10|open your locker

727 89 45
                                    

İyi olan hiçbir şeyi haketmiyorsun.

Havada süzülen sigara dumanının dairesel şekillerini izledi.

Beceriksizsin. Seni başarıya götürecek tek bir yeteneğin bile yok.

Duman olmak istedi. Dumanlar süzülür ve sonra yok olurdu. Dove da süzülmek ve sonra yok olmak istiyordu.

Değersizsin. Sevilmeye layık değilsin. Kim senin için uğraşır ki?

Ağrıyan alnını ovalarken "Sus artık." diye mırıldandı Yumru'ya.

Sus artık. Sus artık. Sus artık.

Neden, diye karşılık vermişti içindeki şeytani  ses. Gerçekleri hep bilmedin mi? Duyduğunda neden canın daha çok yanıyor?

Ağlamaya başladı. Üç gündür yaptığı tek şey buydu. Ağlamak. O korkunç akşamın sabahında yaptığı ilk şey doktora gidip hasta numarası yapmak ve üç günlük bir rapor kapabilmek olmuştu. Belki fiziksel olarak bir sorunu yoktu ama altüst olan ruhundaki hastalık onu öldürecek kadar kötüydü.

Bugün raporunun son günüydü. Bunun da getirdiği berbat his hıçkırıklara neden olmuştu. Daha çok ağladı. Üç gündür sanki hiç ağlamamış gibi. Başka bir şey yapmıyordu. Düzgün yemek yememişti. Hatta bu sabah yıllar sonra kahvaltı bile yapmamıştı. Canı hiçbir şey yemek istemiyor. Tüm perdeleri kapalı, yalnızlıktan ölen evinde tüm gün televizyon karşısında oturup sigara içiyordu ve bu üç gündür çok fazla içmişti. Boğazları kötü bir durumdaydı, sürekli öksürüyor ama içmeye devam ediyordu.

Yine bu üç gündür sık sık titreyen telefonu tekrar titremeye başladı. Islak gözlerini koltukta öylece duran telefona indirdiğinde ekranın üzerindeki değişmeyen ismi gördü. Zayn... Durmadan arıyor ve mesajlar atıyordu. Fakat Dove bu aramaları cevaplamıyor, mesajları da asla açmıyordu. Ondan kaçma isteğine sonunda yenilmişti. Yıllar boyunca kendiyle ilgili olan düşüncelerini insanlardan saklamaya çalışmışken -aslında kendinden de saklıyordu- tanışalı kısa bir süre olmuş bir insanın ne düşündüğünü hissedebilmesine dayanamaz, bilmesini de istemezdi. Bu yüzden yapabildiği kadar kaçacaktı ondan.

Arama sonlandığında titreme kesildi ve ekran karardı. Ama saniyeler sonra tekrar açıldı. Öncekiler gibi mesaj atmıştı. Mesajlarına bazen bildirim panelinden bakıyordu. Şimdi de bunu yaptı.

Zayn: Lütfen telefonu aç

Zayn: Seni kırmak istememiştim

Zayn: Yanlış bir şey söylemedim dove

Evet, onu ilgilendirmeyen şeyler söylemişti. O kimdi ki Dove'un kendisiyle olan ilişkisine karışırdı?

Neden bu kadar acı çektiğini ikimiz de biliyoruz. Hadi... İtiraf etsene korkak.

Sus, konuşma, dedi içindeki sese.

Korkaksın Dove. Bildiğin gerçeği ondan duymak seni darmadağın etti. Kendinden, benden, birbirimizden nasıl nefret ettiğimizi o da gördü.

Lütfen sus, lütfen...

Asla.

Yumru'dan nefret ediyor. Yumru susmuyor. Hiç susmuyor. İnsanı delirtebilecek bir güce sahipti.

Tatlı solan çiçek, hadi biraz da anneni düşün.

Annemin konusunu açma lanet olsun!

Neden? Her şeyin sebebi o değil mi? Dove... Annen yüzünden solan bir çiçeksin.

Asla annesini düşünmek istemiyordu. Çünkü bunu yaptığında kendi bataklığında daha çok batardı. O bataklıktan çıkabilmek ise uzun günlerini alıyordu. Bazense haftalarını.

fading flower • zmWhere stories live. Discover now