17. Bölüm

64.3K 3.3K 404
                                    

"Bana biraz zaman verin. Bu yaşadıklarım benim için çok zor. Sizi hemen affedip kucak açamam. Bunun için önce size güvenmem gerekir. Benim birinden bile darbe alacak gücüm artık yok. O yüzden size güvenmeden, sizi affedemem" dedim.

Abdullah bey üzgün ve kıpkırmızı gözleriyle bana bakmaya devam etti. Sonra buruk bir tebessüm gönderdi.

"Tamam kızım, sen nasıl istersen. Ama şunu da unutma, bana güvenmen için elimden gelen her şeyi yapacağım." Dedi ve kapıya bakarak tekrar bana baktı ve devam etti.

"Biz artık kalkalım kızım. Seni sıkboğaz etmekte istemiyorum. Ama senden tek ricam, bizim yaptığımızı yapıp bize duvar örme. Zamanla zaten senin güvenini kazanacağımızdan eminim. Sadece senden bunu istiyorum." Dedi ve bana yaklaşarak elini saçlarıma uzattı. Kendimi kasarak bekledim. Eliyle çok hafif saçlarıma dokundu ve elini geri çekerek odamdan çıktı. Bir süre daha öylece orada kaldım.

🍁

Salona geçtiğimde Abdullah beylerin ve timimin gittiğini gördüm. Dedemler de kalkmak üzereydi. Ayaklanmışlardı. İçeride olduğum için onlara biraz ayıp olmuştu. Hemen yanlarina gidip ikisine de sarıldım.

"Kusura bakmayın dede, ilgilenemedim sizinle"

Dedem sarılmama gülerek karşılık verdi ve burnumu iki parmağı arasına kıstırıp konuşmaya başladı.

"Sen benim torunum değil misin? Ne kusuru kızım biz misafir miyiz yoksa?"

Dedemin cevabına gülümsedim ve ona tekrar sarıldım. Dedemde 1.90 boy vardı maşallah. Ondan ayrılıp anneannem ile de sarıldım ve onları yolcu ettim.

Dedemleri uğurladıktan sonra annem mutfağa gitmişti. Hüseyin babamda "tavla getir bakalım" dedi.

Tavlayı getirince birlikte oynamaya başladık. Tabii Hüseyin babam her zamanki gibi beni yenmişti.

"Çırak ustayı ne zaman geçecek kızım acaba?" Diyerek keyifle kahkaha attı. Ben de ona göz devirerek karşılık verdim. Şu oyunda yenemediğim tek insan Hüseyin babamdı.

"Artık kalkma vakti geldi kızım her şey için teşekkür ederim" dedi Hüseyin babam. Kapının önüne ilerleyip ayakkabılarını giymeye başladı.

"Özgü hanım davetiniz için teşekkür ederim. Her şey çok güzeldi. Sayenizde uzun zamandır ilk kez ev yemeği yedim." Deyince annem kibarca kıkırdadı. O ses annemden mi çıkmıştı? Benim deli dolu annem, şu an gelinlik kız gibi kırıtıyordu. Tövbe bismillah diyerek Hüseyin babamı yolcu ettik. Annem hemen az önceki modundan çıkıp salona yürüdü.

"Ay belim koptu beliimm" diye söylenmeye başladı. Az önce kibar kibar konuşan kadına öylece bakakaldım.

"Anne az önce hiç ağrın yokmuş gibiydi, hayırdır?" Diye sordum gülerek.

"Kız anneye ima ettiğine bak. Seni varya" dedi ve ayağındaki terliği çıkartıp fırlattı. Tabii hemen eğilip terlikten kurtulmuştum. Anıl gibi acemi değildim.

"Ben bir şey ima etmedim ki, aaa sen ne anladın? Ayrıca az önceki kibar kadın nerede? Aaaa Hüseyin baba sen gitmemiş miydin?" Diyerek annemin arkasına baktım. Annem yutmuş ve hızlıca arkasını dönmüştü. Kocaman bir kahkaha atarak şansımı daha da zorlamadan odama kaçmaya başladım. Annem arkamda "Kız gel buraya çabuk" diye bağırıyordu ama odama girip kendimi yatağıma bıraktım.

🍁

Karargahtaki masamda oturmuş raporları inceliyordum. Artık şu evrak işlerinden gına gelmişti. Oflayıp puflayarak işleri yaparken, kapım çaldı. "Gel" deyince bir asker içeri girip tekmil verdi.

 TOPRAK (Düzenlenecek)Where stories live. Discover now