16.Bölüm

39.6K 1.4K 895
                                    


Duyduklarımla bir süre ne yapacağımı bilemedim. Bir an onun yokluğunu düşündüm. Bana meleğim diyen biri olmayacaktı. Beni burnumdan öpen biri olmayacaktı. O sıcak kollar beni bir daha sarmayacaktı. Kalbime bir acı girdi.

Niye böyle oluyorduki?

Yoksa ona alışmaya mı başladım?

Titrek sesimle "H-hemen ge-geliyorum" deyip telefonu kapattım. Üzerimdeki elbiseyi umursamayıp odadan çıkarak hızlıca merdivenlerden indim.

Göz yaşlarım akmaya başlamıştı. Evden de çıkınca dış kapıya doğru koştum. Kapıdaki güvenlik beni durdurup "Nisa Hanım nereye gidiyorsunuz?" diye sordu.

"U-uçuruma gi-gidiyorum"

Kalbimin ağrısı yüzünden kesik kesik konuşuyordum. Adam başını olumlu anlamda sallayıp "Şehrin çıkışındaki uçuruma mı gidiyorsunuz?" dedi.

Hızlı bir şekilde başımla onayladım. Adam karşıdaki arabayı gösterip "Arabaya geçin Nisa Hanım sizi ben götüreyim" dedi. Tekrar hızlıca başımı salladım.

Arabaya binince adam hemen arabayı çalıştırdı.

Kısa bir sürede uçuruma gelince hızla arabadan inip koşmaya başladım. Uçurumun dibine gelince bakışlarımı etrafta gezdirdim ama kimse yoktu. Kafam karman çorman olmuştu. Acaba yanlış uçuruma mı geldim?

"Nisa"

Meriç'in sesini kulaklarıma dolunca arkamı döndüm. Dönerken ayağıma bir şey takıldı. Gözlerimi kapatıp düşmeyi bekledim.

Düşmeyince yavaşça gözlerimi açtım. Meriç beni tutmuştu. Onu kaybetme korkusu tekrar aklıma gelince kollarımı boynuna doladım. Başımı göğsüne yaslayıp kokusunu içime çektim. Göz yaşlarım tekrar akmaya başladı. Meriç kollarını belime sarıp beni daha fazla kendine çekti.

Biraz sakinleşince Meriç'den ayrılıp tokat attım. Şimdi de aklıma yalan söylediği gelmişti. Göz yaşları içinde göğsüne küçük yumruklarını geçirerek konuşmaya başladım.

"Meriç sen böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Ben ne kadar korktum haberin var mı senin? Bir daha senin yanımda olmaman düşüncesi kalbimi ne kadar acıttı biliyor musun?"

Meriç tek eliyle kollarımı tutup aşağıda sabitledi. Diğer elini bana doğru uzatınca sıkıca gözlerimi kapattım. Tekrar bana vuracak mıydı? Titrek sesimle "V-vurma ba-bana" dedim. Bir daha tokat atarsa kalbim dayanamazdı.

Beklediğim tokat gelmeyince gözlerimi açtım. Meriç bir eli havada acı ve pişmanlık dolu gözlerle bana bakıyordu. Kollarımı serbest bırakıp iki elini de yüzüme koydu.

"Meleğim sana vurmayacağım. Sana asla zarar vermem. O gün sinirden gözüm dönmüştü ve ne yapacağımı,nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Gerçekten çok pişmanım. Lütfen beni affet"

Gözlerinin içine baktım. Pişman olduğu çok belliydi ama nedense affedemiyordum. Cevap vermeden başımı yere eğdim. Verecek bir cevabım yoktu.

Bir süre sessiz durduktan sonra elimi tutup "Sana bir sürprizim var" dedi ve yürümeye başladık. Biraz daha ilerledikten sonra karşıma bir sahne çıktı. Meriç beni sahnenin karşısındaki sandalyeye oturtup sahneye doğru yürüdü.

Sahnedeki sandalyeye oturup gitarı eline aldı. Ve gözlerimin içine bakarak şarkı söylemeye başladı.

(Arkadaşlar benim bildiğim hiçbir şarkı buraya uymadığı için kendim Emre Kayanın benimsin şarkısını buraya saçma bir şekilde uyarladım. Bu saçma şarkı yüzünden hepinizden özür diliyorum)

Mafyanın AşkıWhere stories live. Discover now