Bölüm 10 - Arayıştaki Ubır

108 13 48
                                    

Keyifli okumalar^-^/

ww


Narin daha ne olduğunu anlamadan sağ yana devrilmiş arabası bir güç tarafından itildi. Bir kızılağaca çarpmak üzere olduğunu fark ettiği an ellerini kaldırarak başını korumaya aldı. Arabanın tavanı ezilirken kollarında şiddetli bir acı hissetti. Nihayet durmuştu ancak camlar kırılmış ve bazı parçalar kollarını yaralamıştı. Ağacın dallarındaki karlar ise sarsıntıdan dolayı düşerek kırık camdan içeri girdi. Emniyet kemeri takılı olduğu için şükretti. Bu sayede ölümcül bir yara almaktan kurtulabilmişti.

Ne var ki korku dolu anlar henüz bitmemişti. Arabanın kapısı, monte edildiği yerden kırılarak açıldı. Tüm olanlara sebebiyet veren kişi, elindeki kapıyı yana fırlattı. Emniyet kemerini tek hamlede yırttı ve yan koltuktaki yayı almak için uğraşan Narin'i omuzlarından tutarak dışarı çıkardı. Kendisine savrulan yay, yüzünde derin bir kesik açarak kırılırken böğürdü. Onca acıya karşın yarası iyileşmeye başlamıştı bile.
Korkunçtu. İflah olmaz bir kâbusun içinde sıkışıp kaldığını sanan Narin, var gücüyle haykırdı. Uyanmak gibi lüks bir eylemin derdinde dahi değildi. Kaçmak ona yeterdi. Zira karşısında bir insandan ziyade goril-insan karışımı, kas yığını bir yaratık duruyordu.

“Kes sesini!” dedi hırıltılı, kaba sesli ubır. Kırılan yayın kalan parçasını onun elinden sert bir şekilde alarak uzağa fırlattı.

Ona öfkeyle bakan adamın kan dolmuş gözleri Necip’inkiler gibiydi. Gözbebekleri büyümüş, kapkara bir küre hâlini almıştı. İrisleri kaybolmuştu. Şakakları kırış kırıştı  Hayvan kılını andıran kızıl tüyler yüzünü kısmen, boğazını ise tamamen sarmıştı. Fazlasıyla geniş vücudu, giydiği siyah kazağı zorluyordu. Ellerinin sırt kısımları yine kızıl tüylerle kaplıydı. Saçları elektrik akımına kapılmış gibi dik duruyordu. Bir gorilmişçesine böğürüyor, sivrilmiş dişlerini açığa çıkarıyor ve Narin'i sarsıyordu.

“Bengi Su nerede?”

Narin, yüzü onun tükürükleriyle kaplanırken korku içinde cevap verdi. “Neden bahsettiğini bilmiyorum. Bırak beni!” Belki artık bağırmıyordu ama gözyaşları da akıyordu.

“Ayushin Cebe ile görüşecektin. Demek ki Bengi Su hakkında fikir sahibisin. Bildiklerini anlat çabuk!”

“Be-ben hiçbir şey bilmiyorum. Bay Cebe'yle konuşmaya fırsatım olmadı.”

İstediği cevap bu değildi. Öfkelendi ve bir oyuncak misali kaldırdığı Narin'i fırlattı. Buradan sağ çıkamayacağını düşünen Narin, elinde olmadan bağırdı. Onu ne kırık yayı kurtarabilirdi ne de tarih hakkında edindiği onca bilgi. Elindeki yegâne şey, çığlığıydı. Bunu da sonuna dek kullandı. Tam yere sert bir şekilde çarpacakken biri onu belinden kavradı. Artık düşmüyor, tam tersine havalanıyordu.

“Ne-" Hiçbir şey anlayamıyordu. “Nasıl?” Durumun anormalliğinin az çok farkındaydı. Ama yaşadığı olağan dışı anlar, bilgiyi değerlendirme süresini uzatmıştı.

“Lütfen, affedin! İzinsiz dokunarak size büyük kabalık ettim lakin başka çarem yoktu.”

Korku ansızın biter miydi? Sıradan bir temas, insana huzuru bahşeder miydi? Aylar öncesine kadar böyle bir şey mümkün değildi. Ne var ki Fulya ile telefonda konuştuğu geceden beri huzur ansızın geliveriyordu, kapısını tıklamadan, müsaade dahi istemeden. Birden bire karşısına çıkıyor, inişli çıkışlı hayatına tekdüzelik getiriyordu. Karnının üst kısmında birleşen ellere baktı. Kızıllıklar, birer kuş tüyü gibi şekil almışlardı. Kristalimsi bir yapıya sahip gibiydiler. Düşündüğü şey miydi acaba? Bu kişi de tıpkı yerdeki gibi bir yaratık olabilir miydi? Yine adrenalin yükleniyor olmalıydı. Yoksa kalbi son hızda atmazdı. Yavaşça başını çevirdi ve belli bir yükseklikte duran adama baktı. Gözlerinde kara küre ve kan vardı. Boynunun etrafı kızıl kuş tüyleriyle sarılıydı. Onun Necip'ten ve insan-goril karışımı yaratıktan tek farkı bu tüyler değildi. Ondaki kızıl renk, neredeyse siyah denecek kadar koyuydu ve iki tane de kanadı vardı. Kalbinin git gide daha hızlı atmasına dayanamadı. “İndir beni!” diyerek çırpındı ve onun kenetli ellerini açmaya çalıştı. Nitekim adamın gücü karşısında başarılı olamadı. Ancak kızıl tüyler, ellerinde sandığından daha yumuşak bir his bırakışına da şaşırmıştı. Kristalimsi görünüşünün aksine sert değillerdi.

SAKLI SOYLAR ¤ Yar-Sub ÇatlıyorTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon