Lord Amelisi

2.1K 97 4
                                    

Geç kaldım!" diye fırladı Gren yatağından.

            Güneş göğün orta yerine kurulmuş, kollarını etrafına yayarak parlıyordu. Dışarıdan bahçede yaşayan hayvanların sesleri yükseliyordu: Köpekler,tek boynuzlular, kediler, simsaklar...

            "Natrador beni bu sefer fena azarlayacak," dedi Gren giyinirken. "Kesin fena bir ceza verecek bana."

            Gren aslında fazla ceza almamıştı Natrador'dan ama gene de korkuyordu. Çünkü okula ilk geldiği sene, Natrador'un cezalarıyla ilgili çok hikayeler duymuş, çok hikayeler uydurmuştu.

            Elbiselerini giyer giymez odadan çıktı ve koşar adım koridorun ortasındaki merdivenlere yöneldi. Gıcırdayan merdivenleri birer ikişer inerek büyük salona yöneldi. İçeriden tahta çatal, kaşıkların seslerini duyunca duraksadı.

            "Yemeğe başlamışlar," diye düşündü.

            Salonun kapısından içeri girerek, büyük masada oturan Natrador'a yaklaştı. Yaşlı büyücü Gren'i görmemişti ya da öyle davranıyordu.

            "Özür dilerim efendim," dedi Gren.

            Natrador bir an gözlerini kaldırıp ona bakınca Gren tedirginleşti; gözlerini kaçırarak Natrador'un sözlerini bekledi.

            "Önce Günaydın demeliydin Gren."

            Gren Natrador'un suratındaki belli belirsiz gülücüğü görerek rahat nefes aldı. Masadaki yerine geçerek:

            "Günaydın," dedi.

            "Günaydın," dedi Natrador. "Yemeğine başlayabilirsin."

            Gren masanın üstündeki yemeklere iştahla baktı. Sofra tıklım tıklımdı: Çeşit çeşit peynirler, jambonlar ve pişmiş yumurta en güzel görünenleriydi. Portakal suyunu da unutmamalı.

            Gren bir süre kararsızca ne yiyeceğine karar veremese de sonunda jambonla yemeğe başladı. Çatalını masanın bir o yanına, bir o yanına sallıyor, hızlı hızlı yiyordu. Dostları ve Natrador, onun böyle hızlı hızlı yemek yemesine çoktan alışmıştı. Gren her zaman sofrada ilk yemeğini bitiren ve diğerlerinin yemeğini bitirmesini bekleyen olurdu. Şimdi de yemeği ilk bitiren o olduğundan diğerlerine izlemeye başladı. Neden sonra sırayla, Surbern, Oner ve Natrador bitirdi yemeğini.Yaşlı büyücü her yemekten sonra yaptığı gibi ağzını beze silerek ayağa dikeldi.

            "Afiyet olsun," dedi

            Bunun üstüne diğerleri de kalktılar. Oner yukarı çıktı, Surbern'se o katta bulunan çalışma odasına yönlendi: orada bıraktığı bir şey olduğunu söylemişti.Gren'se orada kaldı ve bahçeye doğru hareketlenen Natrador'u izledi. Onunla konuşmak istiyor ama konuşmaya başlamaya çekiniyordu. Bir süre öylece Natrador'un yöresinde döndüp durdu. Natrador Gren'in konuşmasını bekledi ama genç büyücü konuşmaya cesaret edemeyince,

            "Bir şey mi oldu Gren?" diye sordu.

            Gren böyle bir şey beklemiyordu, bir süre konuşamadı. Cümleye nasıl başlayacağını bilmez gibiydi, eliyle anlamsız işaretler yapıyor ama konuşamıyordu. 

"Zaten ne zaman onunla konuşmak istesem böyle bakar bana," diye düşündü Gren onu sakin sakin izleyen Natrador'a bakmamaya çalışarak. "Gene konuşamıyorum işte."

Gren bir süre daha öyle bir şey diyemedi; Natrador da onu öylece izledi. Ormanın sakin gürültüsü altında öylece duruyorlardı. 

            "Evet Gren," dedi Natrador sonunda dayanamayarak.

Ölüm MelekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin