3.Bölüm🩸

13.3K 549 333
                                    


Bölüm Şarkısı: Jesse- Barbie & Ken
Bölüm Şarkısı: Doja Cat- Streets
O zaman herkese en keyifli okumalar 🩸

"Kitapsız bir oda ruhsuz bir beden gibidir"
-Marcus Tullius Cicero-

"Kitapsız bir oda ruhsuz bir beden gibidir"                                      -Marcus Tullius Cicero-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

3.Bölüm

Sıcak su vücudumda akıp giderken dudaklarımın arasından sıvışan boğuk havayı yavaşça bıraktım. Ellerimi saçlarımın arasından kaydırıp suyun akmasını sağladım ellerimi yüzüme bastırıp suyu aşağı doğru akıttım. Su başlığını kapatıp siyah renkteki bornozumu alıp ıslak bedenime geçirip çıktım. Saçımı havluya iyice bastırırken soğuktan titrememek için direniyordum havluyu çevirerek saçımı bağladığımda odama geçtim.

Çekmecemi açıp iç çamaşırlarımı çıkardım. Dolabımdan siyah sweat ve deri taytımı çıkardıktan sonra, bornozumu açacağım sırada perdemin açık olduğunu gördüm. Balkonda sigarasını içen Meriç bakışlarını ağır bir keskinlikle bana çevirdiğinde sakin olmayı kendime hatırlatıp, balkonun kapısını açtım.

"Şimdi beni iyi dinle, seni uyarıyorum. Eğer benimle uğraşmak ise amacın, bende senin ile uğraşırım ama ben senin gibi, seni bakışlarımla rahatsız etmem Meriç, Direkt canını yakarım anlıyor musun? Bu ilk ve son uyarım." Yüzü kıpırtısız bir şekilde dururken gözleri suratıma döndü. Göz devirip içeriye geçtim perdemi sonuna kadar çekip, bornozumu çıkarıp iç çamaşırlarımı üzerime geçirdim.

"Pera bir bakar mısın?" Aşağıdan gelen Can'ın sesini duydum.

"Bekle!" Diye seslendim. Taytımı da giyip başımdaki havluyu bir kenara atıp, ıslak saçımı kurutmadan topuz yapıp aşağıya indim.

"Sanırım baban yemek alışverişini yapmadan gitmiş ve yiyecek hiç bir şey yok." Yanaklarımı şişirip dudağımı büktüm.

Ne diyeceğini anladığımda onun konuşmasına izin vermeden ben devam ettim.

"Kabanımı alıyorum." Deyip merdivenleri çıkarak odama girdim. Dolabımı açıp uzun kabanımı alıp aşağıya tekrar indiğimde. Can da ayakkabısını giyiyordu. Kabanı üzerime geçirip Can'ı beklemeden dışarıya çıktım. Soğuktan titreyen bedenimi bir çocuk gibi, ellerim ceplerimde zıplayarak soğukluğu gidermeye çalıştım. "Dondum hadi" Can evin kapısını kapatıp koşmaya başladığında ben de arkasından ilerliyordum.

"Bu soğuk ne ya?" Üst dudağımı dişlerimin arasına alıp titremeye devam ederken hasta olmamayı umdum.

"Koş! Koş! Koş!" Yağmur şiddetlendiğinde marketin önüne gelmiştik ancak marketin önünde küçük bir Erkek çocuğu görmüştüm. Soğuktan etkilenmiyormuşçasına çıplak ayakları ile ıslak zemine oturmuştu duraksayıp üzgün bir şekilde baktım.

"Gelmiyor musun?" Can arkasını dönüp bana baktığında, çocuktan bakışlarımı aniden çekip Can'a çevirdim.

"Sen git alışverişi yap, benim işim var." Kaşlarını kaldırıp bana 'Şaka mısın?' Dercesine baktı.

A'ZELWhere stories live. Discover now