13.Bölüm:Özlem

20 12 2
                                    

Yakın gelecekten bir kesit...

Karşımda duran katile iğrenerek bakıyordum. Onun katil olmasına asla ihtimal vermemiştim.

"Senin teyzemin katili olduğuna asla inanmazdım." dedim gözlerine bakarken.

"İnanmadın zaten." dedi ve bir adım attı bana doğru.

"Seni pişman edeceğim."

"Lütfen Azra," dedi. "Lütfen pişman et beni. Fakat çok bir vaktin olduğunu sanmıyorum."

Ona anlamaz gözler ile baktım.

"Çünkü sıradaki avım sensin."

Günümüz...

İki gün oldu. İki gündür ne sesini duyuyordum, ne de kendisini görüyordum.

Yatağımdan kalkıp üstüme hırkamı giydim ve dışarı çıktım.

Bahçeye çıktığımda telefon ile oynayan Emre'yi gördüm. Yanına gidip oturduğumda telefondan başını kaldırıp bana baktı. 

Telefonunu kapatıp cebine koyduğunda, "Haber var mı?" diye sordu. Başımı olumsuzca iki yana salladım.

"Kamera kayıtlarını izlerken gördüm, dayının yanında öyle söylememeliydin."

"Yalan mı söyleseydim?"

"Zaten yalan söyledin Azra, kendine bile itiraf edemiyorsun ama sende etkileniyorsun Ekin'den."

"Yok öyle bir şey."

"Bence var, yoksa iki gün boyunca ruh gibi gezmezdin." Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Normalim ben!"

Kafasını kesin öyledir der gibi salladığında omzuna vurdum. Gözlerini kısıp bana bakarken ona dil çıkardım.

"Lan bu Ekin de nasıl senden etkilendi hiç anlamadım." Alayla ona baktım. "Niye?"

"Böyle, geveze, huysuz, inatçı, uyuz, gıcık birini nasıl sever ki insan?" dedi ve bana bakmaya devam etti.

Ona gözlerimi kısıp baktığımda, "Neyse, işim var benim. Gideyim ben." dedi ve yanımdan sessizce uzaklaştı.

"Huysuzmuş, ayrıca inatçı mıyım ben ya? Geveze de değilim ayrıca." diye söylendim kendi kendime.

Evin kapısından içeri giren Salih'i gördüm. Bana doğru gelirken ona bakıyordum.

"Selam cadı." deyip yanıma oturdu.

"Selam."

"Bir tek Emre kaldı yanında ekipten. Sıkılıyor musun?" Evet, sataşacak birileri yok çünkü.

"Ne sıkılacağım ya? Kafa dinliyorum ne güzel."

İnanmadığı belliydi ama bir şey demedi. "Kahvaltı yaptın mı?"

"Hayır, canım istemiyor."

"Ekin, aklından çıkmıyor değil mi?" dedi bana bakarak. "Öyle dememeliydim değil mi?"

"Yani," dedi i harfini uzatarak. "Onu kırmış olabilirsin." Hiçbir şey demedim.

"Şirket ile ilgili bir haber var mı?" dedi bu sefer.

"Bugün bir toplantıya katılacağım." dedim. "O zaman sen kahvaltını yap, ondan sonra ben adliyeye sende şirkete geçersin." dedi Salih. Başımı olumluca sallayıp yerimden kalktım.

Ben içeri geçerken Salih de Emre'nin yanına gitti.

Kahvaltımı yapıp odama geçtim.

Üstümü değiştirip, saçlarımı taradıktan sonra güzel bir makyaj yapıp odamdan çıktım.

AVIM SENSİN Where stories live. Discover now