~8.Bölüm~

18.3K 1K 164
                                    

Okula gitmek için hazırlanmayı bitirdiğimde aynı anda Umut'la odalarımızdan çıkmıştık.

Umut'un bakışları kısa ve sertti. Neden mi?

Ah! Çünkü yine çok büyük bir pot kırmıştım. Eğer kapısını dinlemeseydim yine azar yemeyecektim.

Dün düşüp de o fotoğrafa dikkat kesildiğimde genç, güzel ve kapalı bir kadın görmüştüm. Ee tabi fotoğrafı incelemekle kalmayıp bir de tüm odayı alıcı gözlerle süzdükçe süzmüştüm. Umut her zamankinden daha çok sinirlenmişti. Beni kapı dışarı edip bir güzel de azarlamıştı.

"O kadın kimdi?"diye sorduğumda daha bir sinirlenmiş, haddimi bir güzel bildirerek sorduğuma bin pişman etmişti.

"Annen sana başkalarının işine burnunu sokma demedi mi!"diye de laf sokmuştu. Tıpkı iç sesim gibi konuşmuştu! Hayır, annem niye böyle bir şey söyleme gereksinimi duysun ki, değil mi ama?

"Umut bekle! Özür dilerim."

Arkasından bağırmam bir işe yaramamıştı. Kapıyı çarpıp gitti. Ben de hemen feracemi üzerime geçirip peşinden çıktım ancak o, süper model arabasıyla çoktan yola çıkmıştı bile.

Yine her şeyi mahvetmiştim. Üstelik aramız daha yeni düzelmişti. Ah Mucize ah!

Ama çok merak ediyordum. O fotoğraftaki kadın kimdi? Neden benim kocamın gizli odasının baş köşesinde duruyordu? Acaba eskiden sevdiği falan mıydı? Ay çok merak ediyorum. İçim içimi yiyor vallahi.

Bu düşünceler arasında ben de hemen arabama binip okulun yolunu tuttum. Okula vardığımda tam yakaladım diyorum, tam arkasından binaya giriyorum diyorum, yolumu bir anda nereden çıktığını anlayamadığım Ece kesti. Hadi buyurun?

"Ouuh! Sen Umut'un kuzeniydin değil mi? Adın neydi tatlım?"

İç geçirip "Mucize."dedim.

"Mucize mi?"deyip yüzünü buruşturdu. "Böyle isim mi olur? Neyse ben de Ece."deyip elini uzattı.

Elini sıkıp "Her şeyden isim olabilir. Yeter ki anlamı güzel, kişiliğine yakışsın Ececiğim."dedim ters ters. Bu kızdan başından beri hiç hoşlanmamıştım. Evet güzel, hoş kızdı ama bir o kadar da itici bir düşünce yapısı vardı. İnşaAllah zamanla yanılırdım.

"Mucize söyler misin, neden Umut'u ziyarete geldin?"

Bu daha çok 'Sen kim oluyorsun da Umut'u ziyarete geliyorsun!' manası katıyordu sesinden ama neyse!

"İnsan kuzenini ziyarete gelemez mi? Sence yaptığım yanlış mı?"

"Yo, hayır. Ne bileyim? Seni o kızlardan sandım."

"Hangi kızlardan?"

"Boşver. Neyse benim gitmem gerek. Sana iyi dersler."dedi pis sırıtışıyla uzaklaşırken.

Aklıma kötü zanlar koyup gitti işte. Ah Umut! Nasıl bir geçmişin var senin? Nasıl bir sır küpüsün anlamıyorum ki. İnsan bu kadar gizemli olabilir mi yahu? Ama ben senin kilidini çözmeyi bilirim Allah'ın izniyle...

Yanaklarımı şişirip kol saatime baktım. Derse daha vardı. Sümeyye'yi arayıp nerede olduklarını sordum hep yaptığım gibi. Kafeteryadalarmış. Zaten Umut'u da kaybetmiştim. Bari onların yanına gideyim.

Gittim. Gittim ama bunların nesi vardı böyle? Hiç konuşmuyorlardı ve sürekli bıyık altından sırıtıyorlardı. Allah Allah! Bugün herkes neyin kafasını yaşıyordu? Onlar konuşmayınca ben de gidip bir su alayım dedim. Boğazım fena kurumuştu. Suyumun parasını ödeyip kantinciye teşekkür ederken arkamdan bir ses duydum.

ADI MUCİZE OLSUNOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz