~4.Bölüm~

21.8K 1.1K 93
                                    

"Ah Mucize ah!"dedim kendi kendime. Bir yandan da oturmuş, tıkanıyordum. Umut geceden beri yoktu evde. Hangi ara gitti, onu bile bilmiyordum ama sessizliğinden anlamalıydım evde olmadığını.

"Aptal!"deyip hafifçe şakağıma vurdum. "Bunları hazırlamadan önce baksaydın ya odasına akıllı Mucize!"

"Şimdi bunları tek tek yiyip bomba ol da gör!"

O kadar hazırladım, çöpe de atamam ya. Günahtır, israftır. Kıyamam ki ben. Mecbur yiyeceğim. Af af!

"Ov böreg! Çok lezzetvi yapmısım seni ama bev hepsivi nasıl yiyicem?"dedim ağzım dolu dolu.

Annen sana ağzın doluyken konuşmaman gerektiğini söylemedi mi?

"Haklısın iç sesim. Kusura kalmayasın. Akılsız başımın cezasını ayaklarım- yok! Ne ayağı? Sahi cezasını nerem çekecek? Amaaan! Düşündüğüm şeye bak! Sanki Dünya üzerinde çok büyük bir sorunmuş gibi. Düşünecek başka bir şey mi yok? Mesela Umut nerede? Bunu düşünebilirim."

Yedikçe sarhoş gibi saçmalıyordum. Kendi akıl sağlığım için en iyisi susmak.

Kahvaltıyı bin bir zorlukla bitirip topladıktan sonra bugünkü işlerim için aklımda kurduğum planı yapmak için odama gittim.

Tabi Umut'un o dağınık odasını toplamayı da aklımın bir yerine not etmeyi unutmadım.

Af ya! Şimdi de çok yediğimden dolayı karnım ağrıyordu. Ona rağmen odamı temizlemeyi bitirmiş ve mutlu olmuştum. Hem yediklerimi bu şekilde de eritmiş de oldum elhamdülillah.

Kapı eşiğinde durup düzenlediğim odamı incelemeye başladım. Odam kocamandı. Kapı iki duvarın tam ortasında, pencere ve balkon da kapının karşısındaydı. Sol tarafımda yatağım ve banyom vardı. Sağ tarafımda ise çalışma masam, dolaplar ve kitaplıklar duruyordu.

Burası çok lükstü. Ah Sadık amca ah! Beni böyle bir şeyin altına ne diye soktun ki? Ne güzel yurt odamda kızlarla kalıyordum. Burası her ne kadar göze hoş gelse de Efendimiz (SAV)'in hasır bir yatakta yattığını düşününce içim parçalanıyordu. Koskoca Kainatın Efendisi (SAV) hasır bir yatakta yatarken benim lüks içinde yaşamam ruhumu daraltıyordu. Gözyaşlarım akmak üzereyken besmele çekip geri gönderdim. Allah bizi affetsin.

Odadaki tüm işleri bitirmenin rahatlığıyla kapıyı kapatıp aşağı indim. Üst kat bitmişti. Şimdide alt katı temizlemeliydim ama bu evi temizlemek sandığımdan da zormuş. Bir yandan da Umut'u düşünerek daldığım için başıma neler geldi neler...

Mesela salonun o koca camlarını silmek isterken camsilin bulunduğu spreyin başı ters dönmüştü. Bu yüzden bütün sıvı cama değil, yüzüme boşalmıştı. Sonra yerleri sileyim derken süpürgeyi kovaya sıkıştırdım. Çektim çektim, bir türlü gelmedi. Gücümü arttırınca süpürgenin elimde bulunan sopası aşağıya, bezli tarafıda yükselip yüzüme yapıştı. Sonrası daha kötüydü. Telefon çalmıştı. O telaşla ev telefonuna yürürken bacağım kovaya daldı ve süpürge gibi sıkıştı. Ne sıkıntısı vardı şu kovanın anlamıyorum ki! Ya da ben çok sakardım.

Bacağımı çıkaramayacağımı anlayınca o şekilde telefona yürüdüm.

"Alo? Selamün aleyküm?"

"Alo? Mucize? Sen misin kızım? Aleyküm selam."

"Sadık amca? Ay yani baba? Ne oldu?"

"Umut evde mi kızım?"

"Şey..."

"Yok değil mi? Akşamdan beri arıyorum arıyorum, açmıyor beyefendi! Ama ben gösteririm ona. Neyse kızım. Sen kapat. Hadi Allah'a emanet ol."

ADI MUCİZE OLSUNWhere stories live. Discover now