~5.Bölüm~

19.9K 1.1K 89
                                    

"İşte o! Hayatımın aşkı o işte!"diye fısıldayan Sümeyye, parmağıyla Umut'un yanındaki bir çocuğu gösterdi. Hani bazı hikayelerde iyi ve kahraman rolünde çocuklar olur ya, Sümeyye'nin gösterdiği çocuk tam o tipteydi ama Umut'tan dolayı şaşkın bir ruh haline girdiğim için çok bir tepki veremedim.

Allah'tan Sümeyye fısıldayarak söylemişti. Hiçbirimiz Savaş'ın duymasını istemezdik. Zaten Savaş buralı bile değildi. Umut'un diğer tarafında yürüyen kıza bakıyordu. Haksız da sayılmazdı, kız güzeldi ama bakması haramdı. Ne kadar şaşkın ve şokta olsam da onu bu durumdan kurtarmak istedim. O yüzden seslice öksürdüm. Savaş bunu fark ettiğinde ise gülümsedim.

Umut'un grubu çok fazla uzağımızda olmayan geniş bir masaya oturdu. Biz de dahil, herkes onlara bakıyor ve fısıldıyordu. Bazı kızların Umut'a bakması biraz sinirimi bozmuştu.

Bununla birlikte şoktan çıktığımı ve vücudumun endişe ve korkuyla kaplandığını hissettim. Şimdi yavaş yavaş aklımdaki sorular cevap buluyordu.

Umut üç gündür yoktu ve şimdi ortaya çıkmıştı. Hâlâ beni fark etmemesi ise büyük bir nimetti. Ve o telefonda konuştuğum kız acaba Umut'un yanındaki, Savaş'ın hâlâ baktığı kız olabilir miydi?

"Bunlar mimarlık fakültesinden kızlar. Okulun instagram sayfasından gördüm. Kantinlerimiz artık ortak olacakmış."dedi Hatice.

"Neden peki?"diye sordu Sümeyye. Doğrusu ben de çok merak etmiştim ama sormaya çekinmiştim.

"Kantinlerinde bir sorun mu çıkmış ne? Hem çok bir şey fark etmeyecek zaten. Kantinimiz oldukça büyük. Baksanıza önüne gelen her bölüm buraya ortak oluyor."diyen Hatice'ye hak veremeden edemedim. Bizim bölüm olsun, yan dallar olarak psikoloji, sosyoloji, felsefe bölümü, hep ortaktı kantinlerimiz.

Zaten Sümeyye ve Hatice'yle bu vesileyle tanışmıştık. Sümeyye psikoloji, Hatice ise sosyoloji okuyordu. Haliyle de bir sürü ortak derslerimiz oluyordu. Geçen sene yurtta tanışmıştık. Hatice 2. dönem ikizi, Savaş'la birlikte eve çıkmıştı haklı olaraktan. Ha bu arada Savaş da Hatice gibi sosyoloji okuyordu. Küçüklüklerinden beri hep birlikte okudukları için üniversiteyi de aynı okuyalım demişler.

Güney ile ise ne yazık ki aynı bölümde olduğumuz yetmezmiş gibi aynı sınıftaydık da. Zaten ben ve Hatice sayesinde Güney Savaş'la yakınlaşıp çok yakın bir ikili olmuşlardı. Bu arada Savaş da kıza iyice kaptırmıştı kendini.

"Savaş çenen düşecek, ağzını kapat istersen kardeşim?"diyen Hatice'yle üç kız sessizce kıkırdayıverdik ancak gerginliğim yerine geldiğinde tekrar Umut'a baktım. Bakmaz olaydım. Kafamı döndürür döndürmez göz göze geldik. Yüzündeki ifadeyi tahmin edersiniz artık. Kızgın ve şaşkın!

"Ne oldu Mucize? Suratın bembeyaz olmuş!"diyen Hatice benden tepki alamayınca bu sefer hepimize çemkirdi. "Ohooo? Bu ne! Ben hangi birinizi toplayayım anlamadım ki?"

"Yok Hatice, yok bir şeyimiz."deyip Savaş ve Sümeyye'ye döndüm. "Değil mi çocuklar?"

"Hı...hı..."deyip sarhoş gibi hallerine devam ettiler. Ben de söylenmeden edemedim. "Hakikaten bunlar iyice kafayı bulmuş he."diye Hatice'ye doğru kafamı yanlara salladım ve tekrar Umut'a baktım. O da bana bakıyordu. Korkudan önüme dönüp ellerime bakmaya başladım. Bugün çok gergin geçecekmiş gibi duruyordu.

***

Öğleden önce bizim tayfayla ayrılmış ve kendi bölümlerimize dağılmıştık. Ben önce hocalarımla hoşbeşte bulunmuş, sonra da ikinci sınıf için planlar, programlar, kitap tavsiyeleri dinlemiştim onlardan. Bu mesleği oldukça önemsediğim için hocalarımla hep yakındım. Bölümde başarı sıralamasında da her zaman adım yazardı. Çünkü gerçekten bu bölümü seviyor ve sürekli araştırıyordum. Ümmet-i İslam'a yararlı olmak benim boynumun borcuydu ve bence bu yoldan geçmek için insan psikolojisini iyi bilmek gerekirdi. Benim alanım daha çok okullarda ve çocuklarla olacağı için işi çocuklardan yürütmeye çalışacaktım. Genç nesile ne aşılarsan o da aynısını diğer nesile taşırdı.

ADI MUCİZE OLSUNWhere stories live. Discover now