Hüseyin Nihal Atsız

1.5K 24 7
                                    

bir gün olur, elbette eski beğler dirilir;

yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar.

yine şanlar alınıp nice canlar verilir,

yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar.

Demiş Gök Bilge ne güzel demiş. Her Türk'ün damarında ki o asil kan coştu kimse tutamaz Tanrının kırbacını. Yeni Kürşadlar çıkar aramızdan, yeni Atatürkler, yeni Hülagü Hanlar çıkar. 

Biz kan kokusunu özledik, çinlinin kan kokusunu. Onların kafa tasından şarap içmeyi özledik. Kandaşımızı korumak için can vermeyi özledik. Türklüğün yücelmesi için can vermeyi özledik. köleliğe boyun eğmeyiz. Düşmanımız kadınlarını ganimet olarak almak bizim en büyük hediyemizdir. Yağma yapmak ister her Türk, Acnunu istila etmek Türk'ün şanlı adını yaşatmak ister.

Bize barbar demek bizleri mutlu eder. Evet biz barbarız. Sarı saçlarıyla orta kadın gibi dolaşan cermenlerden, denizlerde gemicikleriyle savaşan vikinglerden daha barbarız. Bizim zaafımız yoktur. Ölmekten korkmayız biz. İşte bu yüzden Barbarız. Bu kadar nefret nerden geliyor diyenler var. Nasıl gelmesin ülkemiz zaten kürt terörü ile uğraşırken Türkistan'da kandaşlarımız katil çin tarafından zulüm görüyor. Avrupada ki kandaşlarımız nazi bozması pislikler tarafından zulüm görüyor. Irakta'ki kandaşlarımız Irak devleti tarafından zulüm görüyor. Kırımda ki kandaşlarımız vatanından sürgün ediliyor. Ben Acun'a nefret duymayayımda kime duyayım bu nefreti.

Tanrı dünyanın bozulduğunu görünce bizi Acunu düzene sokmak için gönderdi. Asyadan Avrupaya tüm milletleri yok etmiş, yağmalamışızdır. Bu yüzden Türk yücedir. Dünya üzerinde ki en büyük Devletleri kurmuştur. Her millete boyun eğdirmiş 5.000 yıllık tarihi boyunca sadece 50 yıl köle olmuş, daha sonra köpek çini denize kadar dökmüştür. Bu yüzden bırakında ırkımızla gurur duyalım. Kandaşımızı koruyalım, düşmanımıza katliam yaşatalım.

Bu kadar tarih bilgisinden sonra sizlere birazda 1900 lü yıllarda Türklüğü yücelten insanlardan biri olan Hüseyin Nihal Atsız'dan bahsetmek istiyorum.Bir düşünce adamı olan Nihal Atsız, baba tarafından aslen Gümüşhaneli olmalarına rağmen, babasının deniz subayı olması nedeniyle İstanbul'da doğmuş ve orada yetişmiştir. Türkiye'nin komünizm, islamcılık ve kürtçülük gibi zararlı akımlardan etkilendiği ve Türklüğün bu üç cepheye karşı savaş verdiği bir ortamda, Türk budunu olarak varlığımızı korumanın bir yolunu araştıran Atsız, çok geçmeden kurtuluşun Türk milliyetçiliğinde -yani Türkçülükte- olduğunu öğrenmiş ve yaşamının sonuna kadar bu ülküyü Türk ırkı üzerinde hâkim kılmaya çalışmıştır.

Atsız, dil, tarih ve edebiyat alanında dönemin önde gelen bilim adamlarından dersler almış, bu alanda uzmanlaşmaya çalışmıştır. Şu anda bile üniversitelerin dil, tarih ve edebiyat bölümlerinde okutulan kitapların yazarlarının birçoğuyla aynı sınıfta okumuş veya onlarla düşüncelerini paylaşacakları ortamlarda bulunmuştur. Bu nedenle kendi alanında uzmanlaşması ve geniş bir görüşe sahip olması uzun sürmemiştir. Yaptığı bilimsel çalışmalar ve yazdığı kitaplar, onun ciddi ve çalışkan bir bilim adamı olduğunun apaçık kanıtıdır. Bu nedenle Atsız, her şeyden önce bu kimliğiyle takdir görmesi gereken bir şahsiyettir. Yaşadığı dönemin en usta tarihçilerinin ve dilcilerinin bile üzerinde çalışmaya çekindiği konuları, en ince ayrıntılarına kadar araştıran, bilimsel alanda çok değerli eserler bırakan Nihal Atsız'ın yaşamı boyunca süren çalışmaları, kitap ve makalelerinin sayısıyla bile anlaşılabilmektedir.

Atsız, yaşamı boyunca Türkçülüğünden hiç taviz vermemiş, yazdığı makaleler ve çıkardığı dergiler yüzünden birçok kez mahkemelik olmasına, tabutluklarda işkenceler görmesine rağmen düşüncelerini kararlılıkla ve haykırırcasına savunan bir ülkü eridir. Sert üslubu ve kararlı duruşu, her ne kadar Türkçülüğe karşı olanların -çoklukla da Türk soylu olmayanların- düşmanlıklarına neden olmuşsa da, bu kişilerin verdiği zararlar Atsız'ın bir bozkurt gibi başı dik yaşayışında en ufak bir tavize neden olmamıştır. Atsız, olgun ve üstün bir kişiliğe sahip ciddi bir karaktere sahip olduğundan, yine takdir edilmesi gereken bir dava adamıdır.

Geçen yüzyıl içinde romanlar, şiirler ve öyküler yazan çok yazar / şair vardır; fakat bunlar içinden çok azı Atsız gibi büyük bir kitleyi harekete geçirebilmiştir. Atsız'ın yazılarından ve derslerindeki konuşmalarından etkilenen milyonlarca Türk genci, Türkçülük bayrağının birer taşıyıcısı olarak ülkülerine bağlı kalmış, baş koydukları yoldan dönmemişlerdir. Bugün de Atsız'ın romanlarını okuyanlar, Türklük sevgisiyle kendilerinden geçmekte, ruhlarıyla uçup gittikleri Tanrı Dağı'nda bir destanı yaşıyormuşçasına esrimektedirler. İşte böyle etkileyici ve sürükleyici yazılar yazdığı için Atsız yine takdire şayan bir yazardır.

Türkiye'de Türk OlmakWhere stories live. Discover now