night 0000cm \ dialogues

97 7 6
                                    

''yalnızlık boyutlarında bir oda ve ıssız yörüngelerinde ışıltısız birkaç gökyüzü.,, ''

''Autumn.''

''Baekhyun.''

''Neden bana eskisi gibi bakmıyorsun?''

''Çünkü çok uzaktasın,.,''

''Sana bir dostluk kadar yakın olduğumu görmüyor musun?Kirpiklerimiz neredeyse birbirine sarılmak üzere.''

''Sen de beni eskisi gibi görmüyorsun,ama  istediğim bu değil.''

''Ne istiyorsun ?Neden konuşmak varken her defasında susuyorsun?''

''Çünkü kolayına oynuyorum-''

'' O gün sana söylediklerimi unut.Hiçbirini hatırlamak isteme bile.Senin oynadığın şey kolay felan değil.''

''Neden cümlelerin bu kadar kızgınken,benimle gayet sakin konuşuyorsun?''

''Çünkü bana, sandığının aksine uzakta değilsin,hiçbir zaman da olmadın.Lanet olsun,duvarların...duvarların o kadar kalın ki, onları aşabilmek için arkasında ne kadar çaba sarfettiğimi görmüyorsun Autumn.Sürekli gizleniyorsun,bulunmamak için elinden gelen her şeyi yapıyorsun.''

''...Hayatta hiç, çevrende ya da etrafında varlıklarıyla var oldukları halde onları ölmüş saymayı denedin mi  Baekhyun?''

''Etrafımda bu kadar yakın senden başka kimse olmadı.Senin için bunu, hayal bile etmem Autumn...Peki s-sen ?''

''Milyonlarca kez...milyonlarca kez denedim ve başardım da.Artık hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu kabul edebiliyorum.Ben artık hayatta, hayata bile inanmıyorum..aklımın bile varlığından tereddüt ediyorum,kendimi garip bir şekilde  çoğu zaman onu ararken buluyorum.   Birkaç ay içinde o kadar çok şey yaşadım ki...o kadar çok şey eksilip gitti ki Baekhyun...yitirdim hepsini,gittiler...
Güven denen şey etlerinden koparılarak sömürüldü,yırtıldı,parçalandı ve buruşturulup çöpe atıldı.Ve ben artık kendimde onu yaşatacak gücü bulamıyorum...o kadar g-güçlü değilim.Aksini yapmak ya da bunu engellemek istemediği mi sanıyorsun?  Hayır,yaptım bunu.Kendime hakim olmak ve buna sürüklenmemek için her şeyi denedim;sana geldim ilk defa.

Bu dostluğa tutunmak için o kadar çok geldim ki,bir süre ait olduğum yerde bulamadım kendimi...yoktun.

Elbette yoktun... ama sorgulamadım bunu.Neden yoksun'u bilmek istemedim.Bu kadar bencil olmak istemedim Baekhyun.Bana 'sana acılarımı anlattım ,artık acım sensin' demiştin,o zamandan beri buna hakkım olmadığını düşünürdüm.Ki sen zaten kalbinde yeterince acıyı konuk ederken. Dostluğun bana o kadar şey kattı ki...ve biliyorum,senin için farklı bir yerdeyim. Bunu o kadar çok hissettirdin, o kadar çok benimsettin ki,asla aksinin olabileceğini düşünmedim.Yaşamın her karesinde, hiç doğmamış ve asla sahip olmadığımız ikiz kardeş gibiydik seninle.

Anıların,,,yaşamaktan vazgeçmek zorunda kaldığım o an bile benimle olacak,bana inan.

Kısacası artık hiçbir gerçek,içimdeki sarsıntıyı durduracak kadar keskin değil.Tek hakikat, bir gün geldiğimiz gibi gideceğimiz.

''Bu benimle son konuşman mıydı?''

''...''

''Hiç değilse eskisi gibi diye düşünmemi sağladın bunları anlatarak...eskisi gibi konuşuyor benimle... Sanırım haklısın, her şeyi eski olarak bırakmak en doğrusu olacak.Peki artık beni görmeyecek misin?''

''Hayır,ama birkaç gün önce senin de dediğin gibi ' ruhlarımız hala el ele ve birbirini dinliyor' olacak.Ne zaman istersen ve acı seni, ne zaman güçsüz ve zayıf kılmaya başladığında benimle uyumaya gelebileceksin.''

''Ben senin; arkadaşın,dostun,kardeşin ve senim.Biri bitse biri kalır.Seni hiç bırakmayacağım.' Ama artık bunu yapacağımı sanmıyorum...artık sana acılarımdan bahsetmeyeceğim Autumn, ve artık acılarım hiçbir zaman sen olmayacak...

Sabah olmak üzere haydi biraz uyu.

Ben gidiyorum.''

monacrómachNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ