bölüm 47

1.4K 102 80
                                    

Hava soğuk,üşüyorum.

Soğuk bir odanın içinde olduğum için mi?

Yoksa onun buz kesmiş bedenine dokunduğum için mi?

Elerim titriyor. Titreyen elim elini sıkıca tutuyor ama o buna karşılık veremiyor.

Göz yaşlarım akıyor önce eline elinden yere düşerek tok bir ses çıkartıyor.

Odayı nefes seslerim dolduruyor ama karşımdaki kişi ile eşit değiliz o nefes alamıyor.

Benim titreyen vücuduma rağmen o karşımda hareketsizce yatıyor.

Benim dudaklarımdan çıka hıçkırıklar devam ederken onun dudakları düz bir çizgi halindeydi.

Ben onun yüzünü hafızama kazımak için her noktaya dikkatlice bakarken onun gözleri kapalıydı.

O gerçekten ölmüştü...

O yatıyor. Omuzlarına kadar kapalı olan beyaz bir örtü ile.

Bütün dünya yıkılmış ve ben bir enkazın altında kalmıştım.

Tek bir insanın kalbinin durması benim yıkımım oldu.

Boğluyordum. Nefes alıyordum ama nefesinin kesilmesini istiyordum.

Nefret ediyordum.
Ama kimden?

Nefesi kesilen ondan mı yoksa nefesinin kesilmesine sebep olma kendimden mi?

Konuşamadım.
Sesim çıkmıyordu.
Sesim kesiliyordu.

Baş parmağı parmağıma değmiş gibi hissetim.

Ama sadece o kadar çok ağladım ki başım dönüyordu.

Dudakalarım eline değdi.

Elini öptüm.

Kapı yavaşça açıldı.

Yağız:artık çıkman gerekiyor.

Dedi gözlerime bakmaktan çekindi.
Yada istemedi bilmiyorum.

Ama gözlerini kaçırdı.
Ya gözlerindeki acıyı görmemi istemedi.

Başımı saladım.

Daha fazla durmadı bakışları onun cansız bedeninde oyalandı.

Gözleri dolunca hemen çıktı odadan.

Tuana:ölmemeliydin aptal.

Dedim belki de son kez.

Ayağa kalktım ama titriyordum.
Kendimi ayakta durmaya zorladım.

Kaç saat olmuştu acaba.
Bir? İki? Yada üç.

Belkide daha fazla durmuştum bu odada.

Son kez dokundum yüzüne.
Parmak uçlarım yüzünün her zerresinde gezindi.

Baş parmağım dudağının üzerinde daireler çizdi.

İçimde derin bir boşluk vardı.
Bu saatten sonra dolmayacak gibi.

Tuana:sen güçlüydün.

Dedim boğazımı temizleyip.

Tuana:tek bir kurşun ile gitmeyecek kadar.

Diye tamamladım.

Tuana:her şekilde beni yanıltıyorsun çağan.

Dedim biraz daha yüzüne eğilip.

Tuana:söz vermiştin.

Dedim dudaklarımdan firar eden bir hıçkırıkla.

Tuana:yaşayacaktın!

platonik (ÇT)Where stories live. Discover now