Ölüm Melekleri

683 46 5
                                    


Karanlıkta yaşamaktansa, aydınlıkta ölü olmayı tercih ederim

Gren dedesinin mezar taşına kazınmış bu sözü okudu defalarca. Yanı başında annesi ve kardeşi Erena duruyordu. O ise ölümün ne kadar tesadüfi olduğunu düşünüyordu. Tıpkı yaşlı hancının dediği gibiydi ölüm : Tesadüfi,basit ve gerçek. Gren elindeki dağ çiçeklerini dedesinin mezarına bıraktı ; Ağlamak istiyordu ama ağlayamıyordu. Kendini garip hissediyordu. Daha en son mektupta dedesi ona öğütler vermişti. Şimdiyse onu bir toprağın altından selamlıyordu. Aşılamayacak bir toprağın altında.

"Gidelim mi ağbi," dedi Erena.

Gren döndü, zoraki gülümseyerek kardeşinin başını okşadı. Kız ağbisinin elleri arasında mayıştı, başını Gren'in ellerine bıraktı.

Yavaş adımlarla tepeden aşağı doğru indiler. Gren kardeşini okşuyor, ona ailenin yeni beyinin kendisi olduğunu hissettiriyordu. Annesiyse mutlu gözlerle oğluna bakıyor, onun olgun tavrıyla gururlanıyordu.

Evin kapısına vardığında, Gren eve girmedi. Annesi ve kız kardeşi de pek ısrarcı değillerdi.

"Nehir kenarına gideceğim. Akşama görüşürüz," dedi ve oradan ayrıldı. Annesi ve kardeşi kapıdan girene kadar, güçlü görünmeye çabaladı, ve onların eve girmesiyle tıpkı eski, küçük Gren gibi koştu. Taş yolların arasından ağaçlıklara, oradan da insanların en çok bulunduğu yere, nehrin kenarına vardı. Belki bir tanıdık görür umuduyla etrafına bakındı ama gördükleri küçük çocuklardı. Ve hiçbirini tanımıyordu.

Bir el arkadan omzuna dokundu o an ve Gren hızla ardında dönünce Oner ve Surbern'i gördü.

"Merhaba Gren," dedi Oner üzgünce.

"Merhaba," dedi Gren.

"Justice dede öldü demek ha?" dedi Surbern üzgünce.

Gren başını salladı ve nehrin kenarına yaklaştı. Suyun sesi biraz olsun üzüntüsünü hafifletiyordu.

"Yiğit adamdı Justice Devinder. Uzun süre bir ağaç gibi ayakta kaldı. Sanırım artık huzura erişme vakti gelmişti," dedi Oner.

"Ölümün huzur verdiği nereden belli ki?" dedi Gren. "Belki de acı vericidir."

Oner sustu. Bir süre Gren'le oturdular ve tek bir kelime etmediler. Sonunda önce Surbern, ardından Oner gitti.

"Anneme yardım etmeliyim," dedi Surbern.

"Gidip at bakacağım kendime," dedi Oner.

Gren'se sadece sustu, arkadaşlarına minnetle baktı. Gene de ona destek olmuş, yardım etmişlerdi.

Onlar gittikten sonraysa Gren akşama kadar tek başına nehre baktı durdu, Ölümü düşünerek.

* * *

Güneşin batmasıyla nehir kenarında kimseler kalmamıştı. Gren de kalktı ve eve doğru yavaş yavaş yürüdü.

Tek isteği eve gidip uzanmak, düşlerinden kurtulmaktı. Yavaş adımlarla eve vardığında annesi, başka bir kadınla konuşuyordu. Kadın, Gren'i görünce sevinçle yanına koştu,

"Gren yavrum, hatırladın mı beni?"

Gren bir süre baktı. Hatırlamıştı ama kafası o kadar karışıktıki hatırlamak istemiyordu. Başını iki tarafa salladı.

Ölüm MelekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin