51. Bölüm

27.2K 2.1K 524
                                    

Keyifli okumalar❤️

Gökçen

Tam 3 gündür lanet olası bu evdeydim...

Ve hiçbir şey yapamıyordum...

Tek yaptığım kas hareketi gözlerimi kırpmaktı...

Düzenli olarak bir adam gelip kolumdan iğne yapıyordu ve tüm vücudum felç halinde kalmaya devam ediyordu. Bilincim açıktı ve yemek bile yiyemiyordum. İğne yapan, doktor olduğunu düşündüğüm adamla birlikte, bir de hemşir diye tahmin ettiğim esmer zayıf bir adam gelip serum takıyordu ve tuvaletim için sonda takmıştı. Sonuçta yatağı batırmam işlerine gelmezdi.

Amaçlarını anlayamamıştım. Öldürmek olmadığı kesindi çünkü o markete giden sokakta küçük çocuk tarafından bayıltıldıktan sonra bilincim tekrar yerine geldiğinde, artık Mardin'de olmadığımızı anlamam zor olmamıştı. Gözlerimi bir arabanın arka koltuğunda açmıştım ve şehir değiştirdiğimiz belliydi. Beni 2 katlı bir eve getirdiler ve üst katında bir odaya yatırıp gittiler.

Hayatım boyunca o kadar işkence görmüştüm. Çatışmalara, pislik yuvalarına, aklın hayalin almadığı deliklerde uyumak zorunda kalmıştım ama hiçbiri beni bu kadar sinir etmemişti.

Göz kapağım dışında, ağzım dahil tüm bedenim uyuşuktu ve tamamen savunmasızdım.

Bana ne bir işkence yapmaya çalışmışlar, ne en ufak bir kesiğim vardı.

3 gündür bu kahrolası yatakta hissiz bir şekilde yatıyordum.

Amaçları neydi? Neden beni böyle tutuyorlardı? Neden beni öldürmüyorlardı? Neden kimse beni aramıyordu?

Kaybolduğum 3 gün önce fark edilmiş olmalıydı ve çoktan Mardin'in ayağa kalkması gerekiyordu değil mi?

Böyle anlamsız bir şekilde beklemek o kadar sinir bozucuydu ki, ölmeyi tercih ederdim.

İlk şüphem dün akşam olmuştu. Daha önce hiç görmediğim kısa boylu, hafif kilolu, esmer bir kadın akşam odama gelmişti. Elinde bir telefon ve kulağında da kulaklık vardı. Kiminle konuşuyorsa, sesini duymamı istemiyordu anlaşılan. Gözlerim kapalıydı ama uyumuyordum. Kulaklığını da kadın odamdan çıkarken görmüştüm zaten. Kadın benim uyuduguma emindi ama yine de temkinliydi. Konuştuğu kişiye fısıldayarak çok iyi olduğumu, sabah doktorun beni kontrol ettiğini ve hiçbir sıkıntı olmadığını, hatta şu an yorgunluktan uyuduğumu söylemişti. Karşı tarafın sesini duyamıyordum ama görüntülü arama olduğu çok barizdi çünkü "bak abla şu an uyuyor" cümlesini duymuştum. Abla dediğine göre bir kadınla konuşuyordu. Sanırım patronuydu. Beni bu hale getiren bildiğim bir kadın düşmanım yoktu. Demek ki o da birilerine çalışıyordu. Kafayı yemek üzereydim. Neden kimse gelmiyordu?

Sabah uyandığımda yine dünkü gibi ayak parmaklarımı hissetmeye başladım. Dilimi de hissedince biraz mırıltı çıkartıp konuşmaya çalıştım. Ancak birazdan o lanet doktorun geleceğini biliyordum. Düşündüğüm gibi bir 10 dakika sonra doktor odaya yüzünde iğrenç bir sırıtmayla girdi ve baştan aşağıya beni süzdü.

"Bugün nasılsın kül kedisi. Biliyor musun senin yerinde başka bir kadın olsa, bu kadar bakımsızlığa çok çirkin gözükür. Ancak senin güzelliğin hâlâ aynı duruyor" diyerek kahkaha attı ve yatağa yanıma yaklaşarak ayaklarıma dokunmaya başladı. Parmak uçlarımı hissettiğimi biliyordu lanet olası. Diğer elindeki şırıngayı havaya kaldırıp yine bir kahkaha attı.

"Seninle işimiz yakında bitecek. O zaman sonsuza kadar benim elimde kalacaksın. Şimdilik dokunulmazsın." dedi ve sert bir şekilde iğneyi koluma sapladı. Bundan zevk alıyormuş gibi yine kahkaha atmaya başladı. Lanet ilaç vücuduma girdikten sonra, parmaklarım ve dilimdeki his tekrar kaybolmaya başladı.

 TOPRAK (Düzenlenecek)Where stories live. Discover now