5. Bölüm

5K 275 83
                                    

5. Bölüm: Sessizce!


- Çıkmana gerek yok.

Ha ha ve ha. Allah razı olsun ya.

Ne yapardım acaba sen olmasan.

- Zaten çıkmayacağım?

Evi inceleyen bakışları varlığımı yeni farketmiş gibi üzerimde sabitlendi. Birbirine doladığı kollarını ayırdı, böylece yargı görünümü biraz da olsa dağılmıştı.

- Şimdi Ahsen... Artık sizli bizli konuşmamıza gerek yok. Değil mi?

Ciddi ciddi sorduğu soruyu başımla onayladım. Biz saygılı konuşmayı bırakalı bir yirmi dakika oluyordu, bu yirmi dakikada kelimelerimiz bayağı bir samimileşmişti. Daha yeni mi fark ediyordu.

- Gördüğümüz gibi senin eşyan yok. Benim eşyalarım için bir yere ihtiyacım var...

Evet evet. Parçaları birleştirebiliyordum. Allaha şükür gerizekalı değildim.

- Sende diyorsun ki eşyalarımı buraya getireyim.

Başını aşağı yukarı salladı hevesle. Kale direğinden hallice boyuyla, korkunçlu çehresiyle bu kadar tatlı olmayı nasıl başarabiliyordu, pesti doğrusu.

Tatlı mı?

Kendine gel Ahsen. Ne tatlısı. Megaloman kılıklı bir megalodon o. Aldanma bu oyunculuğa.

- Yok ya. Oldu başka isteğin.

Yüzündeki "tatlı" heyecan bir anda çatık kaşlı huysuz bir ifadeye evrildi. Hızına yetişememiştim.

- Hayatımda sana yalvardığım kadar kimseye yalvarmadım biliyor musun? Harbi söylüyorum bak. Aşırı ciddiyim.

Bu çok önemli husustan bananeydi?

Ne değişecekti yani.

Az daha yalvar diyen şeytani tarafımı yaka paça susturdum. Hanımefendi kişiliğim zedeleniyordu.

- Bak zaten çok uzun görevlere gidiyorum ben. Ayda bir en fazla iki kez görüşeceğiz seninle? Eşyaları tamamen sen kullanacaksın yani?

Ha birde yanımda mı yaşayacaktı?

Salak mısın Ahsen?

Gerçi aynen. Eşyalarını yerleştirecekse kendi de burada yaşardı. Hakkıydı. Mantıklı olan oydu.

Pardon. Nöbet biraz kafama vurmuştu da. Zar zor algılayabiliyordum olanı biteni.

- Ben sana bir yıl kira verdim mi? Verdim. Biz seninle bir yıllık sözleşme imzaladık mı? İmzaladık. Bu bir yıl içinde evime müdahale etme hakkını sana veren nedir?

Ağzı iki kez açıp kapandı. Kısa süre cevap da veremedi. Öylece baktı gözlerime. Sonra pes ettiği gözlerinden belli olaraktan son bir kez başını salladı.

- Tamam o zaman. Size iyi günler Ahsen Hanım.

Hanım kısmını daha kısık ve mazlum bir sesle söylediği için sağ meleğim uyanmıştı bile.

Evsiz birini öylece kovacak mısın evinden Ahsen?, diye fısıldadı beynimin kıvrımlarına doğru.

Böyle demeseydi iyiydi. Vicdanım ayaklı bir hüsrana dönüşmüştü.

- Balamir.

Yüzünü görebilmek için bende ona doğru çevirdim bedenimi.

Siyah tişörtünü kabartan geniş omuzlarıyla bakıştım kısa süre. Sonra gözlerim upuzun bacaklarına inecekken kendimi toparlayıp boğazımı temizledim.

BalbeyamirWhere stories live. Discover now