17.Bölüm

41.1K 1.2K 741
                                    

Şaşkınlığımı üzerimden atınca Nisa'ya baktım. Gözleri kapalıydı. Bunu bilinçli bir şekilde söylemediği belli oluyordu.

Biran gerçekten beni sevdiğini düşündüm. Ne kadar güzel olurdu. Gözlerimi kapatıp bana aşkla bakan meleğimi hayal ettim.

(Meriç'in hayali)

Arabamdan indikten sonra evin kapısına doğru yürüyordum. Çok yorgundum ve bu yorgunluğu alabilecek sadece iki kişi vardı.

Kapı zilini çalıp sabırsızca açılmasını bekledim. Meleğimi çok özlemiştim. Kapı açılınca direk kollarımı meleğimin beline sardım. O da kollarını boynuma dolamıştı. Ona sarılırken çok yaklaşamıyordum. Çünkü Nisa'nın şişmiş olan karnı bunu engelliyordu. Kızımız şimdiden aramıza giriyordu. Kollarımı belinden çekip ellerimi karnına götürdüm. Karnını okşayıp "Kızım anneyi bugün üzmedin değil mi?" dedim ve bir öpücük kondurdum. Biraz geri çekilip meleğime baktım. Hamilelik bile ona çok yakışmıştı.

Nisa ellerini karnına dolayıp ninni gibi çıkan sesiyle "Beni bugün hiç üzmedi. Sadece biraz fazla yemek yedim" dedi. Sonlara doğru dudaklarını büzmüştü. Dudaklarına bir öpücük kondurup "Aferim benim kızıma. Sana kalsa hiçbir şey yemeyeceksin" dedim. Meleğim ne kadar kızgın bakmaya çalışsa da bunu beceremeyip aşkla bakan gözlerini saklayamıyordu.

Hayal ettiğim şeyin güzelliğiyle gözlerimi açarken iç çektim. Aşkla bakan gözlerinin yanında ona benzeyen bir miniğimin olma düşüncesi kalbimi hızlandırmıştı.

Nisa kıpırdayınca bakışlarımı ona çevirdim. Tekrar bir şeyler mırıldanmaya başlamıştı. Kulağımı dudağına yaklaştırıp dediklerini duymaya çalıştım.

"Anne lütfen bana bunu yapma"

Kaşlarım kendiliğinden çatıldı. Buna benzer bir şey daha söylemişti. Ondan uzaklaştım. Neden böyle bir şey diyiyordu ki? En kısa zamanda bunu ona soracaktım.

Sabaha kadar uyumayıp Nisa'nın başında beklemiştim. Bir ara tekrar ateşi yükselmişti ama soğuk suyla duş aldırdıktan sonra normale inmişti.

Alarmımın çalmasıyla oturduğum yerden kalkıp alarmı kapattım. İşe gitmem gerekiyordu. Aras'ın kaza olayında bir iki kere uğrayıp atılacak imzaları atmıştım.

Telefon sesi kulaklarıma dolunca düşüncelerimden arındım.

Asu Arıyor..

Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Meriç Bey Rüya Hanım siz meşgul olduğunuz için daveti ertelemiş. Bugün akşam davet var"

Bir şey demeden telefonu kapattım. Giyinme odasına girerek lacivert takım elbisemi giydim. Saçlarıma da şekil verdikten sonra sıra kravata gelmişti.

Kravatla bakışırken giyinme odasının kapısı açıldı. Bakışlarımı kapıya çevirdim. Nisa yorgun gözlerle bana bakıyordu. Elimdeki kravatı bir yere fırlatıp Nisa'nın yanına gittim.

"Meleğim iyi misin?"

Nisa belli belirsiz başını olumlu anlamda salladı. İyi olmadığı belliydi.

"Bana yalan söyleme. İyi gibi görünmüyorsun. Hadi şimdi doğru yatağa git"

Nisa başını olumsuz anlamda sallayıp bana doğru gelmeye başladı. Fırlattığım kravatı yerden alıp karşıma geçti.

Gömleğimin yakasını yukarı kaldırıp hızlı bir şekilde kravatı bağladı. Hasta haliyle bile beni düşünüyordu.

Son bir kez kravatı düzeltti ve benden uzaklaştı. Dudaklarımı anlına bastırdım. Ateşi biraz yükselmişti. Elinden tutup giyinme odasından çıkardım.

Mafyanın AşkıWhere stories live. Discover now