yirmi altı

103K 6.5K 5.5K
                                    

Medya: Soner.

🌈

Haftanın son günü için okuldan içeri adımımı attım. Ilgaz'dan öğrendiğim taktikle bakışlara denk gelmeden seri adımlarla ilerliyordum koridorda. Ellerim yeleğimin cebinde düşünceli bir şekilde yürüyordum. O günden beri içinde olduğum koşuşturmacadan dolayı unuttuğum bir şey vardı. Yumurtalı anahtarlığım... Eve geldiğimde çantamı dibine kadar aramış, üstümdeki tüm kıyafetleri silkelemiştim ama bulamamıştım. Kaybettiğim için bir de ona üzülmüştüm. O anahtarlığı bana küçükken dayım vermişti, uğurum olduğuna inanıyordum. Onu nadir zamanlarda yanıma alırdım, kaybetmemek için evde tutardım genelde. Kaybettiğimden beri her şey ters gidiyordu....

"Pişt."

Duyduğum sesle başımı silkelenir gibi kaldırıp yanımdaki sınıfın kapısına çevirdim. Düşüncelere dalmaktan sınıfımı geçiyordum az kalsın.

Seslenen kişi elbette Ilgaz'dı. Ona döner dönmez gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. "Hih!" Koşar adım yanına varıp yüzünü ellerimin arasına aldım ve moraran gözünü görmek için yakından baktım. "Ilgaz bu halin ne? Kim yaptı bunu?"

"Önemli bir şey değil," diyerek yüzündeki ellerimi aşağı indirdi, iç rahatlatıcı bir gülümseme bahşetti bana. "Soner yüzüme biraz renk katmak istedi sadece."

Kaşlarım çatılırken, "Psikopat mı bu çocuk?" diye mırıldandım sinirle. "İki günde dövmediği kimse kalmadı resmen."

"Sana çekmiş. Eli kaşınıyor birilerini dövmeyince."

"Ben haksız yere kimseyi dövmüyorum," diye savunmaya geçtim anında. Çünkü öyleydi. Soner'in Ilgaz'ı dövmesinin hiçbir mantığı yoktu. Ne yalan söyleyeyim beklemezdim ondan. "Ayrıca Soner dışarıdan hiç kavgacı biri gibi durmuyor. Felsefik konuşan bir tip, benim gibi direkt dalmacı değil."

Omuz silkti. "Konu sevdikleri olunca herkes gibi o da değişiyor..."

"Sevdiği kişiyi de dövüyor ama?"

Direkt cevabı yapıştırmamla Ilgaz gülümseyip kıvırcık tutamlarını gözünün üstüne düşürdü. "Dövdü demeyelim de uyardı diyelim. Şu an aramız gayet iyi."

Hayretle gözlerimi yumup açtım. "Ne yani? Barışmanız için seni dövmesine izin mi verdin?"

"İzin almaz ki o," dedi sanki bu huyuna alışmış gibi. Daha sonra neşeli tavrıyla yumruk hareketini taklit etti. "Çaktı gözüme yumruğu, sonra çekti sarıldı."

Ilgaz neşeli olduğuna göre gözüne aldığı darbe onun için önemsizdi. Arkadaşlarıyla arası bozulmadığı için mutlu gözüküyordu. Hiç kimseye yalan söylemediğimiz için ayrıca bir mutluydu. Bana belli etmemişti ama farkında olmadan onu üzecek şeyler yapmıştım.

Sıkıntıyla yanına geçip duvara yaslandım ve aklımdaki konuyu kurcalamamak adına Soner'in yumruğundan devam ettim söze. "Yumruk atmasının sebebi neymiş peki? Oynadığımız oyun mu?"

"Ona çok acı çektirmişim öyle söyledi. Ama söylediğinin aksine yüzü gülüyordu, baya mutluydu yani. Anlamadım bende tam olarak."

"Arkadaşın bipolar olabilir mi?"

Güldü. "Bilmem. Senin de arkadaşın artık, sen söyle: öyle mi?"

Ayağımla yerdeki parkeyi eşelerken omuz silktim. "Bunu bileceğim kadar yakın değiliz kazmayla."

"Olursunuz olur."

İçim rahat etmeyince bakışlarımı yeniden yüzüne çevirdim. Eş zamanlı olarak havalanan elim sağ gözünün altına dokunmuştu. "Acıyor mu?"

GÖSTERMELİK SEVGİLİ | Texting ✔Where stories live. Discover now