22.Bölüm: Senin İçin Varım

20 5 5
                                    

"Belki hep yanında olmam, belki ayrılırız ama unutma seni çok seviyorum."

1 ay sonra...

Yatağımdan zorlukla doğruldum. Hala iyileşmemiş olan yaralarım vardı. Kolay kolay atlatamayacaktım sanırım.

Başımda yoğun bir ağrı vardı. Bir aydır fazla hareket etmemeye çalışıyordum fakat yaralarım hala iyileşmemişti.

Başımı arkaya yaslayıp gözlerimi yumdum. Orada öğrendiğim şeyler beni sarsmıştı. Asla tahmjn edemeyeceğim bir hayatı varmış teyzemin. Ve asla tahmin edemeyeceğim biri ile aldatmış onu sevgilisi.

Taner, cezaevine girmiş, Ayberk ise ölmüştü.

Bir aydır herkesin dilindeydik. Bir açıklama yapmam gerekiyordu ama ben daha şirkete bile gidememiştim. Hatta odamdan dışarı bile çıkamamıştım.

Kapı açıldığında, elinde tepsi ile içeri giren Ekin'i gördüm. Onun gelmesi ile gülümsedim.

Tepsideki yemekleri görünce ofladım. "Yemek yemek istemiyorum." dememi umursamadı ve tepsiyi dizlerimin üstüne bıraktı.

"Yiyeceksin Azra, bir ayda kaç kilo Berfin farkında mısın?" Farkındaydım, en az dört kilo vermiştim.

"Midem bulanıyor." Yatağıma yanıma oturdu. "Söyle o midene, canımı sıkmasın." dediğinde kıkırdadım. Gözleri gülüşüme takıldı. O da gülümsedi ama buruktu gülümsemesi.

"Azra, biliyorum konuşmak istemiyorsun ama orada neler olduğunu anlatman lazım." dediğinde ofladım. "Ne yapacaksın Ekin?"

"Neden anlatmak istemiyorsun Azra?" Kaşlarımı çattım. "Önce ben sordum."

"Benim sorduğum sorunun cevabı daha önemli."

"Öyle mi? Vermiyorum cevap." deyip somurttum. Bana yaklaştı. Burnunu burnuma sürttü. "O gün ne yaşandıysa seni rahatsız ediyor. Sana dokundular mı?" Son cümlesini kurarken zorlanmıştı.

"Dövmek için dokundular." dediğimde gözlerini yumdu ve geri çekildi. "Hatırlatma şunu."

"Sen sordun." dediğimde nefesini sabır dilercesine verdi. "Anlatmayacaksın değil mi?"

"Anlatmayacağım." En azından dürüstüm.

"Ye şunları Azra." dediğinde omuz silktim. "Sevgilim yer misin şunları?"
Sabrını sınadığımı biliyordum.

"Bir şeyi de hemen yapsan olmaz değil mi?" deyip kaşığı eline aldı. O mu bana yedirecekti. Bunu sevmiştim.

Evindeki çalışanın bana yaptığı çorbayı kaşığa doldurup ağzıma uzattı. Gülümseyerek çorbayı içtim. "Ne zaman evime döneceğim?" Evet, son bir aydır onun evinde kalıyordum.

"Dönmeyeceksin." Harika!

"Neden?" diye sorduğumda yeni bir kaşık daha bana uzattı. Yaralarım yüzünden sert yiyecekler çiğneyemiyordum, bu yüzden genelde çorba tarzı yiyecekler hazırlatıyordu bana.

"O eve her gittiğinde bir şey oluyor Azra. Burada kalacaksın. Orada olan eşyalarını buraya getirteceğim, bugün."

"Ne bugün mü?"

"Evet," dedi. "Orası benim evim Ekin. Neden kalmıyorum ki orada?"

"Etrafında onlarca düşman olduğu için olabilir mi? Teyzen öldükten sonra her şey ile sen ve Cihan uğraşıyor ama çoğu şey senin üzerinde olduğu için herkes seni hedef almış durumda. Gerçekten seni tek başına orada bırakacağımı mı sanıyorsun? Olmaz Azra, gözümün önünde olacaksın."

AVIM SENSİN Where stories live. Discover now