[2]

1.4K 163 27
                                    

"Okula gitmemiz gerekiyor."

Karnımdaki kafasına doğru söylemiştim. Dudaklarını büzdü, yüzüne vurdum. Ben böyle seviyordum.

"Gerçekten gitmemiz gerekiyor mu?"

Karnımdaki kafasını kaldırmış, yüzüme yaklaşmıştı. Dalga geçiyordu. Ayrıca zor durumda bırakıyordu beni.

"Evet." dedim meydan okumaya çalışan sesimle.

Tekrar umursamazlığa bürünerek koltuktan kalktı.

"İyi, gidelim o zaman."

Demiştim ya, ne yaptığı belli olmazdı. Kaç karakteri vardı, bilmiyordum. Modu, her dakika değişirdi.

Ardından ben de kalktım koltuktan. Biraz ilerledim ve karşıdaki aynaya baktım. Berbat görünüyordum. Fakat umrumda değildi. Dağınık olan saçlarımı biraz daha dağıttım. Sonra aynada onunla göz göze geldim. Güldü.

"Berbat görünüyorsun."

Evet, onun aksine. Omuz silktim.

"Jihoon'un arabasının anahtarına ne yaptın?"

Bir anda gözlerim büyüdü. Etrafa bakındım ilk önce, sonra odama koştum.

Odayı alt üst ederken içeriden kahkasını duydum.

"Gel!"

Aynı şekilde koşarak odadan çıktım ve yanına gittim. Elinde anahtar, sırıtarak bakıyordu.

"Dün bana vermiştin."

Bahsetmiştim size, her şeyi hatırlardı.

 nothing | jeongcheol ✔Where stories live. Discover now