Karanlık Krallığa Yolculuk

324 30 1
                                    

Gren ormanda öylece dolaştı bir süre. Biraz önce büyülü bir şehrin ortasında savaşta, şimdiyse bomboş bir ormanda yapayalnızdı. Aklı hala Suen'de, savaştaydı.

"Kaybetmiş olmalılar," dedi Gren umutsuzca. "Benim yüzümden gene bir sürü kişi öldü!"

Gren bir ağacın dibine oturdu ve gözünü uzaklardaki şehirlere dikerek düşüncelere daldı.

Ne yapacaktı? Ölüm melekleri bir süre ortada olmasa da geri geleceklerdi. Lauren olmazsa bir başkası.

"Şimdi kurtulmam için bir tek şansım var ama..."

"Aması ne," dedi o an falcının sesi. Gren bu sesi birkaç gündür duymuyordu. Şimdi tekrar ortaya çıkmıştı.

"Oraya gitmeni sana söyledim Devinder. O senin son çaren. Ve sırları öğrenmenin tek çaresi."

Gren başını ovuşturdu. Kimi dinleyeceğini iyiden iyiye karıştırır olmuştu. Tekrar ayaklandı ve uzaklara bakarak :

"Natrador'u dinlemeliyim," dedi.

"Natrador artık yok ve onun seni kurtarma çaresi de yok. Bu vakte kadar şansın yaver gitti. Ama bundan sonra ne yapacaksın. Sana handa yardım etmiştim, bunu Unutma."

"Unutmadım. Ama şimdi kafam çok karışık."

"Sana son kez bunu söylüyorum Gren. Bundan sonrası senin kararın. Bir an önce Karanlık Krallığa doğru yola çık. Çok uzağında sayılmaz.

Falcının sesi kesildi. Gren öylece kaldı ve aklı daha da karışmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Bir süre öylece düşündükten sonra ayağa kalktı ve uzaklara baktı.

"Seni dinleyeceğim falcı. Sana bir kez daha güveneceğim," dedi.

Ardından ağaçların arasında hızla ilerlemeye başladı. Ölüm melekleri geri dönmeden oraya varmalıydı.

* * *

Gren geceye kadar aralıksız ilerledi ve gecenin başlarında ormandan çıkmıştı. Artık açık bir yoldaydı ve daha hızlı ilerleyebilirdi. Ama gene de etrafını kontrol ediyordu, Ölüm melekleri her an dönebilirlerdi.

Gren hızlı adımlarla yolda ilerlerken bir yandan da etrafını kolaçan ediyor ; Lord Amelsis'e nasıl gideceğini düşünüyordu. Gren'in bildiği tek yol köyüyle, Natrador'un arasındaydı.

Gecenin karanlığında, asasının yarattığı ışığın yardımıyla yolda ilerlemeye devam etti Gren. Ölüm melekleri görünmüyordu ve bu da Gren'i rahatlatmıştı. Gren bir süredir asasını indirmişti ve ihtiyatsızca ilerliyordu.

Bir an bir ses duydu. Önce bir uğultu halinde geldi ses.

"Ölüm melekleri bu kadar sesli gelmezler," diye düşündü Gren. "Ama kim bunlar."

Gren uzaktan yaklaşan atlıları gördü. Hepsi garip görünümlüydüler. Atlar Gren'in etrafında dönmeye başladı. Arada biri şaha kalkıyor, kişneyerek Gren'e doğru yere iniyordu. Gren asasını kaldırdı ve suratlarını bile görmediği siluetlere bağırdı,

"Çekilin yolumdan!"

Atlar durdu, atlılardan biri atından indi ve Gren'e doğru ilerledi. Gren yaklaşan adamın ne kadar iri olduğunu görünce korktu ve geriledi. Omuzları geniş, kolları ve bacakları kaslıydı adamın.

Adam dibine girdi ve elini açarak :

"Para," dedi. Gren yutkundu ve karşısında duran adamın elmacık kemiklerine baktı.

Ölüm MelekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin