>KÜÇÜK BEN

8.7K 374 12
                                    

-1 Hafta Sonra-
Serkan iyileşmişti. Fakat ailesi Serkan'ı neden kaza yaptığına dair zorlasalarda Serkan bir türlü konuşmuyordu. Bende merak etmiyor değildim doğrusu. Sıkıcı bir gündü. Birşey eksikti. "Okulll!" Saatte tam 6'ydı. Hemen elimi yüzümü yıkayıp. Okul kıyafetlerimi giydim ve saçlarımı düzleştirdim. Birkaç renkli bileklik. Kahretsin çok güzelim. Ama o sivilceler. Evet sivilceler. Kesinlikle stresten √

Hemen elime kapatıcıyı alıp sivilcelerimi ve göz altıma hafif bir şekilde uyguladım. Saat 6:40 dı. Hemen şöförümüzü çağırdım. Araba kolejin girişinde durdu. 2.defa kahretsin karnım gurulduyordu. Tabii kahvaltı yapmadım ki. Ama ben kendimi aç hissetmiyorum. Boşver. Sanki kolejin popüler bir kızıymışım gibi havalı havalı yürümeye başladım. "Ezgi! " Evet bu ses beni babama ispiyonlayan aynı zamanda bütün bu yaşadıklıklarımın sorumlusu Merve! Hiç aldırış etmeye yürümeye başladım. Ona söyleyecek bir ton lafım vardı. Ama okulda olmazdı. Hadi ama onu çok özledim. Hayır gözyaşlarım. Kendimi tuttum. "Ezgi!" Hala aldırış etmedim. "Ezgi herşeyi anlata..." derken yere yapıştı. İşte o an kendimden nefret ettim. Kız benim yüzünden yere yapıştı ya. Hemen yanına gittim. "Ezgi iyimisin ya ben çok özür dilerim senin yere düşmene sebep olduğum için." dedim."Bak sana herşeyi anlatacağım Ezgi." dedi yerden kalkarak. Sonra boynuma sarıldı. "Doruk abim o koca pislik. Onu seni babana isponladığı için asla affetmeyeceğim." dedi. Şuan o koca gözlerimi açıp şaşkınlıkla "Ne!" dedim. Yani hani beni seviyordu. İnsan sevdiğine bunu yapar mı! Tüm yaşadıklarımın sorumlusu. Şu an o kadar sinirliydim ki ama ben güçsüz , zayıf bir kızım. Aaa! Yeter! Ağlıyordum. Çünkü elimden gelen tek şey buydu. Küçükken her şey ne güzeldi. Saf ve temizdik. Ne aşk ne meşk bilmezdik. Şimdi... Zil sesini çalmasıyla kendime geldim. Kabul ediyorum. Olayı Yeşilçam filmlerine çevirdim. Sınıfa girdim. Of ya ders geometri ''Iyk!" tüm acılarıma rağmen hala dayanıklıyım. Kendime acıyorum. Oysa eskiden... Tamam tamam :) Hala komiğim ama. Hoca konuyu anlatıyordu ama aklım boş ve bir hafta açığım var. Neden acaba!? Tam da dersin ortasında biri geldi. Kim ya bu süt bebesi gibi ana baba mı çağ... Aha! Baba? Ne işi var.
Hoca "Çıkabilirsin Ezgi. " dedi. Ne oldu ya? Eşyalarımı topladım ve sınıftan çıktım. Babama "Baba ne oluyor Allah aşkına?" dedim. "Soru sorma arabada söylerim!" dedi. Tek iyi şey dersten yırttım. Hadi ama Ezgi. B*ktan bir hayatın var. Paran pulun var. Peki ya sevgi, özgürlük , dürüslük, güven. Bunları hiçbiri yok yok yok! Herşey o kadar zor ki. Herşey o kadar acı ki. Ben bunlar için çok küçüğüm. 18 yaşında bir aptal. Hiç bir haltı beceremeyen. Ne oldu burdan daha uzaklara kaçsaydım? Nefret ediyorum hiç kimseye güvenmiyorum. Ağlıyorum. Sesimi hiç kimse duymuyor. Çünkü ben "Küçük Ben"

ZORUNLU EVLİLİKTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang