15.Bölüm

47.5K 1.3K 935
                                    

Meriç'den

Nisa'nın dedikleriyle ne yapacağımı bilemedim. Ben onun benden uzak kalmasına benle konışmamasına dayanamazdım ki. Sıkıntılı bir şekilde nefes aldım. Bakışlarım Nisa'nın kızarmış yüzünü bulunca sesli bir şekilde yutkundum. Ne yapmıştım ben böyle?

Nisa ilerlemeye başlayınca ona doğru yürüyüp kolundan tuttum. Kolunu elimden kurtarıp yüzüme bir tane daha tokat attı.

"Sakın bana dokunma Meriç"

Başımı yere eğip dolan gözlerimi sakladım. Ben onsuz yapamazdım. Ama en azından dokunamasam da onu görebilecektim. Eğdiğim başımı kaldırdım. Nisa merdivenleri çıkıyordu.

Şu an büyük bir ikilem içinde kalmıştım. Yanına gitmelimiydim yoksa onu yanlız mı bırakmalıydım?

Telefonumun sesi kulaklarıma dolunca cebimden telefonu çıkardım.

Çağrı Arıyor...

Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Meriç nerdesin?"

"Evdeyim Çağrı"

"Yanına gelelim mi?"

"Yanıma gelmeyin de dışarda bir yerde buluşalım"

Çağrı bir süre sessiz kaldıktan sonra "Bizim barda buluşalım mı?" diye sordu. Bara hiç gidesim yoktu bu yüzden "Bara gitmeyelim. Hasan amcanın meyhanesine gidelim" dedim. Çağrı onaylayınca telefonu kapattım ve merdivenlerden çıkmaya başladım.

Odanın kapısının önüne gelince bir süre bekledim. Meleğimin benimle konuşmaması beni yıkıyordu. Kalbime yüzlerce iğne batırılmış gibi oluyordu.

Yavaşça kapıyı açıp odaya girdim. Meleğim uyuyordu. Giyinme odasına girip üzerimi değiştirdim. Tekrar odaya girip Nisa'nın yüzüne baktım. Gözlerini kırpıştırıyordu ve uyumadığı belli oluyordu. Bakışlarımı yanağına çevirdim. Kızarıklık duruyordu ve parmak izlerim kalmıştı. Sağ gözümden bir damla yaş aktı. Canı çok yanmışmıydı? Sonra bakışlarım dudağına indi. Patlamıştı. Sol gözümden de bir yaş aktı. Keşke dedim. Keşke sinirlerime hakim olabilseydim de Nisa'yı bu hale getirmeseydim.

Yaşlar gözlerimi zorlayınca odadan çıktım. Hızla merdivenlerden inip evden çıkarak arabama bindim. Arabayı çalıştırıp gaza yüklendim ve meyhaneye doğru sürmeye başladım. Araba çalışır çalışmaz göz yaşlarım özgürlüğe kavuşmuştu. Ağlaya ağlaya meyhaneye geldim.

Arabadan inmeden önce göz yaşlarımı silip ağlamamı durdurdum.

Meyhane kapısından içeriye girince Arda ve Çağrı'yı her zamanki masamızda buldum. Zaten onlardan başka kimse yoktu. Durumumu anlamış olmalılarki meyhaneyi kapattırmışlardı. Hızlı adımlarla yanlarına gittim. Sofra mükemmel bir şekilde hazırlanmıştı ama yiyecek durumda değildim. Nisa yemek yemezken ben nasıl yerdim ki?

"Meriç ne oldu hadi anlat bize?"

Çağrı'nın sesi kulaklarıma dolunca bakışlarımı ona çevirdim. Soran gözlerle bana bakıyordu. Derin bir nefes alıp her şeyi anlattım. Anlatmam bitince bir süre kimseden ses çıkmadı. Daha sonra Arda "Sürtük demicektin be Meriç" dedi.

Sadece sustum. Ne diyebilirdim ki? Çağrı Arda'nın koluna vurdu ve konuşmaya başladı.

"Kendini nasıl affettirmeyi düşünüyorsun?"

"Bilmiyorum"

Çağrı başını olumlu anlamda sallayıp "İstersen sana yardım edebiliriz" dedi. Başımı olumsuz anlamda salladım. Bunu kendim yapmalıydım.

Mafyanın AşkıWhere stories live. Discover now