bölüm 68

826 63 25
                                    

Demir saygı...

Düşünüyor bir sonuç bulamıyordum.

Parçlanmıştık,hepimiz farklı bir yerde hüzünler içinde boğluyorduk.

Ben üçe belki de dörde bölünmüştüm.

Ama hiçbirinin yanında olamıyordum.

Ne günlerdir yoğun bakımın önünde yatıp kalkan yağızın ne de kendini odaya kapatıp kendini sevdiği kadının katili olarak adlandıran çağanın.

En çok canımı yakan ise yaşayıp yaşamadığını bilmediğim kardeşim dediğim kişinin nasıl olduğunu bilmemek.

Ne bir haber,ne bir ses. Haftalardır ondan haber alamıyorduk.

Ölmüş müydü?
Belki de yaşıyordu?
İyi miydi?
O adam ona eziyet çektiriyor muyudu?

Oflayarak bir nefes verdim.

Bir cevabı yoktu düşüncelerimin.
Belki de bulamayacaktım da.

Artık eskisi gibi hissetirmeyen o eve girdim.

Eve bir göz atınca önceden gördüğüm evi görmediğimi fark ettim.

Ev bom boş kalmıştı.

Mutfakta bize yemek yapan leya yoktu.

Sallanan koltukta kitap okuyup her fırsata bize laf sokan Tuana yoktu.

Odanın ortasında oturup o çirkin sesiyle şarkı söyleyip makyaj yapan ülkü yoktu.

Birlikte saatlerce oyun oynadığımız kenimden çik sevdiğim,çocukluğumu geçirdiğim o üç adam yoktu.

Her şekilde hile yapıp bizi yenen ve ardadan saatlerce küfür yiyen çağan yoktu.

Yenilgini kendine yedirmeyip çağana söven ve çağanın hile yaptığını kanıtlamaya çalışan arda yoktu.

Onların kavgalarını siklemeyip sevgilisinin yanına giden yağız yoktu.

Kavga etmeleri için ikisine de gaz veren ben bile yoktum.

Hepimiz ayrı,ayrı farklı yerlerdeydik.

Dağılan ortalığa bakılırsa ülkü ve arda yine tartışmış olmalılardı.

Sürekli tartışıyorlardı.

Arda hem kardeşini bulmaya çalışıyor hemde ülküye yetmeye çalışıyordu ama olmuyordu.

Ülkünün kabusları bitmiyordu her gece onların kanlı bedenini görüyordu.

Birbirlerine yetemiyorlardı muhtemelen yakında ayrılacaklardı onlar bile yarım kalacaktı.

Odama gidip üstümü değiştirdim.

Kıyafetlerimi çalan tuanayı hatırlayınca tekrar bir iç geçirdim.

Odadan hızla çıkıp çaprazımdaki odaya yaklaştım.

Demir:kardeşim.

Diye seslendim cevap gelmedi.

Haftalardır hiç konuşmuyordu ki.

Demir:uyuyor musun?

Uyumaya korkuyordu.

Demir:haftalardır yemek yemiyorsun öldüğünü düşüneceğim.

Sabah bıraktığım kahvaltı tepsisi diğerleri gibi yine içeri alınmamıştı.

Demir:yüzünü hatırlamıyorum aç şu kapıyı artık.

Dinlediğinden bile emin değildim.

Demir:çağan sen tek değilsin biliyorsun değil mi?

platonik (ÇT)Where stories live. Discover now