Bölüm 9 - Asli Aşk

127 12 56
                                    

Selamün Aleyküm! Size güzel bir haberim var. En azından benim için güzel 😁 An itibarıyla atanmış bulunmaktayım. Ben de fazladan bir bölüm yayımlayayım dedim^-^/

ww

Muhabbet öylesine içten bir arzıhâldı ki sevgilinin cemaline bir damla çamur değse yârin gözüne çiçekten gayrısı gözükmezdi. Semih'in aklında da, fikrinde de Fulya vardı; daha da ötesi son duraktı. Ondan başkasını görmüyor, avuçlarıyla sarmaladığı elin dışında sıcaklık hissetmiyordu. Yazdan beri uzuvlarına bir kelepçe misali giydirilen hasret diniyordu ve o çok özlediği yâri ile vuslatın sonsuzluğunda dinleniyordu. “Özledim seni!” dedi vurgulayıcı bir tonda, her kelimenin, her harfin üstüne basa basa, dudaklarında buz gibi ellerin teması var iken.

Fulya'nın içi kıpırdadı. Semih'in sevgi yüklü hasletinde eriyor, elinin sırtında hissettiği yumuşacık dudakların sıcaklığında kıvranıyordu. “Ben-" dedi bir itirafta bulunarak. “-seni özlediğimi tam da şimdi, burada fark ediyorum.” Mahcuptu. Onu hayal kırıklığına uğratma korkusuyla cebelleşiyor, gözlerini adamınkilere dikemiyordu.

Kadının çenesinden nazikçe tuttu, başını hafifçe kaldırdı. “Ben senin özleminle var olmuşum, bir tanem. Öncesini dile getirmeye çekinirim.”

Aşk, bu muydu? Yıllardır arayıp durduğu, peyderpey geldiğini sandığı aşk, aslında kapısına ilk kez mi uğramıştı? Gözyaşı döktürecek kadar kederli, öncesini hatırlamak istemeyecek kadar acı ve buz tutmuş bedenini eritecek kadar sıcak mıydı? Aşk ne zamandan beri habersiz gelirdi? Oysa hep hazırlık yapardı. Her yıl usanmadan arar, etkilendiği insana hiç düşünmeden açılırdı. Semih de o çok sayıdaki âşıklarından biriydi. Birkaç ay sonra bitecek, yerine başkası gelecek yâr idi. Ne vakit ona karşı derin bir muhabbet besler olmuştu? Ne vakit gerçek sevgiyi tanır hâle gelmiş, elinden bırakmak istememişti? Fulya, alt dudağını ısırdı ve ona sarıldı. Sıcacık arabanın içindeki tek ısı kaynağının kemiklerini sızlatacak kadar sert bir sarılıştı bu. Semih, “Fulya?” diyene kadar da bırakmadı.

“Ah, çok özür dilerim!” dedi hemen ondan ayrılarak. Sahip olduğu gücü her zamanki gibi unutmuştu. “Özür dilerim. Ben... uzun zamandır senden uzak kalınca kendimi fazla kaptırmışım.”

Çehresine küçük bir gülüş yayıldı. Adam, yaşadığı duygudan memnundu. “Biliyor musun? İlk kez bana olan sevgini hissedebiliyorum.”

Fulya, suçlu bir edayla başını indirdi. Yeni bir itirafın eşiğine gelmişti ki adamın güçlü kollarıyla sarmalanınca sustu.

“Sen vuslatımsın ve vuslatların kelimeleri yoktur.”

Semih'in son sözüyle Fulya hepten sustu. Aralarındaki aşkın aslında yeni başladığını ikisi de anlamış ve kabullenmişti. Fazladan lakırtılara ne hacet vardı! Gönül kabullenirken dile müsaade olur muydu?

İkisi de sustu. İkisi de anı yaşamaktan öteye gitmedi. Fulya'nın güvende olduğuna kanaat getiren Aram ise uzun zamandır yapmak istediği işi halletmek üzere yola revan oldu.

ww

Yatak odasındaydı. Bir yanda kırık telefonunun parçaları duruyordu, öbür yanda dolabının kapısı açık bir hâldeydi. Bu izler, Necip'ten arda kalanlardı.

Kolları ve bacakları kızıla boyanan Necip...

Gözleri ürkütücü bir hâl alan Necip...
Erman'dan korkan zavallı bir oğlan çocuğu...

Narin'in zihninde çok fazla şey dönüp durmaktaydı. Arkadaşlığını apansız şekilde bitiren Fulya, canavarımsı yanlarına rağmen ürkek bir intiba uyandıran oğlan, beklenmedik anda öfkeli tutumlar sergileyen Erman ve gizli bir mesaj. Çok sevdiği arkadaşının üç aylık yokluğunun ardından yaşadığı olaylar ona bir ömür boyu yeterdi. Ancak içinde bir his, bunun daha başlangıç olduğunu ve daha vahametli olaylara karşı hazırlanması gerektiğini söylüyordu.

SAKLI SOYLAR ¤ Yar-Sub ÇatlıyorWhere stories live. Discover now