SESSİZLİK

8.2K 317 29
                                    

''Sana kapıyı aç diyorum!"
"Hey!!...Sana diyorum."
"Serkan! Kapının arkasında olduğunu ve beni duyduğunu biliyorum."
"Serkan eğer kapıyı açmassan bileklerimi keserim. Ölürüm ve sende vicdan azabından geberirsin!" dedim.
Hala bir ses gelmiyordu.
"Peki şimdi banyoya gidip bileklerimi kesicem. Bana söylemek istediğin son birşey var mı?" dedim.
Hala bir ses yoktu. Banyoya girdim ve biraz bekledim. Serkan'ı şüphelendirmek için yarım saat boyunca banyoda bekledim. Biraz gerçekci olsun diye ses çıkardım. Biraz daha bekledim..
Sonra hızlı bir şekilde kapının açıldığını ve Serkan'ın yanıma fırladığını fark ettim...
''Çık şu banyodan!'' dedi kızgın bir şekilde.
''Ben bileklerimi kesicektim hem sanane benden git sen dışarda bekle.''dedim trip atarcasına. ''Bana lazım olmasan burda seni 1 dakika bile beklemem!'' dedi. Daha çok bağırıyordu. Kolunu tuttum ve kendime doğru çektim.
''Beni çok seven odama ne oldu? Hani ben farklıydım? Hani benimle gerçekten evlenmek istiyordun?'' dedim. Göz yaşlarıma hakim olamıyordum.. Herşey üstüsteydi.. Tam birşey söylemeden çıkacakken birden durdu.. Ve bana yaklaştı..Burunlarımız birbirine değercesine yakınlaştık. Gözyaşlarımı sildi ve konuşmaya başladı
''O adama hiçbir şey olmadı.. O adam sadece bu sabah hayal kırıklığına uğradı...Ellerinin neden benim değilde başka adamların ellerinde görüyorum. Sen sadece benim olamıyor musun? Senin için daha fazla mı mücadele etmem gerek?" dedi.
"Gerekirse...Gerekirse et! Karşılığını mutlaka alırsın. Emin ol." dedim.
"Herşey karşılıklı mı diyorsun?" dedi.
"Sen ne anladıysan." dedim göz kırparak.
"Peki bayan gizemli." dedi.
Sonra yüzünü eski ciddi haline geri çevirdi. "Ama şimdi çıkmamız gerek. Unutma bu oyunu sürdürmemiz gerek." dedi. "Yani şimdi ne yapmam gerekiyor?" dedim.
Herşeye rağmen hala bunun oyun olduğundan bahsettiğine inanımıyorum.
"Beş dakika da hazır ol. Seni aşağıda bekliyorum. Ha bu arada! Uslu kız ol Ezgi Özcan." dedi.
Arkasından alçak sesle dalga geçercesine "Oslo koz ol Ozgo Ozcon" dedim.
"Sen ne dedin öyle?" dedi.
"Hiç...Hiç bişey." dedim. Sanırım yüksek sesle tepki vermiştim.
"5 dakikan var." dedi saatini göstererek. Ve sonra gitti.
Bu adamda dövüyor mu seviyor mu belli değil? Ne yani anlamıyorum. Ya koy tavrını bas git. Ya da kal yanımda adam gibi sev. Yok bu böyle olmayacak...
Daha fazla vakit kaybetmeden dolabın karşısına geçip Serkan'ın ailesiyle görüşmek için daha uygun kıyafetler buldum. Kıyafetlerimi giydim. Makyajımı yaptım ve aynanın karşısına geçip kendimi süzdüm.

O zaman

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

O zaman..Oyun başlasın!

Çantamı aşağıya indim. Serkan her zaman ki umursamaz bir biçimde bana bakıyordu. Sanırım onun bu tavırları hoşuma gidiyordu.
Kendine gel ben!
Sessizce arabaya bindik. Doğrusu bana geç kaldığımız için yarım saat bağırması gerekiyordu.

Bu sessizlik beni biraz sıkmıştı.
"Neden geç kaldığım için bana bağırıp kapıyı sinirle açmadın?" dedim.

"Neden...İllaki sana bağırmam mı gerek?" dedi.

"Hayır da benim bildiğim sen böyle değildin. Yani normalde şimdi bi minimum 30 dakika bağırıp çağırırdım. Beni bu kadar şaşırtacağın aklıma gelmezdi.'' dedim.
Önce bir gülüş attı.
Kabul ediyorum. O çok yakışıklı..

"Demek çok şaşırdın?" dedi. Ve bana uzunca baktı..
"Merak etme şaşıracağın çok zaman olacak." dedi.

Bu söz bende ani bir utanma duygusu uyandırmıştı. Hemen gözlerimi cama çevirerek dışarıyı izlemeye başladım.

10-15 dakika araba durmuştu. Sanırım gelmiştik. Burası...Burası bir mezarlıktı. Korku dolu gözlerle Serkan'a bakmıştım.

"Korkma.. Şimdi hayatımıza..Bütün gerçeklerle başlayacağız. Burada..Annem seni bekliyor. Öncelikle seni onunla tanıştıracağım. Ve evet bu benim öz annem." dedi. Gözleri dolmuş gibiydi ama soğukkanlılığını koruyordu. Mezarlığın vermiş olduğu ürkünçlük beni korkutmuştu. Serkan'a biraz daha yaklaştım. Kolunu sıkı sıkı tuttum. Serkan ifadesizdi. Bir mezarın önünde durduk.
"Özlem Kayahan"
Serkan mezarın üstündeki ölü bitkileri kopartmıştı. Konuşmaya başladı.
"Merhaba anne...Seni ne kadar çok özledim bilemezsin...Bana nasılsın diye sorarsan ben gayet iyiyim. Herşey yolunda. Sen haricinde herşey tabi.. Yanındaki kız kim dersen? Sana gelinini getirdim. Hani ben 5 yıl önce bana 'Eğer ölürsem..Sevdiğin, gerçekten aşık olduğun kızı mezarıma getir.' dediştin ya..İşte o kız anne. Belki bana senin kadar güzel yemek yapamaz, belki beni senin özlediğin kadar özleyemez, belki beni aenin kadar sevememez ama.."
derken yüzünden birkaç damla yaş aktı. Aynı zamanda bende ağlıyordum. Onun beni bu kadar seveceğini tahmin edemezdim.

"Seni seviyorum anne." dedi. Ve sonra bana döndü.
"Anneme benim hakkımda ne demek istersin?" dedi.

Bir adım ileriye yürüdüm. Gözyaşlarımı sildim ve derin bir nefes aldım.
"Şey..Ben bu duygunun ne olduğunu bilmiyorum. Henüz bir yakınımı da kaybetmedim. Şuan ne diyeceğimi bilemiyorum. Ama şunu demeliyim ki. Her insanın bir ikinci şansa ihtiyacı vardır. Bende bunu oğluna verdim. Biz kötü bir başlangıç yaptık. Ama bunu deneyeceğiz. Tüm kalbimle buna inanıyorum.." dedim.

Arkama döndüğümde Serkan gözleri dolu dolu bana bakıyordu. Koşup Serkan'a sarıldım. Anlımdan öptü ve

"Artık gitsek iyi olacak." dedi.
Arabaya bindimizde ortamı hıçkırıklarım bastırıyordu.

"Tamam. Ağlama artık. Senin ağlamana dayanamıyorum." dedi.

Demek beni çok seviyor..Almadığım şey şu: "Böylesine bir serseri nasıl bir anda değişebilir?"

"Şimdi seni bir yere daha getiriceğim." dedi.

Göz yaşlarımı silip gideceğimiz yeri merakla bekliyordum. Sanırım taşlar yavaş yavaş yerine oturuyordu.

Bu sefer yeşillik bir yere gelmiştik. Şaşırmıştım doğrusu.

"Burda ne işim var Serkan?" dedim merakla.

"Bekle hayatım." dedi. Ve ellimden tutup beni bir ağacın gölgesine getirdi.

"Ne yaparuz Serkan?" dedim.

"Şimdi Ezgi. Bundan 2 yıl önce tam burda arkadaşlarımla iddiaya girmiştim. Ben aşık olmam demiştim. Ama oldum. Şimdi burada "Ben Serkan Kayahan, Ezgi Özcan'a aşık oldum!" diye bağırıcağım." dedi.

"Serkan, saçmalama." dedim kahkaha atarak.

"Herkes beni duysun! Ben Serkan Kayahan! Ezgi Özcan'a aşık oldum! Buna inanamıyacaksınız ama oldum!" dedi. Gözlerindeki mutluluğu anlayabiliyordum.

Sanırım bende bu aptalı seviyordum.

Yanına yaklaştım ve gözlerinin içine baktım. Ve dudaklarını yapıştığımda, Serkan'da karşılık verdi.

Biz aşık olmayı bile beceremeyen iki aptaldık.

Elimi tuttu ve
"Sıra şimdi en zor kısıma geldi. Ama ben umursamıyorum. Sen, ben ve mutluluk. Gereken herşey var." dedi.

"En kötü günümüz böyle olsun...Hayatım."

ZORUNLU EVLİLİKWhere stories live. Discover now