17|lonely child in the dark

803 99 45
                                    

Ellerinin arasına bir kupa kahve bırakan Zayn, yanına oturarak derin bir nefes bıraktığında Dove içten içe hala onu çok yorduğunu düşünüyordu. Böyle düşünmekte haksız değildi. Tüm eşyaları tek başına yukarı taşıdıktan sonra evin içinde de bazı şeyler yapması gerekmişti.

Dove'un kıyafetlerinin bavulda durmasının onun için zor olacağını düşünerek kendi dolabının büyük bir kısmını onun için ayırmıştı. Dove kıyafetlerini dolaba koyup diş fırçası gibi banyo malzemelerini de banyoya bırakırken Zayn bulaşıkları, çöpleri, dağınıklıkları halletmiş, yatak örtülerini değiştirmiş ve evin pis olduğunu açıkça söyleyerek evi süpürmüştü. İçinde gerekli şeylerin olmadığı kutularını ve poşetlerini evin en uygun bir köşesine dağınık olmayacak şekilde bıraktıktan sonra Zayn'e yardım ederek tozlu yerleri sildi. Zayn onun yapmaması konusunda ısrar etse de Dove öylece duramazdı. Dolayısıyla birlik olarak evi iyice temizlemişler ve her şeyin sonunda bir kahve yapan Zayn'le birlikte bunlar sona ermişti.

Kahvesinden bir yudum alan Dove, o sırada Zayn'in uzattığı bir dal sigarayı teşekkür ederek kabul etti ve hemen yaktı.

"Dove?"

"Evet?"

"Öfkeli hissediyorum. Koşuya çıkmam gerekiyor. Benimle gelmek mi yoksa evde kalmak mı istersin?"

Onun bu bitmeyen enerjisi Dove için her zaman şaşırtıcı ve kıskanılası olacaktı. Bu enerjiye sahip olmayı çok isterdi. Onun aksine sonsuza kadar yatakta yatmak ve hiçbir şey yapmamak istiyordu. Ve bunu hiç sıkılmadan yapabilirdi.

"Neden öfkelisin?" diye sordu merakla. Normal görünüyordu oysa ki.

"Emin değilim. Dövüşe çıkmadan tam anlamıyla geçmeyecek sanırım... Bazen öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum."

Oldukça şaşırmıştı. "Hiç öyle görünmüyorsun."

"Görünmüyor muyum?" Gülümser gibi olduğunda sigarasını yakmıştı. "Şu an öfkeden kollarım uyuşuyor. İçimde yakıcı bir ateş var. Yanımda olmasaydın muhtemelen dışarıda kavga edebileceğim birilerini arardım."

Her kelimesi Dove'un şaşkınlığını arttırıyor. Söylediği şeyler ciddiydi ve onun bir nevi öfke problemi olduğunu pek tahmin etmemişti. Dolayısıyla durumu şu an bu haldeyken, onunla koşuya gitmeye karar vermişti.

"Bunu normalde yapmıyorsun değil mi?"

"Neyi?"

"Kavga edecek birilerini aramayı."

"Dövüş yoksa ve çok öfkeli hissediyorsam... Bazen yapıyorum."

"Bu çok tehlikeli!" demişti Dove. Telaşını gizleyemedi. "Ya bıçağı olan belalı birisi karşına çıkarsa? Bunları düşünmüyor musun?"

Gülmüştü. Küçük kahkahası Dove'un yumuşamasına, hatta neredeyse tebessüm etmesine neden oldu.

"Ben de onlar kadar belalı birisiyim. Endişelenme."

"Koşuya geleceğim."

Nedenini anlayamadığı bir şekilde tekrar gülmüştü. "Söz veriyorum, kavga edecek birisini aramayacağım. Beni korumak için gelmene gerek yok. Zaten koşmak beni yeterince rahatlatıyor."

Verdiği karardan öylece vazgeçmeyecekti.

"Ördekleri merak ediyorum."

"Tamam, nasıl istersen."

Kahvelerini içtikten sonra giyinmek için harekete geçtiler. Dove, yürüyüş için uygun olan kıyafetleriyle beraber lavaboya girdi ve üzerini değiştirdi. Ardından ayna karşısına geçip bileğindeki tokayı kullanarak saçlarını yukarıdan sıkıca topladı. Oradan çıktığında Zayn çoktan hazır bir şekilde kendisini bekliyordu.

fading flower • zmWhere stories live. Discover now