49. Bölüm

41.2K 2.2K 602
                                    

Hayat; güzel günleri hep bekletir.

Bir fırsat için bekleyip durururuz. Bu kimimiz için paradır, kimimiz için sevgi, mutluluk, aşk, şöhret, huzur, kendini kanıtlama, ün...

Üç noktayı bir sürü kelime ile doldurabiliriz.

Benim hayattan beklentim, hep huzur dilemek olmuştu. 27 yaşıma kadar,
ailem dediğim tek insan Annem ile birlikte, huzur dolu günleri beklemiştim. Ulaşmıştım da...

Lise son sınıfta, üniversite sınavına aylar kala, babam dediğim, içimdeki canavarın eğiticisi, bizi terk edip hayatımızdan çıktığı an huzura kavuşmuştum. Üzerimize kalan bir dünya borç, insanların tuhaf bakışları, kazanamazsın sen sınavı demeleri, gir bir kuaföre çalış bence ne işin var babasız okunmaz demeleri.... babasız okunmaz. İşte bu cümle en çok içimi acıtan olmuştu. Çünkü ben, onların tabiriyle 'babalı' okuyamazdım. Sırf üç kuruş para kazanıp getirdiğim için liseye gitmeme ses etmemişti.

Lise 4 te, yani 17 yaşımda ben huzura kavuşmuştum.

Aslında kavuştuğumu sanıyormuşum...

Benim için gerçek huzur, 29 yaşımda başladı.

Gerçek ailemi bulduğumda tam 27 yaşındaydım ve rütbem de kıdemli üsteğmendi. Zaman öyle hızlı geçmişti ki o zamanlar Poyraz'larla yakın olmadığımız için birbirimizi tanıyıp alışana kadar 2 sene geçmişti. Yüzbaşı olarak kıdemimim yükselmesinin sebebi ise, şu an nişanlım olan Kuzey'in hayatını kurtarmak olmuştu. Kim bilebilirdi ki, o terör kampından kurtardığım ve sayesinde rütbe atladığım askerin, benim gelecekteki kocam olacağını.

Evet kocam, bundan tam 1 ay sonra nikah masasına oturacağım adam...

Kuzey'le nikah tarihini almıştık. 28 mayıs günü, bizim nikahımız olacaktı.

Birlikte nikah dairesinden çıktığımızda, Kuzey beni durdurarak yüzünü bana döndürdü ve ellerimi tutarak sımsıkı sarıldı.

"Ömrüm, kalbim, ruhum, her şeyim seninle. Seni çok seviyorum" diyerek kulağıma fısıldadığında, gülümseyerek gözlerimi yumdum ve ona daha sıkı sarıldım.

"Seni çok seviyorum" diyerek karşılık verdim ve etrafıma bakarak ondan ayrıldım. Gözlerinin kahve irisleri öyle bir parlıyordu ki, o gözlere ömrümü verirdim. Asıl huzura ben şimdi ermiştim. Böyle güzel sevilmek ve sevmek, ilk bin düşüncemin içine bile giremezdi. Kuzey, aklıma dahi gelmeyecek duyguları yaşatıyordu bana.

"Hadi gidelim" diyerek elimi tutunca, ona ayak uydurup arabaya birlikte yürüdük. Bugün karargahta önemli bir toplantı olacaktı. Toplantıya sadece yetkili subaylar katılacaktı. Gri'den aldığımız bilgileri, albay üstlerine bildirdiğinde beklememizi emretmişlerdi. Sanırım yeni bir gelişme vardı ki albay bu önemli toplantıyı organize etmişti. Toplantı saat 13.00'da başlayacağı için izin alarak sabah nikah günü almaya gelmiştik.

Hayatımın en mutlu günlerinden birini yaşamıştım. Sevdiğim adamla, bir adım daha atmıştım. Bundan sonra inanıyordum ki mutlu ve huzurlu daha birçok günüm olacaktı.

Ancak yakın zamanda büyük yanıldığımı anlayacaktım..

Doğru soru şuydu; üstesinden gelebilecek miydim ve huzuru tekrar elde edebilecek miydim?

Zamanla görecektik...

🍁

Karargaha geldiğimizde, bahçe oldukça kalabalıktı. Alparslan ve Ece'ye, erlerin eğitimi görevi verilmişti ve onlarda bahçede vatani görevi için askere gelen erlere içtima yaptırıyorlardı. O tarafa baktığımda, Ece'nin bir askere kızdığını görüp hafif gülümseyerek önüme döndüm ve binaya yürümeye devam ettik. Alparslan'ın evine Gülân için Anıl ve Ece'yi gönderdiğimin üzerinden neredeyse 1 hafta geçmişti ancak bir sıkıntı olmadığı için Alparslan'la konuşmuş ve koruma görevini iptal ettirmiştim. Bir de Poyraz hastanede kaldığı zaman onu ziyarete gittiğim bir gün, hastane koridorunda Şükran hanım ve Gülân'ı görmüştüm. Şükran hanım bana ılımlı bir şekilde selam vermiş ve biraz sohbet etmiştik. Sohbet sırasında gözüm hep Gülân'ın üzerindeydi. Benim ikiz kardeşimdi ancak bunu o dahil kimse bilmiyordu. Konuşma sırasında o da bana hep gülümseyerek bakmış ve yüzümü dikkatle incelediğini fark etmiştim. Aramızdaki benzerlik onunda çok ilgisini çekmişti anlaşılan ve her mimiğimi kaçırmadan takip ediyordu.

 TOPRAK (Düzenlenecek)Kde žijí příběhy. Začni objevovat