otuz ikinci bölüm

3.6K 407 107
                                    

Jimin Yoongi'nin yanında kalmasını bir nevi vicdan rahatlatma olarak söylemişti ama Yoongi buna inanmamayı seçti. Jimin'in saf iyilikten meydana geldiğini biliyordu, Jimin'deki samimiyeti görebiliyordu ve zaman geçtikçe kendisine çektiğini de fark ediyordu. Üç gün geçmişti ve Jimin yanındaydı, bir an olsun onu yalnız bırakmamış, bütün hafta sonunu Yoongi'yle ilgilenerek geçirmişti. Bir kez olsun sitem bile etmemişti, eğer Jimin kendinde bir zorunluluk görseydi bu işten sıkılabilirdi ve farkında olmadan bunu yansıtabilirdi ama Jimin mutluydu, Yoongi bunu görüyordu ve bundan memnundu.

Bu günlerden birinde birbirlerini az çok tanımaya başladıkları gibi Yoongi'nin kafasında oluşan birtakım sorular da vardı. Onu iki yıldır uzaktan izliyordu ve o yalnızdı. Biraz da içine kapanık duruyordu ama Jimin'le vakit geçirince onun böyle biri olmadığını rahatlıkla kavramıştı. Asla Jimin'in asosyal biri olduğuna inanmıyordu. O cana yakın bir çocuktu, belki biraz utangaçtı ama herkese kendini sevdirmeyi bilirdi. Bir gülüşü bile birçok kişinin onun etrafına toplanmasına neden olurdu. Yoongi, Jimin'in bu içe kapanıklılığının sonradan oluştuğunu düşündü, Jimin hep böyle olamazdı. Belki de farkında olmadan bu hale gelmiş olabilirdi. Ona üniversitesinin ilk zamanlarında zorlandığından bahsetmişti. Belki yanlış arkadaşlıklar kurmuş, canı yanınca da bundan vazgeçmişti. Yoongi, Jimin'i dışarıdan soyutlayan şeyin Obur olduğunu da düşünüyordu. Jimin tüm ilgi ve sevgisini kediye veriyordu, kendisi söylemişti, okula sırf kedisi için geç gidip yine kedisi için erkenden eve dönüyordu.

Yoongi şimdi üzerini düzeltirken Obur ile oynamakta olan Jimin'i izlerken bu düşüncesinde haklı olduğuna emindi. Jimin'in dünyasında Obur'dan sonra yeni yerleşen insanlar yoktu, hiç kimseyi kabul etmemişti ama işte Yoongi o dünyada şimdi nefes alıyordu. Yüzüne memnun bir gülüş oturdu. Belki Jimin'i kazanabilirdi.

"Çıkalım mı?" Tüm düşüncelerini def edip Obur'u seven Jimin'e sordu. Bugün pazartesiydi ve Yoongi okula gidecekti. Jimin'in dersi henüz bu saatte yoktu ama büyüğünü yalnız göndermek istemiyordu, aslında onun yataktan çıkmasını hiç istemiyordu.

"Çıkalım da hyung, sen biraz daha dinlenseydin keşke. Tam iyileşmedin." Jimin'in sözlerinin aksine Yoongi kendini çok iyi hissediyordu. Jimin kendisine çok iyi bakmıştı, bu sayede çabuk toparlamıştı.

"İyiyim ben, iyi. Hadi gidelim." Bilgisayar çantasını aldı. Hastayken tezi hakkında hiçbir şey yapamamış ve düşünememişti. Aslında düşünmek istememişti. Jimin onun evindeyken tez kimin umurundaydı ki?

Jimin Obur'u son kez sevip bıraktı. Yoongi'nin peşinden gitti. Günler sonunda dışarı çıkmanın verdiği rahatlıkla ikisi de sabah havasını içlerine çekti. Jimin, evi okula biraz uzak olduğu için sürekli toplu taşıma kullanırdı ama Yoongi'nin evi okula yakındı, bu yüzden yürüyeceklerdi. İkisi de soğuk havayı takmıyordu, tamam, Jimin biraz takıyordu çünkü Yoongi hâlâ hasta sayılırdı ama bir şey söylemeye cesaret edemiyordu çünkü azarlanmak istemiyordu.

Aslına bakarsanız Yoongi de soğuk havayı takıyordu çünkü soğuğu sevmezdi. Jimin olmasaydı o da bir otobüse biner giderdi okula ama okulda ayrılacaklardı. Tüm yolu Jimin'le yürüyüp biraz daha yan yana durmak varken Yoongi otobüse binmeyi istemedi, bu yüzden de hiç teklif etmedi. Jimin de yürümekten hoşnutsuzmuş gibi durmuyordu.

Bir süre kaldırımsız yolda, kenarda, ikisi de sessiz kalarak yürüdüler. Ara ara Yoongi'nin burun çekişleri duyuluyordu. Jimin içinden kudursa da bir şey diyemiyor, diyememek onu daha çok kudurtuyordu.

Birden kolundan hızla çekildi ve yanından kornası çalınarak hızla bir araba geçti. Duyduğu heyecandan dolayı Yoongi'ye yapışmıştı. Yoongi'nin ise gözlerinde korku ve kızgınlık vardı. "Dikkatli olsana Jimin! Sana bir şey olacak diye ödüm koptu." Jimin'in diğer elini alıp göğsüne koydu. "Bak kalbim nasıl atıyor. Lütfen kendine dikkat et. Sensiz... sensiz yapamam ben." Sesi artık daha durgun çıkıyordu. Gözlerindeki kızgınlık da kaybolmuştu.

Jimin avucunun içinde onu dövüyormuş gibi atan kalbi hissedince yutkundu. Çarpılma tehlikesinden korkmamıştı ama şimdi korkuyordu. "Ö-özür dilerim, hyung. Daha dikkatli olacağım." Başını yere indirdi. Yoongi tuttuğu koluna kolunu geçirip onu kendine biraz daha çekti. "Böyle gidelim. Daha iyi olur." Jimin sadece başını salladı. Korkudan mı, heyecandan mı yoksa başka bir şey mi emin olamıyordu ama temas yine onun çok fazla sıcak hissetmesine neden olmuştu.

 Korkudan mı, heyecandan mı yoksa başka bir şey mi emin olamıyordu ama temas yine onun çok fazla sıcak hissetmesine neden olmuştu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

iyi ki doğdun jimin! 💕

öyle güzelsin işte | yoonmin ✓ Where stories live. Discover now