13

4 1 0
                                    

"Anlık alınan her karar hayatınızı karman çorman eder"

Bizim hayatımız o günden sonra çok değişti. O gece olanları anlatıp can sıkmaya gerek yok. Sema hanım bu olaya tabi ki anormal tepkiler verdi. Beni istemediğini yüzüme karşı da söyledi.  Ama benim gözlerim de kalbim de kör olmuş kulaklarım sağırlaşmıştı. Çünkü ben Rüzgar'a aşık olmuştum.  Rüzgar da gözlerime gururlu gururlu bakıyordu. Mithat abinin de aracılığıyla o gün bitti. Ama Sema hanımın bana olan öfkesi bitecek gibi değildi. Bu olayın üzerinden çok zaman geçti. Sema hanimin bu kadar uzunca bir süre sessiz kalmasi beni hayli sasirtiyordu. Bu olayim üzerinden sorunsuz bir hafta geçti. Sorunsuz gecmesi bize de süpriz olmuştu. O sabah kahvaltıda Rüzgar'la buluştuk. Bugün otel yeniden açılacak yeni sistem devreye girecekti.

-Bugün büyük gün Irmak.

-Evet çok heyecanlıyım Rüzgar. 

-Ben sana içeri ile ilgili bilgi vereceğim merak etme. 

-İyi ki varsın nefesim.

-Sen de iyi ki varsın sevgilim. Bak bize ne aldım:

Cebinden iki tane kolye çıkardı.  

-Birinde senin adın birinde benim adım yazıyor. Uğur getirdiğine inanılıyormuş. Hem paslanmaz çelikten yani her an takabilirsin.

Kolyeleri elime aldım. Gerçekten güzel görünüyorlardı.

-Seni sevdiğim her gün bu kolye boynumda kalacak Rüzgar'ım.

-Nefes aldığım her dakika seni sevmeye devam edeceğim Irmak'ım. 

Kolyeleri birbirimize taktık. Onda Ada bende de Efe yazıyordu.

-Irmak ve Rüzgar'ı bulamadım. Demek ki tarih henüz bizim aşkımıza şahitlik etmemiş. 

-Demek ki...

 Akşamı dört gözle beklemiştik. Bütün yaptıklarımızı son kez gözden geçirdik. Eksik olmadığına emin olduğumuzda misafirleri odalarına yerleştirdik. Biz de asıl odaya geçip gözlemlerimizi yaptık. Gördüklerim karşısında dilim tutuluyordu. Bilinen bilinmeyen o denli iş adamı vardı ki buraya gelen... Rüzgarla kartların da tanımlanma işlenmesini yaptıktan sonra otelde dolaşmaya başladık. 

-ilk deneyimin nasıldı?

-Değişik bir his. Bu kadar insan nasıl kumara para yatırabilir anlamıyorum. 

-Kumara para yatıran iş adamlarının hiç biri düzgünce kazanmıyorlar. Düzgün yolla kazanan insan parayı niye belirsiz bir şeye yatırsın ki. Buradaki asıl amaç da bu zaten. Haksız kazançlla kazanılanı kaybettirtmek. 

-Yanlışa yanlışla gitmek...

-Bir deyişle öyle evet. Ama her şeyin bir sebebi var. Bu para bizim hazineye değil ihtiyacı olana gidecek. Onlardan alınan onlara geri verilecek. 

Bu işin altında böyle bir şeyin çıkacağını biliyordum. Evet ben bunu bilmeden girmiştim bu işe. Ama artık biliyorum ve destekliyorum.

-Ben senin artık her koşulda arkandayım. 
-Biliyorum canım.
İlişkimiz bir süre boyunca sorunsuz gidiyordu. Asıl mesai akşam 8 ile 12 arasında gidip geliyordu. Günün diğer kalan zamanında ise hep geziyorduk.  Bu süre birbirimizi tanışmamıza da sebep olmuştu. M.Y holding kısmında bana da bir iş verilmişti. Artik Rüzgar'a yardım ediyordum işlerinde. Bu durum ikimizi de çok mutlu ederken Sema hanimi hiç mutlu etmiyordu. Sürekli şirkete gelip bizi rahatsız ediyordu. Hatta bir seferinde tam ben Rüzgar'ın odasindayken geldi:
-Siz ne yapıyorsunuz? Çabuk oğlumdan uzak dur!
-Anne ne diyorsun sen!
-Rüzgar benim onun yanında durup durmamam gerektiğini biliyor merak etmeyin .
-O bilse ne olur yanında senin gibi şeytan varken.
-Sema hanım lütfen.
-Anne ne için gelmiştin?
-Oğlumu ziyarete gelemez miyim? Bize bir kahve söyle de içelim.
-Gördüğün gibi çalışıyorum anne.
-Belli belli. Neyse ben gideyim bari.
Tam o sırada Rüzgar gelen telefonla dışarı çıktı. Ben ve Sema hanım odada kalmıştık.
-Oğlumdan uzak dur küçük şeytan.
-Ona Rüzgar karar verir Sema hanım. İkimizde mutluyken bu yaptığınız ne denli doğru anlayamıyorum.
-Sende anlayacak kadar beyin yok ki.
-Sema hanım!
-Sana gitmen gerektiğini söyledim. Gerisi sende. Ama bundan sonra olacaklardan sorumlu değilim.
-Bu tehditleriniz bana işlemiyor.
O sırada Rüzgar içeri girip annesini geçirdi. Annesini geçirdikten sonra:
-Annem adına üzgünüm.
-Sorun degil alıştım zaten.
O gün gibi günler sürekli tekrarlamaya baslanmisti. Sema hanım oğlunu benim hiçbir birine layık görmüyordu ama bu ne benim ne de Rüzgar'ın umrundaydi. Çünkü ikimiz de çok seviyorduk. Böyle böyle ilişkimiz bir seneye dayanmıstı. Günlerden bir gün işlerimizi hallettikten sonra otelde yürümeye başlamıştık.
-Seninle geçen her gün benim cennetim güzelim.
-Benim de sevgilim. İyi ki buralara kadar ilişkimiz gelebildi.

-İyi ki... Bak ne diyeceğim sana ısıtmalı havuza girelim mi?

-Ne?

-Havuz diyorum ya o da bayadır tadilattaydı. Bugün açıldı. Hadi gel. 

-Rüzgar saçmala lütfen. 

-Hadi hadi...

Havuzun olduğu kata geldik ve üstümüzdeki ceketleri bir kenara attık. O gözleğini de çıkarıp suya atlamıştı ben ise üzerimde elbise ile suya dalmıştım. Hayatımda ilk kez bu kadar huzurlu ve mutlu hissediyordum. Rüzgarla günler o denli hızlı ve güzel geçiyordu ki adeta efsunlanmış gibi hissediyordum. Bu anı ömrümün sonuna kadar unutmayacağımı biliyordum. 

-Çok sıcak burası.

-Havuz mu sıcak bizim aşkımız mı çözemiyorum... 

Ömrümün en güzel en huzurlu gecesiydi o gün.  Sabahına yanımda sevdiğim adamla uyanmanın verdiği his çok başkaydı. Onun omzunda uyuyakalmıştım. Onun nefesiyle uyanmıştım. Kafamı kaldırıp ona doğru baktım. Saçlarını okşamaya başladım. Parmaklarım adeta dans ediyordu saçlarında. Yanağına ufak bir öpücük kondurup başımı yine omzuna koydum. Rüzgar bu öpücüğümün büyüsüyle hafif kıpırdanıp saçlarımı öptü ve bana daha çok sarıldı. Bir süre daha öyle kalmıştık. Ne kadar olduğunu ben bile hatırlamıyordum. 

-Günaydın nefesim.

-Günaydın her şeyim. 

-Şu an o kadar güzel ki hiç bozmak istemiyorum. 

-Ben de ama kalkmamız gerek.

Koluyla telefonuna uzandı. 

-Annem kafayı yemiş gece galiba çünkü otuz beş kere aramış. 

-Yapacak bir şey yok Rüzgar bey. Dayanacağız bir süre daha.
- Seninle geçirdiğim her saniye için değer güzelim.
İkimizde yataktan kalktık. Rüzgar önce duşa girdim ve çıktı. Ben de o arada yatağımı topladım. Tam o arada kapım sert yumruklarla çalmaya başladı. Üzerime sabahligimi alıp kapıyı açtım.
-Çekil önümden be oğlum kayıp Rüzgar nerede?
-Rüzgar burada duş alıyor isterseniz buyurun.
Kılığımı iyice süzdükten sonra sinir katsayısı artmış bir şekilde konuşmalarına devam etti:
-Rüzgar'ın burada ne işi var? Hep sen kandırdın benim oğlumu. Ama benim oğlumda salaklık sana nasıl kaniyorsa...
-Anne!
-Rüzgar hadi gidiyoruz annecim hadi.
- Anne ben gelmiyorum Irmakla beraber aşağı inecegiz.
-Bana hala Irmak diyor ya oğlum kafayinmi yedin sen hadi in lütfen çık şu pisliğin odasından.
-Doğru konusun Sema hanım!
-Ne oluyor burada?
Bütün bu olanların üstüne Mithat abi gelmişti.
-Baba annemi alıp gider misin ben Irmakla beraber aşağı ineceğim.
-Sema tamam ben Rüzgarla konuşacağım . Biz inelim şimdi merak etme.
-Mithat!
-Sema! Lütfen hadi iniyoruz.
Onun sayesinde yırtmıştık. Ama eminim Rüzgar'a kızacaktır.
-Sen hiçbir şeyi dert etme sevgilim. Her şey düzelecek. Hele bir de evlenelim bak o zaman nasıl güzel olacak.
-Rüzgar sence her şey yoluna girer mi?
-Girer tabi ki kurban olduğum, girecek. Güven bana.
-Sana güveniyorum...
Birbirimize sıkıca sarıldık. Kahvaltıyı yaptıktan sonra şirkete geçtik. Mithat abi sabah olanlardan ötürü biraz tepkiliydi ikimize de. Mithat abi bir anda beni çağırdı:
-Mithat abi...
-Geç Irmak otur. Seninle bu konuşmayı artık yapma ihtiyacı duyuyorum. Rüzgarla ilişkinize saygım sonsuz. Bunun saf ve temiz olduğunu biliyorum. Ama bu durum lütfen şimdilik ileri gitmesin. En azından şu işlerimiz bitene kadar bu durumun bizi kötü etkilememesi gerek. Bir yerde Semaya hak vermeye başladım artık.
-Haklısınız. Biraz daha mesafeli olacağım.
-Lütfen beni yanlış anlama ama bu sabahki manzara gerçekten pek hoş değildi. Rüzgar deli doludur anlamaz ama sen beni anlarsın umarım.
-Anlıyorum Mithat abi...
Başımdan kaynar sular dökülmüştü. Dediklerinde haklıydı. Burada onun itelinde kalırken bir de oğluna aşık olmam... Bütün bunlar hep üst üste gelmek zorunda mıydı? Mithat abiye verdiğim sözü tutup Rüzgar'dan uzak durmaya başladım. Rüzgar bu durumu anlamlandiramayıp bana anlamsız bakışlarla cevap veriyordu. Konuşmak isteyip susmayı tercih ediyordu. Sonunda konusunu açabildi. Ama açması ile çok büyükçe bir kavga ettik:
-Irmak sen hareketlerinin farkında mısın? Bana uzaktasın uzakta kalmaya çalışıyorsun.
-Rüzgar en azından bir süre her şey yoluna girene kadar mesafeli duralım diyorum ne var bunda?
-Annem yüzünden yapıyorsun biliyorum ama lütfen yapma dayanamıyorum.
-Rüzgar beni gerçekten anlamiyorsun. Annenle hiç bir alakası yok.
-Ben evlenmek istiyorum seninle Irmak neden anlamıyorsun...
-Rüzgar ben biraz dışarı çıkıp hava alacağım iyi hissetmiyorum. Sen de ben gelene kafar biraz sakince düşün lütfen olur mu?
-Tamam.
Dışarı çıktığımda başım inanılmaz dönüyordu. Daha bir sokağı geçemeden kendimden geçip bayılmışım. Gözümü açtığımda hastanedeyim...

TEKRAR EDEN ŞARKIWhere stories live. Discover now