37 x Koç

17.3K 1.1K 156
                                    

Selamlarr nasılsınız? Ben aşırı yorgunum. Yks serüveni beni şimdiden yordu... Ama yine buradayım. Her zamanki gibi.

Hatalarım olduysa şimdiden kusura bakmayın. Bölüm sonunda görüşmek üzere.


Koç - Bölüm Otuz Yedi : Maç

"Biraz  daha katabilir misiniz lütfen?" diyerek heyecanla mırıldandım amcanın elindeki kestane şekerlerine bakarken. Amca gülerek kafasını salladı ve biraz daha ekledi. "Uzun zamandır yememiştim. Buraya gelmemiz iyi oldu." dedim Özgür'e dönerken. Yüzündeki kocaman gülüşü ile beni izlediğini görünce gülümsemem biraz daha büyüdü ve elini daha sıkı tuttum. Kışın ortasında olmamıza rağmen Bursa'nın havası güneşliydi. Öğlen güneşi etrafı pırıl pırıl yaparken, tatlı bir serinlik vardı etrafta. 

Özgür ile sabah erkenden Bursa'ya doğru yola çıkmıştık. Yaptığım en güzel yolculuğun ardından Bursa'ya gelmiş ve çocuklarla favori mekanımızda kahvaltı yapmıştık. Daha sonra yakınlardaki Uzun Çarşı'ya geçmiş, çocukların yanına gitmeden önce bir şeyler almıştık. Amca kestane şekerini uzatınca parayı uzattım ve paketi aldım. Özgür ile el ele çarşının çıkışına ilerlerken, aklımda elimdeki kestane şekerleri vardı. 

Eniz'e göstermeden bunları nasıl mideye indirirdim acaba? 

İkimizden başka kimse kestane şekerinden hoşlanmazdı. Bu da aramızda hep bir iç savaş çıkartırdı. Evet, çok iyi arkadaşlar olmamızın yanı sıra iki yaşındaki çocuklar gibi en ufak şey için bile kavga edebilirdik. 

"Üşüdün mü?" diyerek kollarının altına aldı Özgür beni. Ona sokulduktan sonra kafamı kaldırdım ve çenesine ufak bir öpücük kattım. "Üşümedim." diyerek mırıldandığımda saçıma ufak bir öpücük kondurdu. Arabaya geldiğimizde hızlıca içine bindik. Özgür ısıtıcıyı açarken, kemerimi taktım. Kendi kemerini taktıktan sonra arabayı çalıştırdı ve elimi tuttu. Avcumun içine minik bir öpücük bıraktıktan sonra elimi sıkıca sarıp dizinin üzerine kattı. Gülümsedim ve elini sıktım.

Özgür ile olmak, o kadar güzeldi ki. Bunu kelimelerle nasıl tarif edebilirdim bilmiyordum açıkçası. Ama yıllardır beklediğim aşkı bulmuş gibiydim. Nasıl devam ederdi, sonumuz nasıl olurdu ya da bir son olur muydu bilmiyorum ama kalbimin içinde kocaman bir aşk vardı. Bu yüzden geçmiş ya da gelecek umrumda değildi. Ben şuan çok mutluydum ve önemli olan buydu. 

"Maçlar için nasıl hissediyorsun?" dedim aniden sessizliği bozarak. "Lig maçları, ziraat maçları, üzerine okulun maçları derken çok yorulacaksın. Hazır mısın?" diyerek devam ettim. Derin bir nefes verdi Özgür. "Hep yoğun bir tempoda çalıştım, alışığım aslında yorulmaya. Ama bu sefer hayatımda tek bir gülüşü ile tüm yorgunluğumu alacak bir kadın var." diyerek bana döndü ve göz kırptı. İçimdeki aşk kabarırken kıkırdadım ve öpück attım. "Her zaman yanında olacağım." dedim ardından içten bir ses tonuyla. "Biliyorum." diyerek gülümsedi. Ardından gözlerini kıstı birden. "Okulun verdiği formanın arkasındaki numarayla bir alakan var mı?" dediğinde gözlerimi kıstım ve dudaklarımı birbirine bastırdım. 

Bu sorunun bir gün bana geleceğini hiç tahmin etmemiştim.

"Var değil mi?" diyerek güldü Özgür. Dudaklarımı yaladım ve masum bir gülümseme attım. "Benimkinde senin forma numaran yazıyor, biliyorsun." diyerek mırıldandığımda kocaman bir gülümseme ile kafa salladı. "Seninki de benim uğurlu sayım yazıyor, Oğuz'un işleri işte."

KOÇWhere stories live. Discover now