerek omuz silkti. "Sizden olur." dedi ayak ayak üzerine atıp ilişki profesörü havasına bürünerek. "Aynen ikide çocuğumuz olur sonra." diyerek göz devirdim. "Orasıda sizin bileceğiniz iş." diyerek omuz silkti. "Bu delirdi yine. Kantine gidelim." diyerek beni kaldırdı. Biz giderken Armağan arkamızdan geliyordu söylenerek.

Okul çıkışında, onları spor salonuna gönderip tuvalete kaçmıştım. Dağılan saçlarımı dağınık topuz yaptım. Eteğimi ve tişörtümü düzelttikten sonra aynada kendime son kez baktım ve kantine doğru yürüdüm. Üç çikolata aldıktan sonra, spor salonuna yürümeye başladım. İçeri girdiğimde gördüğüm görüntü beni şaşırtmamıştı. Kızlar her yere yayılmıştı. İç çektim ve Armağan'ın yanına gidip oturdum. Özgür daha yoktu. "Al." diyerek çikolatayı uzattım. Teşekkür ettikten sonra alıp yemeye başladı. 

Kendi çikolatamı yerken, içeri Özgür girdi. Kafasındaki şapkam ile gözlerim kısıldı. Gözümün içine içine sokuyordu birde. Bugün alacağım o şapkayı ondan. Adama bak be!

Gerginlikle çikolatamı yerken, gözlerimiz değdi ve göz kırptı. Çikolata boğazıma kaçarken öksürdüm hafifçe. "Ölüyorum." diyerek dehşet içinde mırıldanırken, Armağan'ın uzattığı suyu alıp içtim. "Göz mü kırptı o?" dedi Armağan şaşkınlıkla. Suyu ona uzatırken kafa salladım. Güldü. Kafamı kaldırdığımda Özgür'ün alaylı bakışları ile karşılaştım. Göz devirip kafamı başka yöne çevirdim. 

"Bana bakıyor işte." dedi arkamdaki bir ses. Çaktırmadan oraya baktığımda, kızın biri saçlarını düzeltiyor ve Özgür'ün olduğu yere bakıyordu. "Bana göz kırptı." dedi onun yanında oturan kız. Gülmek ile gülmemek arsında kalırken önüme döndüm. "Kafayı yemişler." dedim alayla mırıldanarak. "Artı bir." dedi Armağan. Bakışlarımız değdiğinde ikimizde kocaman kahkaha attık.

Özgür antremana başlamak yerine takımı etrafına toplamış ve yere oturup bir şeyler konuşmaya başlamışlardı. Hepsinin yüzü ciddi olsada, sık sık gülüyorlardı. Armağan ise diğer herkes gibi merak ediyordu. Bir saatin ardından basketbol takımı dağılmaya başladığında Armağan ile spor salonunun girişinde Oğuz'u beklemeye başladık. 

Oğuz ve Özgür arkalarında kızlar ile çıkarak bize doğru yaklaşmaya başladılar. O anda hiç olmayacak bir şey oldu. Kendimi birden uçuşa doğru geçmiş hissederken kendimi Özgür'ün üzerinde buldum. Ellerini blimde hissederken, gözlerim kocaman açıldı ve Özgür'ün şaşkın bakışları ile çakıştı. "Pardon." diyerek Oğuz'un yardımı ile ayağa kalktım. Herkes şaşırmıştı.

En çokta ben şaşırmıştım.

Yerde gördüğüm şapkam ile hızlıca yerden aldım. Özgür ayağa kalktı. Şapkayı kafama ters bir şekilde taktım. "Şapkamı getirdiğin için teşekkür ederim." diyerek gülümsedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. İnsanların şaşkın bakışları eşliğinde bahçeye çıkarken, uçuşa geçmemin sebebini anlamıştım.

Armağan...

Kesinlikle benden çekeceği vardı.

KOÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin