20.Bölüm

35.4K 1.1K 270
                                    

     İthaf:chnayn

     İyi Okumalar🐙

  Biraz daha zorlamanın ardından kapı açıldı. Şiddetli bir şekilde çarpıldığı için sıkışmıştı. Buğulu gözlerimi banyoya çevirdim. Gözlerim kocaman açılırken ağzımda gözlerime eşlik etti. Gözyaşlarım tekrar akmaya başladı. Ama bu sefer içimdeki rahatlamayla döküyordum yaşlarımı.

Nisa beni fark edince elindeki silahı yere atıp bana doğru koştu ve kollarını boynuma sardı. Vakit kaybetmeden ellerimi beline yerleştirdim. Kokusu anında burnuna dolarken burnumu biraz daha saçlarının arasına soktum.

     Yazar'dan

  İki genç de gözyaşı akıtırken ikisininde sebebi farklıydı. Birisi sevdiğini kaybetmediği için mutluluktan gözyaşı akıtırken diğeri katil olduğunu düşünerek gözyaşlarını akıtıyordu.

Meriç meleğini biraz daha kendine çekti. Ona bir şey olsaydı ne yapacağını bilemiyordu. Bu kokudan bu küçük bedenden mahrum kalma düşüncesiyle bile cinleri tepesine çıkıyordu. 

Nisa hıçkırıklarını durduramazken "M-Meriç be-n k-katil mi oldum?" diye sordu. Katil olmak istemiyordu. Bir karıncanın üzerine bile bastıktan sonra gözleri dolan kız asla katil olmayı kaldıramazdı. Meriç bakışlarını yerde yatan adama çevirdi. Tahminince karın boşluğundan vurulmuştu. Çabuk müdahele edilirse ölmezdi. Meleğini biraz daha kendine çekip "Hayır meleğim sen katil değilsin. Meleklerin katil olduğunu hiç gördün veya duydun mu?" dedi. Onu sakinleştirmeye çalışıyordu ve bu hiç kolay değildi. Nisa onun sesini zar zor duyuyordu. Aklına adamı vurduğu sahne gelince midesi bulanıyor her yeri titriyordu.

Nisa'nın eli Meriç'in yaralı koluna deyince Meriç acıyla inledi. Kurşun sıyırmıştı ama acısı fazlaydı. Kollarının arasından çıkan minik bedene çevirdi gözlerini. Korkuyla kendisine bakıyordu. Bakışları kolundaki yaraya deyince bir inilti çıktı ağzından. Hemen elini tutup çekiştirmeye başladı. Banyodan çıkınca Nisa Meriç'i koltuğa oturtup hemen odadan çıktı. Korumaların birinden doktor çağırmasını isteyecekti. Karşısına Murat çıkınca onu durdurup "Meriç yaralı doktor çağırılması gerekiyor" dedi. Çok korkuyordu sevdiğine bir şey olacak diye. Murat da patronu için endişeleniyordu. 6 yıldır yanında çalışıyordu. Kendisini borç batağından kurtarmıştı. 

"Nisa Hanım siz Meriç Bey'in yanına gidin ben çağırıyorum hemen doktoru"

Nisa cevap vermeden Meriç'in yanına gitti. Yüzünde acı çeker gibi bir ifade vardı. Nisa'nın kalbi acıdı. Sevdiği adam acı çekiyordu. Katil olma düşüncesi aklından çıkıp gitmişti. Şu an sevdiği daha önemliydi.

Meriç Nisa'yı kolundan çekip yanına oturttu. Meleğinin gözleri dolmuştu ağlamak üzereydi. Sağlam olan kolunun altına alıp başını göğsüne yaslamasını sağladı. Dudaklarına saçlarının arasına minik öpücükler bırakırken kulağına "Seni seviyorum" diye fısıldadı.

Nisa 'Ben de seni seviyorum' demek istiyordu ama yapamıyordu. Bir şeyler ona engel oluyordu. Geçmiş gün yüzüne çıkıyordu. Aklına Meriç'in onunla evlenmezse ailesini öldürecek olması geliyordu. İlk önce de Ege'den başlayacağını söylemişti. Minik bir çocuğa nasıl kıyabilirdi? Başını iki yana salladı. Şimdi bunları düşünmenin sırası değildi. Odanın kapısı açıldı ve içeriye elindeki çantayla doktor girdi. Arkasından da Murat.

Meriç'in kolunun altından çıkıp yatağa oturdu. Bakışları kısa bir süre banyoya kaydı. Orda yaralı biri vardı. Belki de ölmüştü. Bunun sebebi kendisiydi ama o adamı vurmasa adam onu vuracaktı. Ne olduğunu anlamadan titreyen elleriyle tuttuğu tabanca ateş etmişti. Bacağına sıkıp kaçmayı deneyebilirdi ama o zaman aklına gelmemişti bu fikir. Tekrar gözlerinden yaş geldi. Katil olmuş olabilirdi. Birini vurmuştu. Küçük bir hıçkırık çıktı dudaklarının arasından. Elini ağzına kapatıp hıçkırıklarını içine attı.

Mafyanın AşkıWhere stories live. Discover now