8|unusual sound

506 78 18
                                    

"Dove?"

Omzunda bir dokunuş hissettiğinde kirpiklerini kırpıştırdı.

"Dove?" diye seslenmişti tekrar. "Burada uyumuşsun."

Gözlerini araladığında onun hala iyi görünmeyen yaralarla dolu yüzü ile karşılaşmıştı. Uyandıktan sonra gördüğü ilk şeyin Zayn olması ise çok ilginçti.

"Saat kaç?" diye mırıldandı. Söylediği kelimelerin anlaşılır bir şekilde dudaklarından çıktığından emin değildi.

"Dokuz buçuğa geliyor."

Saniyeler geçti ve uykulu zihni biraz daha netleştiğinde neler olduğunu hatırladı. Gece onu son bir saat daha izleyecekti ancak uyumuştu. Daha kötüsü ise uyuduğu şekildeydi ve kıpırdamaya çok korkuyordu. Sehpaya yaslı olan kolunu yastık gibi kullandığı için şu an tamamını hissetmiyor, bedeni uyuşuyor ve çok üşüyordu.

"Donmuşsun. Kalk hadi."

Topladığı cesaret ile on ton gibi bir ağırlıkta olan başını, yasladığı kolundan kaldırdı. Fakat en kötüsü omzunu hareket ettirmek ve doğrulmaktı. Dudaklarından acı bir sızlanış yükseldiğinde refleksle elini kaskatı olan omzuna götürmüştü. Aynı refleksi o da gösterdiğinde omzundaki elinin üzerine Zayn kendi elini koymuş ancak tenine değdiğinde hızlıca geri çekmişti.

"Koltuğa gel."

Diğer kolunu destek amaçlı tuttuğunda temasından beklenmedik şekilde rahatsız olmayan Dove, yardımıyla koltuğa çıkmıştı. Hala omzunu ovalarken koltuktan ayaklanan Zayn, dün gece üzerine örtülen yorganı Dove'un üzerine örttü. Bu iyi hissettirmişti.

"Neden eve gitmedin?" diye sordu. Sesinde göz ardı edilemeyecek bir sitem vardı.

"Uyuyakaldım." Şu anki acısını umursayamadan ona bakmıştı. "Daha iyi misin?"

"Zaten kötü değildim. Ama sen pek iyi görünmüyorsun."

"İyiyim."

Değildi. Omzundaki korkunç ağrı her geçen saniye artıyor gibiydi ve duş alamadan kendine gelemeyecek gibi hissediyordu. Neyse ki bugün marketteki mesaisi geç başlayacaktı. Eve gidip duş alabilecek kadar yeterli süresi bulunuyordu.

"Sana kahvaltı hazırlayacaktım ama evde bir şey yok."

"Sorun değil. Hemen eve gitsem iyi olacak zaten."

"Kahvaltı yapmayacak mıyız? Dışarıda da yiyebiliriz."

Güzel olabilirdi ancak gitmesi gerekiyordu. Eğer onunla kahvaltı yaparsa işe geç kalır ve Dove bir şeylere geç kalmaktan hiç hoşlanmazdı. Dakiklik onun için çok önemliydi.

"İşe gitmeden önce eve uğramalıyım. Hatta şimdi gitsem iyi olur."

Üzerindeki yorganı çekip yavaşça ayağa kalktığında kenarda duran montunu omuz ağrısından dolayı zorlanarak giydi. Çantasını omzuna taktığında Zayn'le birlikte kapıya doğru yürümüşlerdi. İstemsiz bir acele ile kapıyı açıp dışarı çıktığında veda etmek için son kez Zayn'e bakmıştı.

"Orada uyuduğun için çok üzgünüm."

"Sorun değil." demişti Dove bir kez daha.

fading flower • zmWhere stories live. Discover now