yaralı ve derisi yüzülmüş cümleler

164 13 0
                                    


Acıya kahkaha atabilmek bir sanatsa eğer,ben çok pahalı bir tabloyum. \ c.b

Tamamıyla uzun süreceği beklentisiyle başladığımız konuşma faslını yine cevapsız bir soruyla bitirmenin ardından Baekhyun'a yatmak istediğimi söylemiştim.Birkaç saniye sadece yüzüme bakmış bir çeşit transtaymış gibi öylece durmaya devam etmişti.Bu kadar derin neyi düşündüğünü merak ediyordum ama açıkça soramazdım.O bana hala bir cümlelik karşılık borçluydu.
Sessizlik bir kaç defa onunla benim aramda yörüngesinden çıkmadan emeklemeye devam ederken,Baekhyun kendine gelmiş bir tavırla onun yatağında yatabileceğimi,kendisinin koltukta uyuyacağını söylemişti.Onun yatağını kullanmak istemiyordum ama koltukta uyumak fikri pek cazip gelmemişti.Bu yüzden teklifini yalnızca başımı sallayarak kabul etmiştim.Ayrıca benimle uyumak istemediğine minnettardım,eskiden çoğu kez onunla birlikte uyuduğum için bir zamanlar bu,sıklıkla rutin haline gelmeye başlamıştı.Annesini kaybettiği yıl eve girdiğimi ve yatağımı kullandığımı hiç hatırlamıyorum mesela.Baekhyun sürekli bir varlık arayışındaydı o yıllar,yanında beni ya da Jooyoung'u istiyor ve bu konuda küçük bir çocuk kadar ısrarcı olabiliyordu,karanlıkta aydınlığı aramak gibi bir ihtiyaçtı ondaki.

Başımı yastığın yumuşak ve rahatlatıcı yüzeyine bırakır bırakmaz uyumuşum.Uzun aradan sonra,ilk defa yabancılamadan bir yerde kalışımın miladı gibiydi bu.Her ne kadar çarşafları değiştirmiş olsakta,Baekhyun'un tropikal ve hindistan cevizi karışımlı şampuan kokusunun hakim olması dışında her şey,yorgunluk atmak için yeterli ve konforluydu.
Gece hafif bir dokunuşla irkildiğimi hatırlıyorum.Gözlerimi açar açmaz etraftaki tanıdık ve bir o kadar ona eş olan yabancılık,bütün vücuduma batmaya başlamıştı.Başımı sağa çevirip sırt üstü yatmak için döndüğüm sırada yanımdaki silüeti fark etmemle korkunun kahkahalarını duymam bir olmuştu.Biri bana dokunuyordu!!!
Uyandığımı fark etmemesi için aldığım nefesi içerde parçalara ayırıp kırıyor,yavaşça dışarı bırakmak için göğsümü olabildiğince zorlamama rağmen sarsıntının önüne geçemiyordum.Kaçıp kurtulmak isteyecek kadar aceleci ve asi bir damar gibi atmak için sabırsızlanıyordu.
Alnımdaki el yavaşça boynumun dış kısmına doğru yer değiştirirken,tanıdık bir nefes duydum daha çok mırıltı gibiydi...Sonra kendini yeniden tekrarladı.
"Yanıyorsun." dedi ses, boynumdaki elini tenimle defalarca buluşturduğu sırada.

"Baekhyun ?"

"Autumn,benim.Ateşin-"

"Neden ışığı yakmıyorsun?"

"Üzgünüm,korkuttum mu?"

"Evet...b-bana dokunmana gerek yok.,., ben iyiyim." deyip boynumdaki elini uzaklaştırdım,elleri vücudumu ele geçiren yüksek ateşten daha fazla rahatsızlık veriyordu.

"İyi değil,hastasın Autumn.Bak,,çok fazla ateşin var ve daha kötü olabilir."

Başımı örten yorganı aralayıp omzumun üstünden ona "Baekhyun ben iyiyim,gerçekten." tribini attıktan sonra tekrar eski pozisyonumu aldım.Biraz zaman geçtiğin de yatakta hafif bir sallantı hissetmem,muhtemelen gitti diye düşünmemi sağlamıştı. Baekhyun gittiğini sandığım o anda, birden yorganı ayak uçlarımdan tutup üstümü tamamıyla açtı.B-bu bu çok ani olmuştu ve sanki çıplakmış gibi utanmıştım,Tanrım!
Afalladım,kelimenin tam anlamıyla a fal la dım....

monacrómachHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin