bölüm 46

1.2K 78 130
                                    

Ülkünün hıçkırıkları...

Zeynep'in dolan gözleri...

Leyanın yağızın omzunda dindirmeye çalıştığı göz yaşları...

Ve benim duygusuzluğum...

Yağmurun yerle buluşan damlaların sesi kulağıma geliyordu.

Ben o yağmurun altında boğulmak istedim.

Yağmur göz yaşlarım yerine akıyordu.

Akan her damla yağmur benim göz yaşlarımdı.

Şuan serbest bırakmadığım göz yaşlarım bütün İstanbul'un üzerine yağıyordu.

Ve biraz daha devam ederse bütün İstanbul'u sel götürecekti.

Kulağımı dolduran sesler yüzünden kaldığım odadan çıkmak istemedim.

Sağır olmak istedim.
Onları duymak istemedim.

Ölmek istedim,onsuz yaşamak istemedim...

?:dörtüncü serum.

Dedi deftere birşeyler yazıp.

?:dört serum kan aldık. Vücudun daha fazla dayanamaz ve muhtemelen bu kadarı bize yeterli olacaktır.

Dört serum kan almışlardı benden.

Bu bile ölecekmişim gibi hissetiriyordu.

Ama ben daha fazlasını alsınlar istiyordum.

Daha fazla kan aksın bedenimden de onlar yaşasın istiyordum.

Gerekirse öleyim ama o ikisi yaşasın istiyordum.

?:yorgunsun. Sana serum takacağız , vücudunun biraz vitamine ihtiyacı  var.

Başım dönmeye başlıyordu.
Her an düşüp bayılacak gibiydim.

?:ve biraz dinlenmen gerek.

Tuana:onların yanına gideceğim.

Dedim sözünü keserek.

?:çok yorgunsun. Her an bayılabilirsin en azından yarım saat.

Diye beni uyardı.

Artık ne olursa olsun umrumda değildi.

Onlar orda perişan haldeyken burda dinlenemezdim.

Onu kaybedeceğimi bile bile burda oturup dinlenemezdim.

Tuana:hayır gerek yok.

?:lütfen-

Tuana:istemiyorum dedim!

Hiç bir şekilde kabul etmeyecektim ne diye ısrar ediyordu?

?:pekala. Seni daha fazla zorlamayacağım.

Dediği an ayağa kalktım.

Başka bir şey söylemeden odadan çıktım.

İçimde bir korku vardı. Ama buna rağmen onların yanına ilerledim.

Ülkü bana nefretle baktı.

Berat:gel. Yorgun görünüyorsun.

Sanırım beni anlayan tek kişi oydu.

Beratın yanına oturdum ama konuşmaya cesaret edemedim.

Sormak istediğim bir soru vardı ama konuştuğum an ölecekmiş gibi hissediyordum.

Berat:acıyor mu?

Diye sordu moraran koluma bakıp.

Başımı olumsuz anlamda saladım.

platonik (ÇT)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon