8. Bölüm

4.9K 243 61
                                    

8. Bölüm: Çığlık Tablosu

- ...yani uzun lafın kısası Ahsen abla Adem'le Nefise o gecenin sabahında ayrılmışlar. İşte o gün bu gündür de Adem bizi sen ayırdın diye, aklına geldikçe hastanenin duvarlarını tekmeliyor. Bizzat ben de şahit oldum bu duruma. Yani sende bir yerlerde Adem'le karşılaşırsan en yakın yoldan geri dön binaya tamam mı? Valla kendi sağlığın için abla.

Ennur'un susmamak adına uçan kuştan sohbet açtığı yedinci saatimizdeydik. Kafa beyin kalmamıştı. Ben dinlemekten bu kadar yoruluyordum da, bu kız nasıl hiç yorulmuyordu anlamıyordum. Hayır bir insanın hiç nefesi tükenmez miydi? Kelimeleri bitmez miydi? Azıcık susayım da şu kız dinlensin diye düşünmez miydi?

Yazıktı, insanlık ölmüştü gerçekten.

- Hele Nefise'nin ölüm yıl dönümleri... her yıl nasıl ağlıyor nasıl kendini paralıyor bir bilsen abla. Vallahi ciğer kalmıyor insanda. Şaşırıyorsun da hani, şu devirde bir insan nasıl böyle sevebilir? Nasıl sevdiğine bu kadar bağlı kalabilir? Nasıl uğrunda delirebilir?

Ennur sıcak çayını dudaklarına götürdü sakince. Adem ve Nefise mevzusu beni de içine çeken bir hikayeydi. Tamam şimdi çok konuşuyor diye kızın hakkını yemeyelimdi konu bayağı sağlamdı, temizlik görevlisi Gülnur'un acili nasıl karıştırdığını salisesine kadar öğrenmektense deliren bir adamın sevdiği kadına olan aşkını dinlemeyi yeğlerdim.

Ennur'un anlatışına göre, Nefise beş yaşında geçirdiği bir kaza sonucu yüzde yetmişe kadar görme kaybı yaşamış, o zamanın sağlık sektörü ve ailesinin ekonomik durumu nedeniyle de ameliyat meselesi falan onun için hayal olarak kalmış. Yine de Nefise şartlara aldırmamış hep pozitif bakmış hayata. Alışmış yavaş yavaş böyle yaşamaya ve hatta sıfırdan başlamış çoğu eğitimine.

Nefise böyle böyle iyi bir kemanist olmuş. Engelleri onu yıldırmamış, hep çalışmış hep çabalamış. Öyle ki insanların iğrenç kişilikleriyle, sevgi yoksunu kalpleriyle de savaşmış. Ennur Nefiseden bahsederken gözümde hırslı, ne istediğini bilen, özverili bir kadın imajı çizilmişti ki haklıydım da böyle düşünmekte.

Tüm hastaneye konu olan Nefise'yi kime sorsanız anlatırdı size zaten. Burada ünü almış başını gidiyordu.

Derken bir gün hastane bahçesinde keman çalarken görmüş Adem onu. Ilık bir ilkbahar akşamında, hava hafif kararırken, Nefise kemanından en leziz notalarını kimsesiz hastane avlusuyla buluştururken düşüvermiş Ademin kalbine. Öylece hazırlıksız, destursuzca girmiş gönlüne de.

Dedikodularca dolaşmış kırık bir aşk hikayesi olduğundan çoğu ayrıntının gerçekliğine inanmıyordum ben. Ama yine de Ennur öyle bir anlatıyordu ki sanki kendimi sahnenin içinde esen rüzgar gibi hissediyor, bir o yana bir bu yana savruluyordum.

Velhasıl kelam efendim, Adem aşkını biraz daha yaşamış içinde. Tabi bu süreçte Nefisenin adını sanını danışmaya sordurtmuş hakkında bir takım bilgi sahibi olmuş. Rivayetlere göre Adem çok şaşırmış Nefise'nin tedavisini öğrenince. O naif ellerin, görmeksizin böyle hoş nağmeler yaratmasına inanamış, inanmak istememiş. Biliyormuş inanırsa bu güzelin kölesi olacağını.

Hemen birkaç gün içinde tanışmışlar Nefise'yle. Adem daha fazla uzaktan izleyememiş bu güzelliği.

Ennur konuya bayağı bir hakim olduğu için sanki her şey yanında olmuş gibi anlatmıştı bana da. İkili tüm yazı birlikte geçirmiş. Sonbaharın sonlarına doğru Nefise parayı nihayet tamamlayınca, ameliyatı için yakın illerden doktorlar gelmiş, Nefise de büyük umutlarla yatmış masaya.

Sadece onlar da değil hastanedeki tüm doktorlar umutluymuş ameliyattan. Hiç de riski yokmuş. Sadece bir saat sürecek basit bir operasyonmuş aslında.

BalbeyamirWhere stories live. Discover now