BENİMLE ÇIKAR MISIN?

9.5K 362 27
                                    

£>Bu bölümde en az karakterler kadar bende heyecanlıyım. Keyifli bir bölüm olması dileğimle...
...................................................
"Can't keep my hands to myself." ♪♪Güne Selena Gomez'in yeni şarkısıyla uyandım. Ve saat 05.30 du. Hayatımda hiç bu kadar keyifli olmamıştım. Tabi ya aptal şey bugün evleniyorsun. Evet bide o konu var demi? Hayat tempoya ne dersin? Ben buna bayılırım? Hemen banyoya gidip sıcak duş aldım. Üstüme rahat birşeyler giysim.Aşağıya indiğimde kahvaltı hazırdı. Annem ve babam güler suratla beni bekliyordu. Yanlış mı görüyüm? Gözlerimi şaşkın bir ovuşturdum. "Hadi kızım kahvaltıya gelsene." dedi sakin bir şekilde. " Günaydın canım kızım. Prensesim bugün evleniyor. Bugün benden mutlusu olamaz heralde." dedi. Bugünde benden mutsuzu olamaz heralde. "Sizide günaydın." dedim mutluymuş havası vererek. "Kızım gelinliğini , ayakkabını gereken herşeyi tamamladım. Senin almak istediğin şeyler varsa alırsın zaten. Düğün işlerini erkek tarafı yapacak. Mustakbel kaynanan bakalım nasıl bir düğün yeri seçecek?" dedi annem. "Bence en az senin kadar iyi birisine benziyor anneciğim." dedim. Ya ben ne güzel rol yapıyorum. Good Girl Style :'D Kahvaltımı bitirdikten sonra hemen yukarı çıktım. Üstümü değiştirdim. Ve sıra yanıma ne alacağım konusuna gelmişti. Çantamı , telefonumu , şarz aletimi vs. özel eşyalarımı alıp aşağı indim. Serkanların şöforü çoktan gelmişti. Annemle kocaman lümüzine bindik. "Şimdi koföre gidiceğiz. Hazırlandığımızda Serkan seni alacak." dedi annem. "Sen?" dedim duygulanmış bir şekilde. "Saçmalama kızım gelin arabasına kaynanamı biner." dedi. O da doğru. Şöfor " İstediğiniz bir parça var mı Ezgi Hanım." diye sordu. Biraz düşündükten sonra "One Direction - Alive lütfen" dedim. Arabanın içinde çılgınlarca debeleniyordum. Bu şarkı tamda beni anlatıyordu. Deki"Hey her şey yolunda!"Bu seni canlı hissettiriyor mu? Geriye bakma. Hayatını yaşa... ♪♪ "Sen hiçbir zaman büyümeyeceksin." diye gülmeye başladı. "Saçmalama anne ben 60 yaşına da gelsem bu şarkıya böyle dans edeceğim." dedim gülümseyerek. Şarkı birden durdu. "Neden şarkıyı kapattın!?" dedim soföre. "Geldik efendim. Öyle desene be slk.s.s. Geldiğimiz yer kuaförden çok villaya benziyordu. İçinde benim gibi birçok gelin vardı. Her gelinin ayrı ayrı odaları vardı. Her gelinin ayrı ayrı bi ilgileneni vardı. Anneme "Anne burdan hiç gitmeyehh" bakışları attım. Önce saçımı şampuanlayıp , yıkadılar. Sonrada kuruttular. Saçımı açık bırakıp dalgalandırdılar. Muhteşem bir yüz makyajı. Bir kaç dokunuş yaptıktan sonra gelinliğimi giydim. Evet bu benim seçtiğim gelinlikti. Aynadan kendime baktığımda perfecttim. "Kızım sanırım Serkan bir fotoğrafçı çağırmış." dedi. " Mükemmel görünüyorsun Ezgi hanım birkaç poz alabilirmiyiz?" dedi. Olumlu bir başımı salladım. Sanki mankenmişim gibi birkaç poz verdim. OMG! Çok taşım. Parfümümü sıktım. Son kez kontrolleri yaptım. Tekli koltuğun üzerinine oturup arabanın gelmesini bekledim. Annem elimde beyaz ve pembenim tonlarında bir çiçekle yanıma yaklaştı. "Bu senin gelin çiçeğin olucak." dedi. "Uyarmu dersin. Gerçi beyaz gelinliğe her renk uyabilir." dedim. Annemde alaya alarak "Tabi kızım siyah çiçek ister misin?"dedi. Anneme Ankarada deniz yok anneğğ bakışları attım. 1 dakika sonra annem "Ben çıkıyorum kızım. Birazdan Serkan gelir." dedi. İç çekerek "Anne!" dedim. "Bunu ailen için yapacaksın kızım. Bunu bilki biz sana çok minnattarız." dedi. "Dedemin vasiyeti." dedim gülerek. Annem önce afallayarak yere baktı. Tebessüm etti ve "Evet kızım vasiyet." dedi. Sonra gitti. Ama ben ağladığını hissediyordum. Saat 9 olmuştu. Kapıdan taş mı taş biri girdi. OMG! Bu Serkan. Bir Bad Boy olmasa kesinlikle onunla çıkardım. "Şey Ezgi'nin burda olması gerekiyordu." dedi. Wat dedin gülüm. "O benim şapşal." dedi. "Ne?...Sen...Evet...Doğru ya" dedi gülerek. Gülüşüne gurban diyesim var. Kendine gel Ezgi. Sende olur olmadık yerde çıkıyon. Bak gıcık öldürüm seni. Evet kendini öldürmek zekice. Serkan bana önce şaşkın şaşkın bakışlar attı. "Şey çıksak iyi olucak." dedim. "Evet." dedi. Durdum. "Öhöm. Öyleyse Serkan Bey bu oyunu oynama ne dersin?" dedim. Önce bir kahkaha attı. "Seninle cehenneme bile varım hatun." dedi. Sonra yürüdü. Bende arkasından yürüdüm. Arabaya bindik. Gitmeye başladık. Serkan" Demek One Direction-Alive he?" dedi. Güldüm "Evet Alive , canlı!" dedim. "Açalım o zaman prenses." dedi. İnanmıyorum. Arabada resmen kopuyordum. Serkan bile ufak figürler sergiliyordu. Şarkı bittiğinde Serkan" Bu kadar muhteşem dans figürlerinin olduğunu bilmiyordum doğrusu" dedi. "Sen beni bide pistte gör bebeğim." dedim. Güldü. "İroni yaptığımı biliyorsun değil mi?" dedim. Sonra birden araba durdu. "Ne oldu?" dedim. "Artık bi yere varmamız gerekiyormuydu?" dedi. Ya sen niye haklı çıkıyon ya :D Aynen. "Oha muhteşem!" diye cırladım. Utangaç bir şekilde"Güzel olmuş" dedim. Ne var yani eşşek gibi öğürmesen? Biliydim böle olacağını. :'D Kır düğünü? Perfect. Herkes bizi alkışladı.Serkan elimi tuttu. Hazır mısın? Hayır. Ağlamaya ne dersin? İyi olurdu ama şimdi hayır. Peki. Unutma ben her zaman burda olucam. Biliyorum aptal şey. Aptal biz. Yüzüme güzel bir gülümseme yerleştirdim. Uzun bir yürüyüşden sonra yerlerimize oturduk. Herkesle selamlaştım. Kayınvalidem yanıma geldi ve "Düğün yerini beğendin mi? Nasıl olmuş?" dedi. "Mükemmel. Harika bir seçim." dedim. Annem ve babam geldiğinde. Hüngür hüngür ağlamaya başladım. Annemle sıkı sıkı. Babamında az da olsa gözlerinden yaş döküldü. "Senin iyiliğin için kızım." dedi. Yarım saatlik bir aradan sonra dans için alkışlar , çığlıklar yükseldi. Dans edeceğimiz yere doğru yürüdük. Özel bir platformdu. Dans müziğimiz "Ellie Goulding- Love Me Like You Do" du. Allahım! Ağlamak istiyorum. Biz dans ettikçe alkışlar yükseliyordu. Şarkıya bende eşlik ediyordum. Şarkı bittiğinde ıslıklar çalındı. Kendimi ünlü gibi hissediyorum. "Öp , öp , öp!" diye bağırdılar. Serkan bana baktı. Hayır anlamında işaret yaptım. "Çok güzel görünüyorsun." diye mırıldandı ve dudaklarıma yapıştı. Allahım! O kusursuz ve acayip yakışıklı görünüyordu. Bende ona karşılık verdim. Duygularımı anlamıyordum. Aşık mıydım? Yoksa öyle mi hissediyordum? Serkan beni öpmeyi bıraktıktan sonra utangaç bir şekilde yere baktım. Ve sonra yerimize oturduk. Düğünün ilerleyen saatlerinden sonra eğlenceli bir parça vardı. OMG! Leon on! Olamaz tüm herkes pistte Lean on dansını yapıyordu. "Blow kiss, fire a gun.." Serkanla ben önde diğerleri arkadaydı. Kızlar sağ tarafa , erkekler sol tarafa ellerini sallayacaklardı. Ve son 1,2,3 " Blow a kiss, fire a gun.We need someone to lean on. Blow a kiss, fire a gun. All we need is somebody to lean on." Dans ettikten sonra sıra pasta kesimine geldi. 10 katlı mükemteşem bir pasta. Pasta kesiminden sonra ikram vs. derken konuklarla vedalaştık ve gidiş görüldü. Arabaya bindik ve eve gittik. "Bu ev bizim mi!" diye sevinç çığlığı attım. Resmen koca bir villa bizim. "Evet bizim hayatım." dedi ve ellerimi tuttu. Gözlerimin içine baktı." Şey... Biliyorum ani olucak. Ama sanırım herkes 2. bir şansı hak ediyor..." önce bir iç çekti. "Benimle çıkar mısın?" dedi. Ben şok. Ben vefat. *-* Evet tabiki de. Of course. ^^ "Şimdi cevaplamana gerek yok. Biliyorum ki ikimizide çok yorulduk." dedi. Sonra eve çıktık.

ZORUNLU EVLİLİKWhere stories live. Discover now