yirmi dört

102K 5.8K 3.2K
                                    

Medya: Okan.

Şimdi Okan kim diye sorun da sizi vurayım akjsfhdkhgf

🌈

"Nil biraz sakin olur musun?"

"Olamam," dedim hızlı adımlarıma ayak uydurmaya çalışan Ilgaz'a. Sabah gelir gelmez müdürün odasına uğramıştım. Dünkü olaydan hocalarımız sayesinde haberdardı ve ilk olarak ondan bilgi almak istemiştim. İstediğim gibi olmamıştı. Bu yüzden kendisine saydıra saydıra koridorda ilerliyordum. "Müdürü duymadın mı? Yapan kişiye gerekli cezayı verirmiş ama bana kim olduğunu söyleyemezmiş. Lükse bak. Konu bizi ilgilendiriyor ama bize bilgi vermiyor!"

Ilgaz neredeyse koşar adım yanımda yürüyordu. "Haklısın ama o da kendi işini yapıyor sonuçta."

"Doğru," dedim başımı sinirle aşağı yukarı sallarken. "O kendi işini yapıyor. Ben de yapacağım. Kendi yöntemlerimle öğreneceğim kim olduğunu." Adımlarım bu doğrultudaydı. Bizim sınıfa gidiyordum.

Yanımdaki bukleli heyecanla elini çırptı. "Ha anladım! Yine birini dövmek isteyeceksin ve ben seni tutacağım. Hemen geliyorum."

Çocuksu coşkusuna göz devirip yandan bir bakış attım ona. "Tutmaman yararına olur Ilgoş."

Hıhı'layıp beni takmadığını belli ettiğinde onu boş verip adımlarımı sıklaştırdım. Bir an sonra sınıfımın kapısındaydım. Buradan aradığım kişiyi görebiliyordum. İçeri girer girmez Berfu'nun sırasına ilerledim ve dibinde durduğumda sertçe ellerimi masasına vurdum. "Konuş!"

Yerinde adeta sıçrayan Berfu telefonundan başını kaldırıp bana baktı. "Ne oluyor be?" diye sorarken adeta cırlamıştı. Yüzümü buruşturdum. "Sana konuş dedim, cırla değil."

Başımı eğip gözlerinin içine baktım, "O kağıdı Cem'in çantasından sen aldın," diye usulca bir cümle kurdum. Soru sormama gerek yoktu çünkü o kağıdı alanın -müdür söylemese dahi- Berfu olduğunu biliyordum.

Berfu cümlem üzerine kızarıp bozarmaya başlamıştı anında. Bu emin olmama yeter de artardı bile.

"Neden panoya astın?" diye sordum dişlerimin arasından. Daha sonrasında dayanamayıp yüksek sesle bağırdım. "Amacın neydi geri zekalı konuşsana!"

Yüzüne bağırmamla bize olan bakışlar artmıştı. Şu an hiçbiri umurumda değildi. Fazlasıyla dolmuştum ve patlayacak bir yer arıyordum.

Süs bebeği beklemediğim şekilde sakince yerinden çıkıp, "Daha sakin bir yerde konuşalım mı?" diye sordu.

Her ne kadar başta itiraz edecek olduysam da millete daha fazla gösteri sunmak istemediğimden kabul etmiştim. Ona hiçbir şey söylemeden sinirli adımlarla sınıftan çıkıp koridorun sonuna yürüdüm ve yangın merdivenin kapısını açıp içeri girdim. Hemen peşimden Ilgaz ve Berfu da gelmişti. Ben Berfu'ya yiyecekmiş gibi baktığımdan Ilgaz'ın gözü sürekli benim üzerimdeydi. En ufak hareketimde tutacaktı beni.

"Mekan değişikliği iyi oldu mu hanımefendi?" diye sordum sabırsız çıkan sesimle. "Konuşacak mısın artık?"

Merdivenin başındaki tırabzana yaslandı ve nihayet anlatmaya başladı. "Dün sabah Cem'in yanına gittiğimde çantasına telaşla bir şey yerleştirdiğini gördüm. Merak ettim haliyle. Onu bir bahaneyle kantine gönderip çantasına baktım ve içinde sizin mesajlarınızın olduğu kağıdı buldum. Yazanları okuyunca çok şaşırdım. Siz..." Bir bana bir de yanımda duran Ilgaz'a baktı. "Ne bileyim Cem hep aksini iddia ediyordu ama ben sizin gerçekten birlikte olduğunuzu düşünmüştüm."

GÖSTERMELİK SEVGİLİ | Texting ✔Where stories live. Discover now