3. Bölüm

5.2K 306 93
                                    

3. Bölüm: Bomboş


An itibariyle Balamir Bey'in de yardımıyla evime girebilmiş, anahtarı teslim almış, anahtarın fotoğrafını instagramda paylaşmış ve nihayet çıplak taban döşemesinin üzerine 180 uzanabilmiştim. Bir süre önce yani.

Ne kadar zaman geçtiği hakkında bir fikrim yoktu. Uzun zamandır yatıyordum salonun tabanında, tavandaki deliğin beni delirtmesine yetecek kadar uzun bir zamandı hatta.

Neden kimse bana salonumun tavanında bir deliğe sahip olduğumu söylememişti? Yukarıdan bakan beni görebilirdi buradan. 

Görür müydü ya?

Bal gibi de görürdü işte. En az bozuk para kadar vardı delik.

Allahım sabır.

Bir anlık gafletle doğrulmaya çalıştım.

Bakın çalıştım diyorum çünkü deneyimim sadece çalışmakla sınırlı kaldı. Gerisingeri döşemeye sırt üstü devrildim.

Yok ben buradan kalkamazdım. Otopsi motopsi gelip burda yapsınlardı. Hareket edemeyecektim.

Tam omuz hizamdaki telefondan gelen bildirim sesiyle fazla hareket etmeden ona uzanmaya çalıştım. Birkaç zorlu denemenin sonunda telefonu elime aldığımda gördüğüm manzara beni çubuk gibi dikmişti ayağa.

Acı macı kalmamıştı bedende.

Anacuum kişisinden 17 cevapsız çağrı...
Babambey kişisinden 11 cevapsız çağrı
Snap kişisinden 7 cevapsız çağrı...
Hıyar kişisinden 2 cevapsız çağrı...

Neydi bu evdeki önemsenme sıralamam falan mı?

37 kez aranacak kadar değerli miydim lan ben? Hiç öyle hissetmemiştim. Hissettirememişlerdi.

Annemin sinirini şuan çekemeyeceğimi bildiğimden eve girdiğimle ilgili kısa bir mesaj yazdım. Ardından uyuyacağımın sinyallerini vererek telefonu geri koydum.

Yere.

Yere eğilip telefonu yere bıraktım.

Çünkü kıyabileceğim bir eşyam yoktu.

Oftu poftu gerçekten.

Ev genel olaral temiz göründüğü için, daha çok temizlik malzemem olmadığı için, temizlememeye karar verdim. Yaşayamayacağım kadar pis değildi. Daha pis yerlerde de barınmıştım.

Sinanın odası gibi.

Kokusu bile burnumdaydı hala.

İğrenç.

Valizleri iki seferde odam olarak seçtiğim büyük odaya taşıdım, erzakları mutfağa yerleştirdim, şükürler olsun ki annemi bozulacak şeyler koymaması konusunda ikna edebilmiştim.

Bana babamdan tescilli 20 kilo sırt eti ayırdığını duyunca kısa çaplı bir şok geçirmiştim. Babam bile annemle ittifak kurup et konusunda üzerime yürüyünce fatihin bizansı savuruşu gibi, bozulur diyerek can evlerinden vurmuştum.

Çünkü babam için kendi kesip ayıkladığı bir etin bozulması demek, 3. Dünya savaşına davet demekti. Kaos çıkarırdı. Yakar yıkar acımazdı. Yaşlı, kadın, çoluk çocuk demeden gazabını yaşatırdı. Et mevzusu bizim evde ciddiyetin başını çeken konuydu. Ailecek can evimizdi.

Kasap kızı olmak otomatik olatak beni de et konusunda hassaslaştırıyordu.

Evde kısaca gezindim. Geldiğimde zaten gezinmiştim ama tekrar etmekte fayda vardı.

BalbeyamirWhere stories live. Discover now