otuzuncu bölüm

3.5K 424 182
                                    

Jimin gülerek mesaj ekranını kapadı ve galeriden Taehyung'un gönderdiği fotoğrafı açarak incelemeye başladı.

Jimin gülerek mesaj ekranını kapadı ve galeriden Taehyung'un gönderdiği fotoğrafı açarak incelemeye başladı

Hoppsan! Denna bild följer inte våra riktliner för innehåll. Försök att ta bort den eller ladda upp en annan bild för att fortsätta.

Kendisi oldukça küçük görünürken Obur da hayli tombul görünüyordu. O zamanlar kedi çok fazla yiyor ve hayli şişmanlıyordu. İştahı şimdi de iyiydi ama gözle görünür bir şekilde eskisinden daha zayıf olduğu ortadaydı. Belki Taehyung onun değişmediğini söylemişti ama Obur da değişmişti.

Birden kedisine karşı büyük bir özlem duydu. Telefonu sehpaya bırakıp Yoongi'nin odasına ilerledi. Kapıyı hafifçe araladığında Obur'un ara ara gözlerini açarak uzandığını gördü. Jimin o an fark etmemişti ama Yoongi de ara sıra gözlerini açıp kediyi üzerinde duran parmaklarıyla okşuyordu.

Jimin usulca yatağa yaklaşıp kediyi almak için eğildiğinde Yoongi ile göz göze geldiler. Bu an Jimin'in heyecanlanmasına neden olmuştu.

"Hyung uyandırdım mı?"

Yoongi hem vücudunu gerdi yatağın içinde hem de esnedi. "Zaten uyanıktım."

Jimin yeniden eğilip büyüğünün ateşini kontrol etti. Yatağın içinde olduğundan ısı biraz fazla gibi duruyordu ama tehlike gözetmiyordu.

Yoongi adım adım Jimin'in üzerine eğilişini, elini alnına koyuşunu izledi. Sonrasında onda tüm hatlar kopmuştu, Jimin'in dokunuşu ile gözlerini yumdu. Onu daha çok hissetmek istiyordu. Farkında olmadan yutkundu ama ağzının içi hastalığından dolayı kupkuruydu, dudakları da öyle.

Jimin geri çekilip hissettiği garipliği dağıtmaya çalıştı. Sadece basit bir eylemde bulunmuş ve Yoongi'nin ateşini kontrol etmişti ama garip hissediyordu. Büyüğünün kurumuş dudaklarını ve yutkunmasını görünce bunu fırsat bilip "Sana su getireyin hyung." diyerek orayı terk etti.

Mutfağa girdiğinde yaptığı hazır çorba aklına düştü. Yeniden tepsiyi hazırladı. Artık Yoongi'nin bir şeyler yiyip ilaçlarını alması gerekiyordu. Suyu da tepsiye koyduğunda odaya yeniden döndü

Tepsiyi komodine koyarken Yoongi onu izledi. "Ateşim nasıl, söylemedin." Jimin anlık şaşırdı.

"Ateşin normal hyung." diyip gülümsedi.

"Ama ben yandığımı hissediyorum." Yoongi söylediğinde Jimin nedensizce gerilmişti.

"İyi ya işte, ateşin olsa üşürdün."

Yoongi kısacık gülümsedi. Belki biraz onunla flört etmek istemiş olabilirdi ama kendini bunun için bile güçsüz hissediyor ve saçmalıyordu.

Yerinde doğrulup sırtını yatak başlığına yasladı ve Jimin'in getirdiği suyu içti. Jimin bardağı geri aldığında tepsiyi bacaklarının üzerine koydu. "Şimdi de bu çorba."

Ne Jimin teklifte bulunmuştu ne de Yoongi istekte ama Jimin Yoongi'nin çorbayı içmesine yardım ederken henüz birbirini yeni tanıyan iki genç bunu garipsemedi.

Bir kaşık, iki kaşık derken Yoongi bir anda "Sıcakmış bu!" deyiverdi. Jimin kaşlarını kaldırdı. "Ama altını kapatalı çok olmuştu." Masumca söylediğinde Yoongi omuz silkti. Bu seferki kaşığın rotası Yoongi değil Jimin'di ve pür dikkat izleniyordu. Kaşığı yeniden kaseye bıraktığında sert olmaya çalışarak büyüğüne baktı. Yoongi de gülüyordu. "Yalancı. Neredeyse buz gibi olmuş, hyung. Neden öyle dedin?"

"Sessizdin. Konuşmaman hoşuma gitmedi." Uzanıp kaseden kaşığı aldı. Artık kendini daha güçlü hissediyordu, daha fazla Jimin'in yardımına ihtiyacı yoktu. Zaten birkaç tatlı anıları şimdiden olmuştu.

"Konuşmamı seviyor musun?" Jimin'in sorusuyla Yoongi bakışlarını Jimin'e yöneltti. Gayet samimi bir soruydu. Jimin, bazen çok alakasız ya da fazlaca konuştuğunu düşündüğünden sessiz kalmayı tercih ederdi. Yanlış bir şey söylemek, yanlış anlaşılmak onu korkuturdu. Her şeyini sevdiğim gibi diye düşündü Yoongi ama sadece "Elbette." diyebildi.

Jimin usulca elini Yoongi'nin eline uzatıp kaşığı yeniden aldı. Yoongi itiraz edememişti. "Şey... Hyung sen iyi olana kadar yanında kalmak istiyorum. Hem şey, bilirsin... Evde yalnız olmuş olacağım. Böyle bir süre burada kalsam? Hem sen de yalnızsın, sana arkadaş olurum. İster misin hyung, kalayım mı burada?"

Yoongi, Jimin'in çekinerek konuşmasını izlerken çok mutluydu. Onun burada kalacak olması, odasına, salonuna, mutfağına kokusunu bırakacak olması düşüncesi onu çılgına çeviriyordu.

"Ta-tabii, kalabilirsin. Memnun olurum ben de."

Jimin kendisine göz gülümsemelerinden birini sundu.

"O zaman benim eve uğramam gerekecek. Birkaç parça kıyafet ve Obur için mama getirmem gerekiyor." Yoongi başını salladı. Jimin tüm evini evine taşısa sesini çıkarmazdı.

"Az kalsın unutuyordum. İlaçlarını içmelisin hyung. İç ki hemen iyileş." Jimin kalkıp ilaçları getirmek için gittiğinde Yoongi ilaçları içmek istemediğini düşündü. Ne kadar hasta kalırsa Jimin de evinde o kadar kalırdı. Artık Yoongi iyileşmek istemiyordu, sonsuza kadar hasta kalıp sonsuza kadar Jimin'le yaşamak istiyordu.

 Artık Yoongi iyileşmek istemiyordu, sonsuza kadar hasta kalıp sonsuza kadar Jimin'le yaşamak istiyordu

Hoppsan! Denna bild följer inte våra riktliner för innehåll. Försök att ta bort den eller ladda upp en annan bild för att fortsätta.

Hoppsan! Denna bild följer inte våra riktliner för innehåll. Försök att ta bort den eller ladda upp en annan bild för att fortsätta.
öyle güzelsin işte | yoonmin ✓ Där berättelser lever. Upptäck nu