8🐧Bir Takım Rezillik Mevzuları

1.6K 134 9
                                    

8| Bir Takım Rezillik Mevzuları

Planım belliydi.

Dünden sonra çok büyük kararlar vermiştim.

Güney'le aramı iyi tutacaktım.

Bu sayede Olcay'la yakınlaşabilirdim ve aylardır peşinde koştuğum Yankı'nın ülke genelinde ilk haberini ben yapabilirdim. Bu fırsatı kaçırmamam lazımdı. Yankı'nın daha doğrusu Olcay'ın peşini bırakamazdım.

Yapmam gerekeni yaptım.

Akşam odaya girerken kendim için aldığım -güya- şarabı Güney'e ikram ettim. Hatta içki içmediğimi söylersem durum çok saçma olur diye kendime de doldurdum. Kıymıştım kıymetli parama. 

Güney şaşırsa da içki teklifim hoşuna gitmiş olacak ki kabul etmişti. Ayrı ayrı takıldığımız sırada belki de sarhoş olursa ağzından laf alabilirim diye düşünmüştüm. Ama Güney tüm şişeyi tek başına bitirmesine rağmen azıcık bile sarhoş olmamıştı. 

Bu akşamdan umudu kesip duşa girmiştim. Dün ve sabah ki havuz faslından sonra iyi gelmişti. Yarın da tüm gün Güney'in götünde gezip, tesadüfmüş gibi karşılaşmalar yaratmaya çalışacaktım. Böylece Olcay'la da illa ki karşılaşmış olacaktım. Eğer tanışırsak, ki onu gördüğüm an kesinlikle tanışmak için bir hamlede bulunacaktım, bir şekilde yakınlaşma işlerine başlayabilirdim. 

Tabi amacım Olcay'ı ayartmak değildi. İnsanların duygularıyla oynayamazdım. Her ne kadar işi gereği çoğu ünlünün ahını almış olsam da, Lodos benliğimle kimseyi kandırıp duygularıyla oyun oynayamazdım. Tek hedefim azıcık da olsa Olcay'la yakınlık kurmaktı. En ufak bir kanıtta zaten amacıma ulaşmış olacağım için, ilişki kurmama gerek kalmayacaktı. 

Banyodan saçlarımı kurutmadan, üzerimde kısa bir şort ve şortu örtecek kadar uzun ince bir tişörtle çıktım. Uzun saçlarımı karıştırıp kapıyı kapattım. Yatağıma ilerleyeceğim sırada bahçede volta atarak telefonla konuşan Güney'i fark ettim. Hararetli bir konuşmanın içinde gibi göründüğü için bunun Olcay'la ilgili olma ihtimalini göze alarak bahçeye doğru yaklaştım. 

Perdenin arasına gizlenip onu dinlemeye çalıştım. Öyle sessiz olmaya çalışıyordum ki nefesimi bile tutmuştum. 

"Saçmalama Olcay, zaten sen kendi evine sığamıyorsun bir de beni mi alacaksın?" Güney'i az da olsa duyabiliyordum.

"Aslan da olmaz, adam abisiyle yaşıyor amına koyayım zahmet veremem kimseye." Eğer yanılmıyorsam Aslan dün ve bugün yanlarındaki diğer adamdı. Tabi isimleri karıştırıyor da olabilirdim. 

"Aynen öyle kardeşim, başka bir ev tutacağım. Umurumda mı sence kiracıların rahatsızlığı? Ben o eve yalıtım yaptıracaktım anasını satayım. Neyse abi herif kendi bilir, ya yalıtımlı daire bulurum ya da taşındığım daireye yalıtım yaptırırım, ne gerekiyorsa işte." Taşınıyor muydu? Evsiz kalıp tatil yapmaya mı gelmişti bu sorunlu herif?

"Biliyorum kolay olmadığını ama sence şu an yapacak başka bir şeyim var mı sence Olcay? Neyse ne, bekletme onu kuduruyor sonra. Eminim... gelmeyeceğim. Benimki de kuduruyor sonra..." cümlesini bitirmeden küçük bir kahkaha atıp devam etti "...ne sandın lan? Git hadi, görüşürüz sonra."

Telefonu kapattığını anladığımda biraz geç kalmıştım. Panikleyip perdenin arasından çıkacağım sırada yere kadar uzanan perdeler ayağıma dolanmış, küçük bir çığlık eşliğinde kayıp götümün üstüne yere düşmüştüm.

Yüzümü buruşturup deli gibi sızlayan götümü ovuştururken tam karşımda bir çift ayak görmeyi beklemiyordum. Ağır çekimde başımı kaldırmamla elleri şortunun cebinde sırıtarak yerde oturan bana bakan Güney'i gördüm. "Sen beni mi dinliyorsun?"

Hiç düşünmeden "Ne münasebet?" dedim.

Sırıtıp "Acıyorsa öpebilirim?" diyerek cevapladı.

"Ha, neyi?"

Dalgınlıkla ağzımdan çıkan saçma kelimelere kocaman bir kahkahayla gülüp yüzüme doğru eğildi. "Hiç fark etmez." 

Acıyan götüm yüzünden yaşadığım rezilliğe bile odaklanamıyordum. Oflayıp biraz daha götümü ovuşturdum. "Hiç çekemeyeceğim şu an."

Yüzünü aynı benim az önceki şaşkın ifademe bürüyüp sesini hafifçe incelterek "Ha, neyi?" dedi. 

Dudaklarımı büzüp "Çok kötüsün." dedim. Nefretlik herifti, şakasız. 

Yüzünü eski haline getirip elini uzattı. "Tamam hadi kalk, üşüteceksin yerde."

İlk defa insanlık belirtisi gösterdiği için kıramayacaktım. Uzattığı elini tuttuğumda tek hamlede beni yukarı çekip ayağa kalkmamı sağladı. Aniden kalktığım için aramızdaki mesafeyi ayarlayamamıştık. Göğüslerimiz birbirine değerken yüzlerimizin arasında belli bile olmayacak kadar az bir mesafe vardı. Yutkunup gözlerine baktım.

Bakışları her zamankinin aksine sakindi. Durgundu.

"Kalsak ya böyle." diye fısıldadı.

Boşta kalan elimi göğsüne koydum. "Olmaz."

Dudaklarını yalayarak ıslatıp yeniden fısıldadı. "Neden?"

Göğsündeki elimle ittirip bedenlerimizi uzaklaştırdım. O bana aynı şekilde bakıyorken arkamı dönüp yatağıma ilerledim.  "Çünkü götüm acıyor."

.

götümü yırtıp 600 kelime bölüm yazdım NİYE OKUMUYOSUNUZ

güney

güney

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Destroya | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin