[6]

980 132 42
                                    

Girdiğim birkaç dersten sonra beynimin yok olduğunu hissediyordum. Çok çalışmayan ancak derslerde iyi olan tiplerdendim.

Girecek herhangi bir dersim kalmamıştı. Boş bulduğum bir masaya oturmuş, bekliyordum. Yorulmuştum.

Onu, ağladığım ve evime geldiği günden beri hiç görmemiştim. Genelde beraber kalırdık. Fakat yaklaşık üç gündür eve uğramamıştı bile.

Aramamıştım ya da sorgulamamıştım. O Jeonghan'dı. Ne yaptığı belli olmaz ve yaptıkları kimseyi ilgilendirmezdi. Yani o, böyle düşünürdü.

Burada uzun süredir bekliyordum. Nedenini bilemedim, her zaman olduğu gibi.
Sanırım biraz ilgi görmek istiyordum. Fakat benin isteklerim gerçekleşmezdi. Yine aynı olay oldu. Gerçekleşmedi...

Boş beklediğim süre boyunca endişelerim ve korkularım ile yüzleştim. Neden beni umursamadığını düşündüm. Beceriksiz olduğum için kendimden nefret ettim. Sonra diğer nedenler geldi aklıma, çokça nefret ettim kendimden.

Eğer insanlara bir tavsiyede bulunsaydım, "İnsanların kendilerinden nefret etmelerini sağlamayın." olurdu. Evet... Kesinlikle.

Geçmiş gözümün önüne geldi bir anda. Kötü oldum biraz. Eskiye dönmek istedim. İkimizinde masum olduğu zamanlara dönmek istedim.

İlk pişmanlıklarımı, âşık olduğum kişinin ilk hâllerini, ilk pes edip, hırslanışımı ve şuandaki beni oluşturan zamanları tekrar yaşamayı diledim.

Zaman zarar verirdi. İnsanlara, karakterlere, bağlılıklara... Fakat zaman, bize zarar vermişti. O değişmişti, ben değişmiştim, biz değişmiştik.

Onunla lisenin ilk yılında tanışmıştım. O zaman mor yerine kumraldı saçları. Kulağındaki piecringleri yoktu.

Aynı sınıftaydık. Hiç arkadaşım yoktu. -Jihoon ve Soonyoung bu okulda değildi.-  Yanıma oturmuştu. O anki mutluluğumu size anlatamam... Bana her zaman gösterdiği gülümsemesini ilk kez o zaman görmüştüm.

İlerleyen zamanlarda o gülümsemeleri yüzlerce kez görmüştüm. Ancak o gülümsemeler, o zamanlar içten, saf ve gerçekti.

Beraber gülmüştük, ağlamıştık. Birbirimizden hiçbir şey saklamamıştık. Çok şey yapmıştık onunla... Aklınıza gelebilecek her türlü şeyi. İlk mutluluklarımı onunla yaşamıştım, ilk pişmanlıklarımı da...

Ailesi ile kavga etmişti bir gün
Apar topar evden çıkmış, yanıma gelmişti. Gitmedi bir daha ailesinin yanına. Benimle kaldı. Ancak ailesinden uzaklaştığı zaman benden de uzaklaşmıştı. Eskisi gibi olamamıştık. Bana, "Değişeceğim." demişti. Dediğini yaptı, değişti. En kolayı fiziksel olan değişimdi. Saçını maviye boyadı, kulaklarına sayamayacağım kadar piercing yaptırdı. Sonra karakteri değişti. İçti, gezdi, birileri ile takıldı, her gece geç geldi. İlk günlerde onun için de zordu.
Ağlıyordu. Yan yana olan odalarımızdan sesini duyup, ben de ağlıyordum.

Çok zaman geçmedi. Alıştı, alıştım. O eskisi gibi değildi. Ben, eskisi gibi değildim. Biz, eskisi gibi değildik.

 nothing | jeongcheol ✔Where stories live. Discover now