34🐧Bir Takım Dans Mevzuları

1.2K 101 24
                                    

bi anda 8k olmamızın şerefine kitabın yanılmıyosam en uzun bölümüyle geldimm

34| Bir Takım Dans Mevzuları

"Geri mi dönsek Güney?" dedim düğün salonunun kapısıyla bakışırken.

Koluna girdiğim Güney boşta kalan eliyle hafifçe başıma vurup "Buraya kadar geldik Lodos, geri dönmek yok." dedi.

Alt dudağımı ısırarak başımı salladım. Bunun için cesaretimi toplamıştım ve vazgeçmek falan yoktu. Yavaşça salondan içeri girdik. Gözüme birkaç tanıdık sima ilişirken kimseye uzun uzun bakmadan ilerlemeye devam ettim. Güney'le kol kola homofobik ailemin yanına gidiyor olmak beni geriyordu. Korktuğum şey ailem değildi elbette, Güney'in bu işin içinden zararlı çıkmasını istemiyordum. Benim gibi ona da hakaret edebilirler, aşağılayıcı bakışlarıyla psikolojik olarak üzerine gidebilirlerdi. Kendi ailemi tanıyordum onlar böyle insanlardı.

Uzaklardaki masalardan birinde annemi görmemle adımlarımı durdurdum. Güney'e doğru yaklaşıp gözlerimi annemden ayırmadan fısıldadım. "Şu yeşil elbise giyen kadın annem, yanındaki de kuzenimin annesi. Eğer sana bir şey demeye kalkarlarsa ben onları sustururum ve eğer gitmek istersen, her hangi bir şeyden rahatsız olursan mutlaka bana söyle tamam mı?"

Ben hala anneme bakarken Güney hafifçe çenemin ucundan tutup yüzümü kendine çevirdi. Gözlerimin içine bakarak gülümsedi. "Ben milyonlarca insanın karşısına çıkan, yüz binlerce olumsuz yorumla baş eden adamım. Birkaç yaşlı kadının lafıyla yıkılır mıyım sence canim?"

Karşımda o kadar kendinden emin, dik ve gösterişli duruyordu ki hayranlıkla söylediği her şeyi onaylamaktan kendimi alamamıştım. Ben hızla başımı sallarken o dişlerini göstererek gülümsedi ve çenemde duran baş parmağını hafifçe aralanmış alt dudağıma sürttü. Hemen ardından aynı parmağını sanki dudağını kaşıyormuş gibi yaparak kendi dudağına değdirdi. Bu istemsizce yutkunmama sebep olmuştu.

"Lodos? Gelmezsin sanıyordum, gelmişsin! Hoş geldin."

Bakışlarımı Güney'den ayırıp hemen karşımda gülümseyerek bana bakan kuzenime çevirdim. Koca gözlerini birkaç defa kırpıştırıp yanımdaki adamı süzdü hemen ardından yeniden bana bakıp içten bir gülüş sundu. "Aysu? Nasılsın fıstığım?" Çekinmeden kollarımı beline dolayıp sıkı sıkı sarıldım.

"İyiyim bebeğimm..." dedi uzatarak "...sen nasılsın?" Geri çekilirken üzerindeki krem elbiseye baktım. 17 yaşında olmasına rağmen uzun boyu ve güzel fiziğiyle mankenler gibi taşıyordu giydiği her şeyi güzelim. Doğrusunu söylemek gerekirse Aysu hariç neredeyse hiçbir akrabamı sevmiyordum. Ama Aysu'nun yeri benim için çok ayrıydı, bana her zaman destek olan koşulsuz şartsız beni öz abisi gibi seven kollayan tek insandı. Ertan gibi bir abiye sahip olduğu için gerçekten üzülüyordum kıza.

Daha ben cevap veremeden yakınlaşıp "Sevgilin mi?" diye fısıldadı sakince etrafı inceleyen Güney'e bakarak.

Neredeyse aynı olan boylarımızdan ötürü eğilme gereği duymadan bende aynı onun gibi yaklaşıp fısıldadım. "Evet, beğendin mi?"

Gülmemek için dudağını ısırıp "Sevgilini elinden alabilirim, ayık ol." dedi. Ciddi olmadığını bildiğim için bende gülerek ona eşlik ettim. "Neyse, seni gördüğüm için çok mutlu oldum Lodos'cum ama maalesef düğün sahibi olduğumuz için gelenlerle ilgilenmemiz gerekiyor. Annem laf yapmasın, kaçayım ben."

Yanağından bir makas alıp "Görüşürüz fıstık." dedim.

Aysu gitmek üzereyken son kez Güney'e dönüp "Abime iyi bak enişte, buradaki kurtlara yem etme." dedi gülerek.

Destroya | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin