20 x Misafir

23.9K 1.6K 473
                                    

Herkese selam💃
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Bölüme geçmeden önce yarın YKS'ye girecek olanlara ufak bir şey söylemek istiyorum.

Şimdiden herkese başarılar.
Siz her şeyi halledersiniz sakin olmaya çalışın sadece. Halledemezseniz de sorun değil, o an dünyanın sonuymuş gibi geliyor ama değil ve hiçbir zaman olmayacak. Sizde bir süre sonra anlıyorsunuz zaten. Hiçbir şey sizden daha önemli olamaz. Bunu unutmayın.

Koç - Bölüm Yirmi : Halı Saha

Aşka inanırdım.

Çevremde birçok aşık insan örneği vardı çünkü. Bunların başını annem ve babam geliyordu. Sonrasında ise ablam ve Efe abim... Aşık olmak benim için imkansız gibiydi. Evet dilimde sürekli 'anne aşık oldum' lafı dolanırdı. Beğendiğim herkese aşık olduğumu söylerdim ve bu sadece birkaç saniye sürerdi. Ama gerçek aşkın bana uğrayacağını hiç düşünmezdim. 

Birinden hoşlanmanın nasıl hissettireceğini bilmiyordum, birine aşık olmanın da nasıl hissettireceğini bilmiyordum. Özgür bunları bana öğretmişti.

Ona yaklaştıkça yanacağımı düşünmüştüm. Biz olmazdık çünkü. İmkansız gibi bir şeydik. Ama ona yaklaştıkça kendimi geri de çekememiştim. Ve sonrasında ona yaklaşmamı engelleyememiştim. Muhtemel olarak kendi kendime yaşayacağım bu duygular, benim için hayattımda bir ilkti. Bundan şikayetçi değildim ama. Özgür'ü düşünürken bile hızlanan kalbim, hoşuma gitmeye başlamıştı. Onun bana hissettirdikleri güzeldi.

Özgür Çalhan kalbime yakışmıştı.

"Allah'ım bu kadar yakışıklı olmak zorunda mıydı?" diyerek gözlerimi fotoğraftan çekmeden mırıldandım. Günlerden pazartesiydi. Bugün okula gitmemiştim. Açıkçası yeni farkına vardığım bu duygudan korkmuştum. Özgür'e nasıl davranacağımı bilememiştim. İçin kötü yanı ondan kaçmam işe yaramayacaktı çünkü yaklaşık yarım saat sonra burada olacaktı. Benim evimde, benim salonumda ve benim mutfağımda. Evet sakinim. 

Annem içeride hazırlık yapıyordu. Saatin altı olmasına çok az kalmıştı. Ben ise buna rağmen odamın balkonunda, Özgür'ün birkaç saniye önce attığı storiye bakıyordum. Arabadaydılar. Yanında Kartal vardı. Bize geliyor olmaları yüzümde kocaman bir gülümsemeye sebep oluyordu. Derin bir nefes aldım ve balkondan odama geçtim. 

Üzerimde siyah taytım ve erkek reyonundan aldığım siyah sweatshirtim vardı. Ayağımda ise önünde kurbağa kafası olan peluş ev botlarım. Saçlarımı düzgünce mısır örgüsü örmüş, hiç makyaj yapmamıştım. Alnımdaki pansuman bezi hala yerini koruyordu. Babama çıkartmak için yalvarmıştım ama izin vermemişti. Bence büyük bir yara değildi ama babam mikrop kaptıracağımı söylüyordu. En doğal halimleydim yani. Evde ne giyebilirdim ki zaten?

"Anne!" diye bağırarak odamdan çıktım ve sekerek mutfağa ilerledim. Telefonumda hala Özgür'ün storisi açıktı. "Damadın fotoğraf atmış." diyerek mutfağa girdiğimde telefonumu anneme çevirdim. Gördüğüm yüzler ile telefonum yere düşerken, gözerim kocaman açılmıştı. Alelacele yutkundum ve dudaklarımı yaladım. Bana şaşkınca bakan Kartal ve Özgür'e masumca gülümsedim. "Hoş geldiniz." dedim daha yeni yaşanılan olay yaşanmamış gibi. Annem bana neden geldiklerini haber vermemişti ki?

"Hoş bulduk." dedi Özgür güzel bir gülümseme eşliğinde. Kartal ayağa kalktı ve sarıldı bana. Kulağıma yaklaşıp "Ekranı gördüm." diye fısıldadığında gözlerim kocaman oldu. Kartal geri çekildi ve sinsice gülümsedi bana. "Annenle tanışıyorduk bizde." diyerek yeniden konuştu Kartal neşeyle mutfak sandalyesine otururken. Annem gülümsedi. Yerden usulca telefonumu aldım ve ekranını kapatıp sandalyeye oturdum.

KOÇWhere stories live. Discover now