24🐧Bir Takım Balkon Mevzuları

1.3K 110 6
                                    

güneyin ağzından bi bölümle geldim yorum yapmazsanız kırılırım😌

24| Bir Takım Balkon Mevzuları

Güney Saraç

Çöp çıkartırken, yürüyüşe çıkarken, bakkala giderken, sigara içmek için çıkarken hatta koridorda kapının önünden geçerken bile... Her gün ya her Allah'ın günü o herifi görüyordum.

Can'ı.

Lodos'un evinden çıkmıyordu. Herifin 2. evi oldu artık diyeceğim ama o bile az kalır. Direkt o daireye taşınmış bile olabilirdi.

Lodos'la son görüşmemizin üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. Bu süre boyunca ben evde rutin işlerimi halledip, arkadaşlarımla zaman geçirmiştim. Lodos ise her gününü Can denen herifle geçirmişti. İlişkilerinin boyutunu tam olarak bilmiyordum ama ilk tanıştığımızda arkadaş olduklarını varsaymıştım. Dışarıdan öyle çok samimi de görünmüyorlardı. Ki ben Lodos'un vıcık vıcık olacak kadar ileri derece bir arkadaşlık isteyeceğini düşünmüyordum bu yüzden Can'la da mesafeli gibi gelmişti. Gerçi hala ikisinin arkadaşlıklarını yakından görmüş değildim, yine de her gün evde buluşarak ne yaptıklarını merak ediyordum.

Sıkılmıyorlar mıydı birbirlerinden?

Olcay: lodos evden çalışmıyo mu abi zaten belki diğer herif de aynıdır

Güney: önceden niye öyle değildi o zaman abisi

Ben bir ay Olcay'ı görmesem aramazdım mesela, hatta yokluğunu bile hissetmezdim. Bunlar neydi böyle üst üst üst seviye arkadaşlar mı?

Ya da başka bir şey?

Olcay: sevgilidirler belki 21.26

Güney: yok lan

Sanmıyorum. Yemin ederim azıcık bir ihtimal bile olsa öyle olduğunu düşünmüyorum. Çünkü ben Lodos'la öpüşmüştüm.

Olcay: e seninle öpüşmesi canla öpüşmeyecek anlamına mı geliyo

Son mesaja cevap vermeden telefonun ekranını kapatıp telefonu koltuğun üzerine attım. Bu meseleye neden bu kadar çok canım sıkılıyor anlamıyordum.

Dün akşam Olcay ve Aslan içmeye bana gelmişlerdi. Durumu onlara anlattığımda Olcay saatlerce bana 'kıskanç' diyerek gülmüştü. Sarhoş diye umursamamıştım. Ama sabah Aslan'la kahve içtiğimiz sırada, o da aynısını söylemişti. "Bir ihtimal bu çocuğu kıskanmış olabilir misin?" demişti. Tam reddedeceğim sırada yeniden söze girip "Bu saçma veya olağandışı bir duygu değil Güney..." diyerek beni susturmuştu "...seven sevdiğini kıskanabilir."

Sıkıntıyla oflayıp orta sehpanın üzerinde bıraktığım sigara paketini ve çakmağımı alıp balkona çıktım. Lodos'la evlerimizin balkonu bitişikti. Binanın tasarımı böyleydi. Arada sadece ince bir duvar vardı. Yine de balkona çıktığımızda karşılaşma ihtimalimiz vardı, nedense bunu istemiyordum. Kendini benimle konuşmaya zorluyormuş gibi hissetmiştim. Bu gibi ufak tesadüfleri engelliyordum. O yüzden iki balkonu ayıran duvarın önüne yerleştirdiğim pufuma oturdum her zamanki gibi.

Paketten bir dal çıkartıp dudaklarımın arasında yerleştirdim. Elimle rüzgarı engelleyerek ateşledim çakmağı. Yanan sigaradan derin bir nefes çekip havaya bıraktım.

Eğer İstanbul gibi kalabalık bir şehirde yaşıyorsanız yıldızlı bir gökyüzü görmeniz neredeyse imkansızdır. 5'ten fazla yıldız görebiliyorsanız şanslı sayılırsınız hatta.

O şanslı gecelerden birindeydim.

Sigaramın ortalarına gelirken derin bir nefes daha çekip havaya doğru bıraktım. Havada yok olan dumanı seyrediyordum ki onun sesini duydum. "Çakmağını versene."

Gözlerim iri iri açılırken "Lodos?" dedim.

"Çakmağın?"

Panikle yere düşürdüğüm çakmağı aldım. "Vereyim." diye mırıldandım. Burada olduğumu nasıl anlamıştı?Duvarın arkasına doğru uzattım elimdeki çakmağı.

Parmak uçları elime değdirerek aldı. "Rahatsız edilmemek istediğini biliyorum, kusura bakma. Can giderken benim çakmağımı da götürdüğü için istedim."

Boştaki elimi saçlarımın arasından geçirip dağıttım sıkıntıyla. Beni yanlış anlamıştı. Üstelik az önce dokunduğu parmak uçlarımın alev alev yandığının farkında bile değildi. "Öyle bir şey yok, yanlış anlamışsın."

Çakmak sesinin ardından onun tarafından gelen dumanları görünce anladım sigarasını yaktığını. "Ondan mı her gece o köşeye oturup ışık bile yakmadan, sessiz sessiz sigara içiyorsun?"

"Kafa dinliyordum..." dedim. Cümlemin devamını düşünürken o benden önce davrandı. Çakmağı bana bakmadan balkonumdan içeri attı. Omzuma çarpıp yere düşen çakmağa bakıp ofladım. Alınmıştı, hiçbir şey yapmamıştım ki.

"Engel oldum kafa dinlemene, kusura bakma." Sesi bile ne kadar alındığını belli ediyordu. Bildiğin trip atıyordu.

Bitmek üzere olan sigaramdan son nefes çekip söndürdüm. İzmariti küllüğe bastırıp ezdikten sonra oturduğum pufun üzerinden kalktım. Ellerimi balkonun mermerine yaslayıp başımı göğe kaldırdım. "Senden kaçmıyorum Lodos. Rahatsız da olmadım. Sadece seni çok zorladığımı ve üzerine geldiğimi fark ettim canim. Sanki zorla seni konuşturuyormuşum gibi... Kenara çekilmek istedim o kadar."

Bir süre sadece onun sigarasından çıkıp görüş açıma giren dumanları izledim gökyüzüyle beraber. Sessiz kalıyordu. Muhtemelen kalbini kırdığım için benimle konuşmak istemiyordu. Dumanlar azalarak yok olduğunda sigarasını söndürdüğünü anladım. Pes edip balkonun kapısına yöneldiğim sırada yeniden sesi doldu kulaklarıma. "Bir şeyleri yanlış anlayan sadece ben değilmişim. Kendi kendine karar vermek yerine gelip bana sor bir dahakine."

Cümlesi bittiği gibi balkonunun kapısını açıp çıktı. Onun ardından gülümserken bende evin içine girdim.

Koltuğun üzerinde bıraktığım akustik gitarımı ve telefonumu alıp karanlık koridora çıktım. En sondaki odanın önüne geçip kilitli kapıyı açtım. Odanın ışığını yerine led lambaları yaktım. Gitarımı her zamanki sandalyemin üzerine bıraktım ve...

.

devamını anlamayan yoktur yaw

bayaa uzun bi zamandır bölüm gelmediğinin farkındayım :( telafi etmek için her zamankinden biraz daha uzun ve güneyin ağzından bi bölümle geldim sizlere

umarım bölümü sevmişsinizdir ve biraz da olsa güneyin iç dünyasına girebilmişsinizdir

Destroya | bxbWhere stories live. Discover now