26.Bölüm: Aşk İtirafı

24 4 1
                                    

"Oysaki geçmez dediğimiz her şey geçerdi, geçmişti."


Üzerimdeki kıyafetleri çıkardığımda iç çamaşırlarım ile kalmıştım. Siyah sütyenimi üzerimden iki hamle ile çıkardım ve aynanın karşısına geçtim.

Arkamı aynaya döndüğümde göğüslerimin hizasında sırtımda olan yara izine baktım. Hala geçmemişti. Yıllar olmuştu ama o yara hala oradaydı.

Size diyorum, bazı yaralar geçmezdi diye.

Bu yara yüzünden çoğu zaman sırtı açık elbiseler giymem, giydiğimde ise o yara gözükmesin diye yarayı fondöten ile kapatırım.

Bu yara geçsin diye onlarca farklı farklı ilaç ve krem kullandım fakat hiçbir şekilde geçmedi. Bazı kremler ve ilaçlar bende yan etki etmesine rağmen devam etmiştim. Ancak belli bir süre sonra bırakmıştım bu ilaçları ve kremleri kullanmayı. Çünkü anlamıştım ki bazı yaralara çare yoktu.

Aynada kendime hep son olarak bakarım üstümü giyindiğimde. Bunun nedeni yaramın gözüküp gözükmediğini anlamaktır.

Bu yara birçok şeye engel olduğu gibi bir şeye daha engel oluyordu.

Ekin ile asla sevişemeyecektim!

Çünkü yaramı görürdü. Tabi üstümü çıkarırsa görürdü. Üstümü çıkarmazsa görmezdi. Ama üstümü çıkarmadan nasıl sevişecektik ki?

Ne diyorum ben amına koyayım?

Nefesimi verdim ve kıyafetlerimin bulunduğu dolaba doğru ilerledim. İç çamaşırlarımın olduğu çekmeceyi açtım ve yeni iç çamaşırlarımı alıp banyoya girdim.

Üstümü değiştirdikten sonra banyodan çıktım. Altıma siyah bir tayt giymiştim üstüme ise yine siyah olan bir tişört.

Ekin, iyileştiğim için bana sürprizini gösterecekti. Bu yüzden rahat şeyler giyinmemi istemişti.

Dışarı çıktığımda Ekin merdiven korkuluğuna yaslanmış telefona bakıyordu. Onun yanına gittiğinde badini telefondan kaldırıp bana baktı. Giydiklerime baktıktan sonra koluna astığı hırkayı bana uzattı ve telefonunu cebine yerleştirdi.

"Bu ne?" diye sordum gözümle kolundaki hırkayı göstererek. "Neye benziyor?"

"Ebenin a-" demiştim ki beni susturdu. "Tamam Azra! Hava soğuk, üşüme diye beni hırkamı getirdim sana."

"Kendi hırkamı da giyebilirim." dedim ve odama geri dönmek için hareket yaptığımda bileğimden tutup durdurdu beni. "Bunu gitmeni istiyorum."

"Seninle hala barışmadım ve hırkanı giymeyi reddediyorum." dediğimde gözlerini kısıp bana baktı. "Seni öptüğümde böyle söylemiyordun ama."

Onun koluna vurmak için elimi kaldırmıştım ki Ekin bunu fırsat bilip hırkanın kolunu koluma geçirdi. Ona kaşlarımı çatarak baktığımda güldü ve alnıma bir öpücük bırakarak geri çekildi.

"Hadi gidelim," dedi ve elimi tuttu. Merdivenlerden aşağı inerken ona soru sormaya başladım.

"Ne zamandır var burası?" diye sordum ona bakarken. "Annem ölmeden üç yıl önce yapıldı."

"Burada mı yaşıyordunuz?" diye sorduğumda başını olumsuzca iki tarafa salladı. "İzmir'de yaşıyorduk. Burası yazlık evimizdi." dediğinde başımı salladım.

Merdivenleri inmeyi tamamladığımızda, "İsmini kim koymuş?" diye sorduğumda bana baktı.

"Annem." dedi. "İsmin çok güzel," dediğimde dudağının kenarı kıvrıldı. "Senin daha güzel."

AVIM SENSİN Where stories live. Discover now