Bölüm 13

608 73 358
                                    

Seher vakti güneş henüz doğmamışken odaya giren Eflal gördüğü Zuri ve Abidemi yüzünden ufak çaplı bir şok geçirse de hemen toparlandı. Berbat halde görünen anne ve abla için ortak alandan biraz yiyecek alarak geri döndü. Zeynep tabi ki kendi yatağındaydı, Abidemi ise Meryem’in yatağını işgal etmişti. Eflal’in odaya dönmesiyle yatakların baş ucunda oturanlar masaya geçtiler.  Eflal gece vakti olanlara duydukça şaşırdı, kızdı, sinirlendi. Uyurken ne çok şey kaçırmıştı öyle. Karşısındaki kadın, Zuri, ona güvenmez gözlerle bakarken siniri arttı. Ama hiç belli etmedi. Konuşurken sesinin olabildiğince umut dolu olmasına çalıştı.

“Anladığım şu ki Zeynep insanları iyileştirdikçe kendi de iyileşebiliyor ve Abidemi de tıpkı Zeynep gibi büyünün ona gereksiz etkisinden müzdarip.” Duraksayıp doğru kelimeleri seçmeye çalıştı. Yaşı gereği normalde bu kadar yanlış anlaşılmamak için uğraştığı olmazdı. “Bir şekilde çözüm bulabildiğimiz için sevindim. Ama Haru’nun da ellerindeki siyah damarlar geri gelmişti ve Zeynep’in de yaralarının derinliği belli bir süre sonra yeniden arttı. Yani aslında birbirlerine bağlılar. Abidemi’nin karın ağrıları geldikçe Zeynep onu iyileştirecek ve o zamana kadar durumu kötüleşmişse iyileşecek kötüleşmemişse de sabit kalacak.”Dudağının sol kenarı yukarı doğru kıvrıldı. “Hoş, Zeynep bu süreçte kendine yardım edeceği başkalarını da bulabilir.”

Zuri elleriyle masaya vurup ayağa kalktı. “Sen oğlumu nasıl hemen kenara atarsın! Ne cüretle hangi sıfatla!”

Meryem bıkkın bir şekilde seslice nefes verdi. Zuri’nin kolunu tutup yerine oturttu. Zuri anlamaz gözlerle ona baktı.

“Zuri, Eflal tam olarak onu kast etmedi. Sadece durum analizi yaptı. Ki bu süreçte tanımadığım insanlarla muhatap olmak yerine tanıdığım ve sevdiğim sizlerle birlikte olmayı tercih ederim. Abidemi benim için de önemli…” Yalan söylemeye başladığını hissettiği an durdu, korkmuştu. Abidemi’yle harcadığı zaman sonrasında kardeşine geç kalmıştı. İçten içe genci suçluyordu. Elinde değildi.

Kendine gelip Eflal’e baktı. Bakışlarıyla lütfen diyordu. Lütfen problem çıkarma. Eflal yenilgiyi kabul ederek başını onlardan çevirdi. Problem ettiği dünkü Gri’ye kaçma mevzusunun gündeme gelmemesiydi. On birinci güne başlamışlardı. Kızlar On dördüncü gün Beyaz’a yolculuk yapacaktı. Zeynep büyük ihtimalle direkt katmanlardan Beyaz’daki yüksek mevkilerin istediği bir Gri hapishanesine gönderilecekti. Küçük bir ihtimalle Annesoylu olduğu için bu hali mahkemede sergilenirdi. Halktan azımsanamayacak bir kesim Anne’ye hala taparcasına saygı ve hayranlık duyuyordu.

“O zaman dün konuştuğumuz konuyu ertelemeyi mi düşünüyorsun? Hiç akıllıca olmayacağını bildiğin halde.” Eflal konuşurken sakindi ama içten içe çıldırmak üzereydi. İstedikleri Gri’ye gidip üsttekilerin baskısı olmadan Meryem’in sisini araştırabilirlerdi. Orada kaybolmuş olan başka Annesoylular’la buluşabilirlerdi. Bu lanet olasıca büyüdeki problemin ne olduğunu bulup anlayabilirlerdi. Probleme karşı da anahtarın Meryem olduğuna emindi. Büyüden nefret ediyordu. Hatta yok olmasını istiyordu.

Meryem masanın üstüne ellerini birleştirerek öne doğru eğildi. “Hayır, aksine gitme konusunda artık eminim. Beyaz Zeynep ve Abidemi’ye asla merhamet göstermeyecek eğer ki birlikte gidersek bu aralarında oluşan karşılıklı iyileşme ile hayatta kalabilirler. Zuri ile konuştuk daha az acı çekerek hayatta kalacaklarsa nerde olduğumuzun bir önemi yok. Beyaz bizim için sadece geçmişimizi ifade ediyor.”

“Demek çoktan konuştunuz.” Eflal artık hayal kırıklığıyla bakıyordu. Kollarını göğsünde birleştirip arkasına yaslandı. Yüzü düşmüştü.

Meryem, Eflal’in neden yüzünün düştüğünü anlayabiliyordu. Gri’ye kaçmayı ilk onunla konuşup planlamıştı. Sonrasında Zuri ile her şeye baştan başlamaya karar vermişlerdi. Zordu çok zordu. Hep tek başına hareket etmeye alışkınken şimdi etrafında insanlar vardı. Bu insanları geride bırakamazdı. Abidemi’ye Zeynep için ihtiyacı vardı, Zuri de oğlunu yalnız bırakmazdı. Eflal ise hem onları yalnız bırakmamıştı hem de Gri’de hayatta kalabilmek için ona ihtiyaçları olduğunu düşünüyordu.

BEYAZWhere stories live. Discover now