VI. || fotoğraflar hüzün verir

2.3K 256 113
                                    

*Farkında değilseniz hâlâ, öğrenin artık:
Yaşam an'lardan oluşur, sadece anlardan, ŞİMDİ'yi yakalayın.
Yanında termometresi, bir şişe suyu, şemsiyesi
ve paraşütsüz yerinden kıpırdamayan bir insandım ben.
Ama yeni baştan yaşayabilseydim eğer,
yüksüz, iyice hafiflemiş olarak çıkardım yolculuklara.
İlkbahara yalınayak girer, sonbahara dek unuturdum ayakkabıyı.
Hiç bilinmeyen yolları keşfeder, tadına varırdım günışığının,
Çocuklarla daha çok oynardım, yeniden bir şansım olsaydı eğer...

Şiir kitabının kapağını kapattı ve eğik durmaktan ağrımış boynunu ovuşturdu. Akşam üzereydi, güneş batmaya başlamış, kısıtlı olarak görülen gökyüzü turuncuya boyamıştı, tıpkı Jimin'in saçları gibi.

Uzanıp masadan içi bitki çayı dolu kupasını aldı. Burada alkol olmayışı canını sıksa bile yeni bağımlılıklar bulmuştu kendine, bitki çayları gibi. Yorgunluğuna ve stresine iyi geldiğini fark ettiğinde şaşırmıştı ilk günler. Şimdiyse asla alışamayacağını sandığı bu yeni hayatında bir rutini bile vardı.

İçi boş kupayı tekrar masaya koyarken televizyon karşısında kıkırdayan Jungkook'a baktı göz ucuyla. Her zaman ki gibi saçma bir televizyon şovuna gülüyordu.

Gözlerini ondan ayırıp açık olan avlu kapısına baktı. Bu kapı her gün, gün doğumunda açılıp güneşin batmasıyla kilitleniyordu otomatikman. Ve hayır dışarıda kalma gibi bir lüks yoktu çünkü kapının kapanmasıyla aynı zamanda akşam sayımı yapılıyordu.

İlk önce Hoseok ardından da Namjoon girdi koğuşa avludan.

"Dışarıda hava çok güzel, koş git nefes al da gel kitlenecek şimdi kapı."

Hoseok'un Jungkook'u çekiştirerek televizyon karşısından kaldırmaya çalışması güldürmüştü Jimin'i. Geldiğinden beri sadece bir kez çıkmıştı havalandırmaya, çıkası gelmiyordu. Altı metrelik duvarlarla çevrilmiş ufacık bir dikdörtgenin içinde nefes almaya çalışmak daha da boğuyordu onu.

"Ya hyung, bir şey desene şuna."

Jungkook kolunu çekiştiren Hoseok'u Yoongi'ye şikayet ederken gülüyordu bir yandan.

"Şş bırakın bakayım çocuğu, oturmaktan götü düşecek daha ne demekmiş havalandırma."

Yoongi kinayesine karşılık kıkırdarken Jungkook dilini çıkarmış ve Hoseok'un çekiştirmelerine yenilip havalandırma kapısına adımlamıştı. Tam adımını atıp açıklığa çıkacağı sıra kapının tiz alarmı duyuldu ve ağır ağır kapanmaya başladı.

"Al işte, nefes almam ilahi varlıklar tarafından da istenmiyor."

- -

"Sanat sanat içindir hyung, bu konu tartışmaya kapalı."

Jungkook kollarını göğsünde birleştirip karşısındaki altı adama dik dik baktı. Akşam yemeğinin tartışması onun oldukça dikkatini çekmişti.

Namjoon gülümseyerek uzanıp küçüğünün yumuşak saçlarını karıştırdı.

"Tamam tamam, sanat sanat içindir triplenme hemen."

Jungkook kazanmanın verdiği sırıtmayla yaptığı tavrı sonlandırdı ve içeceğinden bir yudum aldı. Nereden konuşmaya başladıklarını bilmedikleri bir konuydu bu.

Yemek masasının etrafında toplanmış başka bir konu hakkında tartışıyorlardı şimdi. Her zaman olduğu gibi SeokJin büyük olduğu için haklı olduğunu diretiyor Yoongi ise zekanın yaşla alakalı olmadığını söyleyip büyüğüne laf atıyordu aklı sıra.

IDYLLIC pt. 1  || vmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin